Gıda fiyatları yıllık yüzde 67,5 ile zam rekoru kırdı
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu'nun Ar-Ge birimi KAMUAR tarafından hazırlanan 'Halkın Enflasyonu' raporu, gıda fiyatlarında son 51 aydır kesintisiz devam eden artışı gözler önüne serdi.
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu'nun yayımladığı "Halkın Enflasyonu" raporuna göre, gıda fiyatları son bir yılda yüzde 67,5 oranında arttı ve son 51 aydır aralıksız yükselişini sürdürüyor.
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu'nun araştırma birimi KAMUAR tarafından hazırlanan "Halkın Enflasyonu" raporu, Türkiye'de yaşanan gıda fiyatlarındaki dramatik artışı bir kez daha gözler önüne serdi. Ankara'daki marketlerden derlenen verilerle oluşturulan bu rapor, halkın en fazla tükettiği 64 temel gıda maddesinden oluşan bir sepeti esas alıyor ve bu sepet üzerinden gıda fiyatlarının nasıl değiştiğini ortaya koyuyor. Raporda yer alan veriler, vatandaşların sofralarındaki yükün her geçen gün daha da ağırlaştığını gösteriyor.
Gıda Fiyatlarında Kesintisiz Artış
Son 51 ayda aralıksız olarak artış gösteren gıda fiyatları, Ağustos 2024 itibarıyla yıllık bazda yüzde 67,5 oranında artış kaydetti. Yılın ilk sekiz ayında ise bu oran yüzde 36,6 olarak gerçekleşti. Bu rakamlar, gıda fiyatlarındaki artışın hız kesmeden devam ettiğini ve halkın üzerindeki ekonomik baskının giderek arttığını gözler önüne seriyor. Ağustos ayında gıda fiyatlarında bir önceki aya göre yüzde 1,8 oranında artış yaşandı. Yıllık bazda ise gıda fiyatlarındaki artış yüzde 67,5 seviyesine ulaştı. Bu durum, vatandaşların günlük ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandığını ve gıda harcamalarının gelirlerinde büyük bir pay aldığını gösteriyor.
Gıda Fiyatlarında Yıllık Değişim
Raporda, Ağustos 2024'te geçen yılın aynı ayına göre ekmek, un, bulgur ve makarna fiyatlarında yüzde 43,3; et ve balık fiyatlarında yüzde 60,2; süt ve süt ürünleri ile yumurta fiyatlarında yüzde 45,8 oranında artış yaşandığı belirtildi. Aynı dönemde yağ fiyatları yüzde 55,5, meyve fiyatları yüzde 61,5, sebze fiyatları ise yüzde 183,6 oranında yükseldi. Bakliyat fiyatları son bir yılda yüzde 53,9, diğer gıda fiyatları ise yüzde 59,5 oranında zamlandı. Gıda fiyatlarındaki bu artış, halkın gıda alışverişinde ciddi bir bütçe ayırmasını zorunlu hale getiriyor.
Yoksullar İçin Gıda Harcamaları Daha Büyük Yük
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) son verilerine göre, en zengin yüzde 20'lik kesim tüketim harcamalarının sadece yüzde 14,5'ini gıdaya ayırırken, en yoksul yüzde 20'lik kesim gelirinin yüzde 36,6'sını gıda harcamalarına ayırmak zorunda kalıyor. Bu da, yoksul kesimlerin gıda fiyatlarındaki artıştan daha fazla etkilendiğini ve enflasyonun bu kesim üzerindeki yıkıcı etkisini artırdığını gösteriyor. Gıda fiyatlarındaki bu kesintisiz artış, özellikle sabit gelirli ve yoksul kesimleri derinden sarsıyor. TÜİK'in resmi enflasyon rakamları ise bu kesimlerin günlük hayatta yaşadığı gerçek enflasyonu tam olarak yansıtmıyor. Zira TÜİK enflasyonu hesaplarken gıda harcamalarının ağırlığını yaklaşık yüzde 25 olarak esas alıyor, bu da özellikle dar gelirli vatandaşların yaşadığı ekonomik zorlukları göz ardı ediyor.
Yanlış Politikaların Bedeli: Artan Gıda Fiyatları
Birleşik Kamu-İş'in raporunda, Türkiye'nin yüksek enflasyon sürecine nasıl sürüklendiği de ele alınıyor. İktidarın yanlış ve "akıl dışı" olarak nitelendirilen ekonomik politikalarının bir sonucu olarak gıda fiyatları son yıllarda rekor seviyelere ulaştı. Bu süreçte, özellikle Eylül 2021'den bu yana gıda fiyatlarında yüzde 816 oranında artış kaydedildi. Başka bir ifadeyle, Eylül 2021'de 100 liraya satın alınabilen bir gıda sepeti, Ağustos 2024'te 916 liraya mal oldu. Aynı dönemde, kamu çalışanlarının ücretlerinde ise yüzde 780 oranında artış yaşandı, ancak bu artış gıda fiyatlarındaki yükselişi karşılamaya yetmedi. Kamu çalışanlarının alım gücü reel olarak azaldı ve bu durum, kamu çalışanlarının hayat standartlarında ciddi bir düşüşe neden oldu. Ücretler altı ayda bir artırıldığı için bu reel azalma önümüzdeki aylarda daha da belirginleşecek.
Halkın Gıda Tüketiminde Dramatik Değişimler
Ağustos 2024'te yapılan araştırma, halkın gıda tüketim alışkanlıklarında da dramatik değişimlerin yaşandığını gösteriyor. 64 temel gıda maddesinden oluşan gıda sepetinin fiyatı, bir önceki aya göre yüzde 1,8 oranında arttı. Bu artış, halkın gıda tüketimini kısıtlamak zorunda kaldığını ve daha pahalı ürünlerden kaçındığını ortaya koyuyor. Ağustos ayında bakliyat fiyatları sabit kalırken, diğer tüm gıda gruplarında fiyat artışları gözlemlendi. Ekmek, pirinç, un, bulgur fiyatları yüzde 0,2, et ve balık grubu fiyatları yüzde 0,6, süt ve süt ürünleri ile yumurta grubunda fiyatlar yüzde 0,6, yağ fiyatları yüzde 0,5, meyve fiyatları yüzde 0,6 ve sebze fiyatları ise yüzde 5,4 oranında zamlandı. Diğer işlenmiş gıda maddelerinin fiyatları ise yüzde 8,5 oranında yükseldi.
Gıda Fiyatlarındaki Artışın Sosyal Etkileri
Raporda, gıda fiyatlarındaki artışın sosyal etkileri de vurgulanıyor. Yoksul kesimler gıdaya daha fazla para ayırabilmek için, eğitim, sağlık ve diğer temel ihtiyaçlarını karşılamaktan vazgeçmek zorunda kalıyorlar. Bu durum, sadece ekonomik bir sorun olmanın ötesinde, toplumsal bir kriz haline geliyor. Yoksullar, enflasyon karşısında hayatta kalma mücadelesi verirken, sosyal adaletsizlik de derinleşiyor. Gıda fiyatlarındaki bu artış, sadece bugünü değil, geleceği de olumsuz etkiliyor. Zira sağlıklı ve dengeli beslenemeyen bir toplumun, uzun vadede sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalması kaçınılmaz hale geliyor. Bu da, sağlık harcamalarının artmasına ve dolayısıyla ekonomik yükün daha da ağırlaşmasına neden oluyor.
Gıda Fiyatlarında Uzun Vadeli Beklentiler
Birleşik Kamu-İş'in raporu, gıda fiyatlarının gelecekte nasıl bir seyir izleyeceği konusunda da bazı öngörülerde bulunuyor. Raporda, Türkiye'nin içinde bulunduğu yüksek enflasyon sarmalının, mevcut ekonomik politikalarla kısa vadede sona ermeyeceği ve gıda fiyatlarının önümüzdeki dönemde de artmaya devam edeceği belirtiliyor. Bu durum, halkın gıda güvenliğini tehdit ediyor ve uzun vadede daha büyük sosyal ve ekonomik sorunlara yol açabilir. Ayrıca, yüksek gıda fiyatları, tarımsal üretim üzerindeki baskıyı artırarak, gıda arzının sürdürülebilirliğini tehlikeye atabilir. Bu nedenle, acil ve etkili politikaların devreye sokulması gerektiği vurgulanıyor.
Birleşik Kamu-İş'in gıda fiyatları endeksi, Haziran 2020'den bu yana her ay, yani aralıksız olarak 51 aydır bir önceki aya göre artış gösteriyor. Bu 51 aylık dönemde gıda fiyatları 13 katına çıktı. Bu durum, Türkiye'de gıda enflasyonunun ne kadar ciddi boyutlara ulaştığını ve halkın üzerindeki ekonomik baskının ne denli arttığını gözler önüne seriyor. Raporda yer alan veriler, gıda fiyatlarındaki artışın sadece ekonomik değil, aynı zamanda toplumsal bir sorun haline geldiğini de açıkça ortaya koyuyor.
Gıda fiyatlarının bu denli yüksek olması, halkın günlük yaşamını olumsuz etkilerken, aynı zamanda ülkenin genel ekonomik dengelerini de sarsıyor. Halkın enflasyonu olarak da nitelendirilen bu durum, hükümetin acil önlemler almasını gerektiriyor. Gıda fiyatlarındaki artışın durdurulabilmesi için, tarımsal üretimin desteklenmesi, girdi maliyetlerinin düşürülmesi ve arz-talep dengesinin korunması gibi politikaların hayata geçirilmesi gerekiyor.
Sonuç olarak,