Hayvanları Koruma Kanunu değişiklik teklifinin genel gerekçesi ve madde gerekçeleri
Hayvanları Koruma Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin genel gerekçesi ve madde gerekçelerinin tam metni haberimizde..
Sahipsiz hayvanlara yönelik düzenlemeleri içeren "Hayvanları Koruma Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi", Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı'na sunuldu. Teklifin genel gerekçesi ve madde gerekçelerinin tam metni haberimizde... Önce kısa bir özet:
Genel gerekçeye göre, Türkiye'de hayvanların rahat yaşamalarını ve uygun muamele görmelerini sağlamak amacıyla 2004 yılında kabul edilen 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu'nda önemli değişiklikler yapılması planlanıyor. Kanun, hayvanların acı çekmesini önlemek ve onları korumak amacıyla yürürlüğe girse de, özellikle sahipsiz hayvanlar ve sokak köpekleri ile ilgili artan sorunları tam anlamıyla çözmüyor.
Son yıllarda kontrol altına alınamayan sokak köpeklerinin sayısı ciddi bir sorun haline geliyor. Bu köpekler, sürüler halinde yaşamaya başlıyor ve hem insan hayatını hem de kamu düzenini tehdit eder hale geliyor. Mevcut kanun, belediyelere sahipsiz hayvanların toplanması ve rehabilitasyonunu sağlama sorumluluğunu veriyor. Ancak gerekli denetim mekanizmalarının eksikliği nedeniyle bu görev tam anlamıyla yerine getirilemiyor.
Hayvanların korunmasına yönelik iyi niyetli girişimlere rağmen, dijital ortamlarda kontrolsüz bağış kampanyaları ve çeşitli dezenformasyon faaliyetleri yürütülüyor. Bu durum, sahipsiz hayvan popülasyonunun kontrol altına alınmasını zorlaştırıyor. Bazı çevreler, sahipsiz hayvanların kontrolsüz artışını destekliyor ve bu da popülasyon kontrol çalışmalarını engelliyor.
Sağlık Bakanlığı verilerine göre, kuduz riski taşıyan temas sayısı 2018-2022 yılları arasında ortalama 267.125 iken 2023 yılında bu sayı 437.601 olarak bildirildi. ABD, Japonya ve bazı Avrupa ülkeleri, Türkiye'ye seyahat edecek vatandaşlarını sahipsiz köpeklerin saldırganlığı ve kuduz riski konusunda uyarıyor. Bu uyarılar, turizm gelirleri açısından önemli olan Türkiye'nin itibarını olumsuz etkiliyor.
2004 yılından bu yana uygulanan yakala-kısırlaştır-sal yöntemi, sahipsiz hayvan popülasyonunu kontrol altına almakta yetersiz kalıyor. Bilimsel veriler, popülasyonun kontrol altına alınabilmesi için %70'inin kısırlaştırılması gerektiğini gösteriyor. Ancak bu oran, Türkiye'de hiçbir zaman yakalanamıyor. Ayrıca, kısırlaştırmanın bazı durumlarda saldırgan davranışları azaltmadığı, hatta artırdığı tespit ediliyor.
Avrupa ve Kuzey Amerika'da uygulanan bazı modeller, belirli bir süre içerisinde sahiplendirilemeyen hayvanların veteriner kontrolünde ötanazi ile sonlandırılmasını öngörüyor. Türkiye'de de benzer bir yaklaşım benimsenerek sahipsiz hayvan popülasyonunun daha etkili ve insani bir şekilde yönetilmesi hedefleniyor.
5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu'nda yapılacak değişiklikler, sahipsiz hayvanların popülasyonunu kontrol altına alarak insan, hayvan ve çevre sağlığı açısından oluşan riskleri ortadan kaldırmayı amaçlıyor. Bu doğrultuda hazırlanan kanun teklifi, sahipsiz hayvan sorununu çözmek için gerekli adımların atılmasını öngörüyor.
GENEL GEREKÇE
Ülkemizde hayvanların rahat yaşamalarını ve hayvanlara iyi ve uygun muamele edilmesini temin etmek, hayvanların acı ve eziyet çekmelerine karşı en iyi şekilde korunmalarını, her türlü mağduriyetlerinin önlenmesini sağlamak amacıyla 2004 yılında 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu kabul edilmiştir. Yaşanan ve gelişen süreç içerisinde bu Kanun sahipsiz hayvanların rahat yaşamını ve can güvenliğini tam anlamıyla sağlayamadığı gibi insanların ve diğer canlıların yaşadıkları sorunları çözmekte de yetersiz kalmıştır.
Sahipsiz hayvanlar, özellikle başıboş köpekler; son yıllarda popülasyonun kontrol altına alınamaması nedeniyle giderek büyüyen bir sorun haline gelmiştir. Sayıları her geçen gün artan ve sokaklarda sürüler halinde yaşamaya başlayan başıboş köpekler, en temel insan hakkı olan yaşam hakkını dahi tehdit eder bir boyuta ulaştığı gibi çevre temizliği, toplum sağlığı, kamu düzeni ve güvenliği ile diğer hayvanların yaşamını ve varlığını da tehlikeye atmaktadır.
Mevcut Kanun ile hayvanların toplanması ve rehabilitasyonuna ilişkin sorumluluk belediyelere verilmiş ancak gerekli denetim mekanizmaları tesis edilemediğinden, ilgili kuruluşlar üzerine düşeni tam anlamıyla yerine getirememiş ya da mevzuatın dar yorumlanması sebebiyle çözüme katkı sunmak istedikleri halde mevzuatla kendilerine çizilen sınırları geçemediklerinden popülasyon her geçen gün katlanarak artmaya devam etmiştir.
Her ne kadar hayvanların korunmasına yönelik iyi niyetli girişimlerde bulunulsa da sahipsiz hayvanlar üzerinden özellikle dijital ortamda; kontrolsüz bağış kampanyaları, buradan beslenen oluşumların propagandası ile tedbir almaya çalışan kurum, kuruluş ve kişilere yönelik dezenformasyon çalışmaları yürütülmektedir. Sahipsiz hayvanların sayılarının kontrol altına alınması bir yana bazı çevrelerce adeta sahipsiz hayvanların kontrolsüz artışı desteklenmektedir. Bu durum, iyi niyetle yapılan bağışların belirsiz ve kanun dışı maksatlarla kullanılabilmesine imkân tanımakta ve popülasyon kontrol çalışmalarını sekteye uğratmaktadır.
Sahipsiz köpek popülasyonunun kontrol altında tutulamaması sebebiyle popülasyonun kontrolsüz bir şekilde büyümesi çeşitli riskler doğurmaktadır. Hali hazırda yaşanan sahipsiz hayvan sorununun farklı boyutları bulunmakta olup bunları birkaç başlık altında ifade etmek gerekirse:
a) Bir bölgede sahipsiz hayvan sayısının artması sonucunda, orada yaşayan insanların vücut bütünlüğü, can güvenliği ve yaşam standartları tehlikeye girmektedir. Emniyet Genel Müdürlüğü verileri doğrultusunda 2019-2023 yılları arasında hayvana çarpma şeklinde 3.534 trafik kazası ve buna bağlı olarak 55 ölüm ve 5.147 yaralanma meydana gelmiştir.
b) Sahipsiz hayvan popülasyonunun yoğunluğu sebebiyle vatandaşların psikolojik açıdan olumsuz sonuçlara sebebiyet verecek şekilde sosyal hayatı kısıtlanmaktadır. Ayrıca sahipsiz hayvanların kamusal alanlarda beslenmesi, vatandaşlar arasında sözlü veya fiziksel tartışmalara sebep olmakta bu da toplumsal gerginliği arttırmaktadır. Hayvan saldırısı sonucu yaralanan ve hayatını kaybedenlerin medyaya yansıyan haber ve görüntüleri toplumda infiale sebep olmakta ve kamu kurumlarına olan güvenin azalmasına yol açmaktadır.
c) Kontrol edilemez noktaya ulaşan sahipsiz hayvan popülasyonu sebebiyle artan saldırılar, kuduz vakaları, zoonoz hastalıklar ile maddi ve manevi kayıplara sebep olmaktadır. Bu durum, Anayasa ile koruma altına alınan sağlık, güvenlik, yaşam hakkı, maddi varlık ve vücut bütünlüğünün korunması gibi insan haklarının ihlaliyle sonuçlanmaktadır.
ç) Sahipsiz hayvanlar; koyun, keçi, inek, buzağı, tavuk gibi ekonomik değeri olan çiftlik hayvanlarına saldırarak maddi kayıplara sebebiyet vermektedir.
d) Araştırmalara göre Ülkemiz; Dünya Sağlık Örgütü'nün yayınladığı “Kuduz Riskli Temasın Yüksek Olduğu Ülkeler” kategorisinde yer almaktadır. Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre; 2018-2022 yılları arasında kuduz riskli temas sayısı ortalama 267.125 iken 2023 yılında bu sayı 437.601 olarak bildirilmiştir.
2019-2023 Türkiye Zoonotik Hastalıklar Eylem Planında zoonoz hastalıklarla mücadele yöntemlerinde enfeksiyon zincirinin kırılması için sahipsiz köpek sayısının kontrol altında tutulması ve hayvanların bakımevlerinde barındırılması önerilmiştir. Dahası ABD, Japonya, İsveç, Norveç, Hollanda, İrlanda, İngiltere, Fransa, Finlandiya, Almanya, Çek Cumhuriyeti, Kanada, Avustralya gibi ülkelerin dışişleri bakanlıkları kendi internet sayfalarında, Türkiye'ye gidecek vatandaşlarını “saldırgan başıboş köpek çeteleri” ve “kuduz” riski hakkında uyarmaktadır. Bu husus turizm gelirlerinin önemli bir kalem olduğu ülkemizin itibarı bakımından olumsuz bir izlenim oluşturmaktadır.
Sağlık Bakanlığı Verilerine Göre Yıllar İtibarıyla Kuduz Riskli Temas ve Vaka Sayıları Grafiği
e) Sahipsiz köpek saldırıları nedeniyle ölen kişilerin yakınları veya yaralanan kişiler, ilgili yerel yönetime karşı dava açmakta olup bu davalar neticesinde hizmet kusuru nedeniyle maddi-manevi tazminat kararlarına hükmedilmektedir. Sahipsiz hayvanların saldırısı sonucunda valiliklere ve yerel yönetimlere açılmış birçok tazminat davası bulunmaktadır.
f) Sahipsiz köpekler çok ağır koşullarda hayatta kalma mücadelesi verirken hem kendi türlerinin hem de ceylan ve karaca gibi yabani diğer hayvanların ve doğanın zarar görmesine neden olmaktadır.
Valiliklerce yapılan bildirime göre Ülkemizde yaklaşık 2 milyon sahipsiz köpek olduğu ifade edilse de hayvanların yıl içerisinde 1-2 defa doğum yapabilmeleri ve her defasında ortalama 6-8 arasında yavru doğurmaları sebebiyle sahipsiz köpek popülasyonunun yaklaşık 4 milyon olduğu tahmin edilmektedir. Araştırmalara göre bir bölgede bulunan bir dişi ve erkek köpek 1. yılın sonunda 16 yavru, 2. yılın sonunda 128 yavru, 3. yılın sonunda 512 yavru, 4. yılın sonunda 2048 yavru, 5. yılın sonunda 12.288 yavru ve 6. yılın sonunda 67.000 hayvandan oluşan bir popülasyona ulaşabilmektedir. Elbette her doğan köpek yaşayamayabilir ancak üreme hızının anlaşılabilmesi için bu örnek önemlidir. Köpek popülasyonu doğrusal değil üstel olarak artmaktadır.
Sahipsiz hayvanların kontrolü maksadıyla 2004 yılından günümüze dek popülasyon kontrolü maksadıyla kısırlaştırma ve bakımevi kurulumu çalışmaları yürütülmektedir. Mevcutta yaklaşık 105 bin hayvan kapasiteli 322 adet hayvan bakımevi bulunmaktadır.
Tarım ve Orman Bakanlığı Verilerine Göre Yıllar İtibarıyla Kısırlaştırılan ve Sahiplendirilen Hayvan Sayısı Tablosu
Yıl Kısırlaştırılan Hayvan Sahiplendirilen Hayvan
2004 4.682 4.849
2005 12.204 5.288
2006 21.363 6.664
2007 39.071 8.068
2008 42.560 9.726
2009 29.641 12.481
2010 55.624 17.926
2011 26.713 20.426
2012 85.408 20.761
2013 129.708 22.976
2014 132.433 25.040
2015 102.744 63.855
2016 149.720 38.218
2017 203.905 48.734
2018 162.612 37.983
2019 176.186 42.808
2020 181.688 35.982
2021 267.091 39.977
2022 342.879 37.503
2023 338.363 33.739
TOPLAM 2.504.595 533.004
Bilimsel verilere göre, sahipsiz hayvanların popülasyonunun kontrol altına alınabilmesi maksadıyla tüm popülasyonun %70'inin kısırlaştırılması gerekmektedir. Ülkemizde bir yılda en fazla 342.879 hayvan kısırlaştırılmış olup bu rakam popülasyonun (4 milyon) yaklaşık %8,5'i oranına denk gelmektedir. Kısırlaştırmanın uzun dönemde popülasyon üzerinde etki etmediği görülmektedir. Bununla birlikte; sürü halinde yaşayan sahipsiz hayvanların kısırlaştırılmasının saldırgan davranışları azaltmadığı, bu davranışlara ilişkin bir etkiye sahip olmadığı hatta bazı durumlarda saldırganlığın da arttığını gösteren bilimsel çalışmalar mevcuttur.
Ülkemizin sahipsiz hayvan popülasyonunun yönetimine ilişkin uyguladığı yakala-kısırlaştır-sal metodunun dünyada uygulandığı ülke sayısı oldukça azdır. Metoda göre, sahipsiz hayvan yakalanır, kısırlaştırılır ve daha sonra toplandığı yere bırakılır. Ancak bu metot, sahipsiz hayvan sayısı az olan ülkeler için bile yeterli olmayan bir uygulamadır. Dünya Hayvan Sağlığı Örgütünün (OIE), konuya ilişkin raporunda da belirtildiği üzere köpek popülasyonunun, olması gerekenden çok daha fazla olduğu habitatlarda, yakala-kısırlaştır-sal metodu hiç veya amaçlandığı gibi etki göstermemektedir. Bu durum raporda şöyle ifade edilmektedir; “Kısıtlı köpek popülasyonuna ve yeterli kaynağa sahip ülkelerde; Yakala-Kısırlaştır-Sal metodu etkili olacaktır. Bu yöntem yerel halkın hassasiyetini, hayvan yakalamayı, insancıl ötanaziyi, aşılamayı, kısırlaştırma tekniklerini, damgalamayı, hayvanı salıvermeyi ve popülasyon üstündeki uzun süreli etkiyi içerir. Bu yöntemin sınırlamaları da ele alınmalıdır. Büyük köpek popülasyonuna sahip ülkeler; mümkün olan en az acı verici düzeyde ölüm şeklini içeren insancıl uyutma yöntemlerine ihtiyaç duymaktadır. Ancak yine de, bu durum, tamamlayıcı başka bir grup eylemle birlikte uygulanmazsa, etkisiz kalacaktır.” Özetle, Ülkemizde mevcut popülasyon ele alındığında yakala-kısırlaştır-sal metodu bir çözüm değildir. Ülkemizin 2004'ten beri yaşadığı tecrübe de bunu net bir şekilde ortaya koymuştur.
Avrupa ülke örneklerine bakıldığında genel olarak; günümüzde sokaklarda sahipsiz hayvan bulunmadığı, sahipsiz hayvanların bakımevlerinde tutulduğu ve bazı ülkelerde belli bir süreye kadar sahiplendirilemeyen hayvanlara veteriner kontrolünde ötanazi yapıldığı görülmektedir. Avrupa'da 18. ve 19. yüzyılda başta kuduz salgını olmak üzere çeşitli sebeplerden dolayı, sahipsiz hayvanların sistematik operasyonlarla ve çoğunlukla silah veya zehir kullanılarak itlaf edildiği yayınlarda geçmektedir. Avrupa'da olduğu gibi dünyanın birçok ülkesinde de itlaf etmek, popülasyonu sürekli kontrol altında tutmada yöntem olarak kullanılmıştır. Ülkemizde de 13 Haziran 1932 tarihli ve 2123 sayılı Resmî Gazete'de; sahipsiz hayvanların hepsinin itlaf edilmesi, sahipli köpeklerin başıboş bırakılmaması ve ağızlık-tasma ile gezdirilmesi, serbest bırakılmış sahipli köpeklerin itlaf edilmesi, itlafın belediyelerce yapılması hususlarının yer aldığı bir tamim yayımlanmıştır. Ayrıca 2003 tarihinde Ülkemizin de taraf olduğu Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi'nde başıboş köpek sayısının sorun teşkil ettiğine kanaat getirilmesi halinde hayvanlara uygulanacak tedbir olarak hiçbir farklı gerekçe aranmaksızın sayıyı azaltmak üzere belirtilen usullerde ötanazi işleminin yapılması uygun bulunmaktadır.
İngiltere, Fransa ve ABD'nin bazı eyaletlerinde ‘‘Yakala-Kısırlaştır-Tut-Ötanazi Modeli'' uygulanmaktadır. Tıbbi gerekçelere ek olarak İngiltere'de 7 gün, Fransa'da 8 gün, ABD'de eyaletlerce belirlenmiş süre sonunda sahiplendirilemeyen hayvanlara veteriner kontrolünde ötanazi yapılabileceğine ilişkin mevzuat hükümleri bulunmaktadır. Hindistan ve bazı Balkan ülkelerinde hayvan popülasyonuyla mücadele yöntemi, Ülkemizdeki gibi ‘‘Yakala-Kısırlaştır-Sal'' metodudur. 60 milyon sahipsiz köpek bulunan Hindistan'da dünyadaki tüm kuduz ölümlerinin %36'sı gerçekleşmektedir. Bu mücadele yöntemini uygulayan ülkelerde, sahipsiz hayvan sorunu görülmektedir.
Sonuç olarak; gelinen süreçte sahipsiz hayvanların sorun haline gelmesi, özellikle başıboş köpeklerin saldırıları sonucunda can kayıplarının artması ve sorunun zaman geçtikçe büyümesi karşısında 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanununda oluşan ihtiyaçlara binaen değişiklik yapılması gerekliliği ortaya çıkmıştır. Bu doğrultuda hazırlanan Kanun Teklifi ile sahipsiz hayvan popülasyonunun kontrol altına alınması sağlanarak, insan, hayvan ve çevre sağlığı açısından oluşan risklerin ortadan kaldırılması amaçlanmaktadır.
MADDE GEREKÇELERİ
MADDE 1- Maddeyle, 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanununun 1 inci maddesinde değişiklik yapılmaktadır.
Düzenlemeyle, hayvanların korunmasında insan, hayvan ve çevre sağlığının gözetilmesi Kanunun amaçları arasına alınmaktadır. Böylelikle, insan, hayvan ve çevre sağlığı öncelikli hale getirilmekte ve bu Kanun ile ilgili diğer kanunların uygulanmasında yaşanabilecek tereddütleri gidermek amaçlanmaktadır.
MADDE 2- Maddeyle, 5199 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinde değişiklik yapılmaktadır.
Düzenlemeyle, sahipsiz hayvanlara ilişkin yürütülecek çalışmalarda, tereddüde mahal verilmemesi ve kedi ve köpeklerin sahipli hayvan statüsüne alınabilmesi için 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu kapsamında Bakanlık veri tabanına kaydedilmesi zorunluluğu bulunduğundan sahipli hayvan ve sahipsiz hayvan kavramları açık bir şekilde tanımlanmaktadır.
Ayrıca, uygulamada tereddüde mahal verilmemesi amacıyla ve Kanunda yakala-kısırlaştır-sal metodunun kaldırılması sebebiyle hayvan bakımevi tanımında uyum değişikliği yapılmaktadır.
MADDE 3- Maddeyle, 5199 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinde değişiklik yapılmaktadır.
Kanun kapsamında yapılan değişikliklerle sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanların hayvan bakımevlerine toplanması ve buralarda rehabilite edilerek sahiplendirilinceye kadar bakılacak olması sebebiyle bakımevleri dışında bir hayvana bakmanın onun yasal sorumluluğunu alarak sahiplenilmesi suretiyle mümkün olabileceği ilkesi kabul edilmektedir.
Değişiklikle, uygulamada tereddüde mahal verilmemesi ve popülasyon yönetimine ilişkin getirilen yeni yaklaşım kapsamında uyum düzenlemeleri yapılmaktadır.
MADDE 4- Maddeyle, 5199 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinde değişiklik yapılmaktadır.
Maddenin birinci fıkrasında yapılan değişiklikle, 5996 Sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanununun 47 nci maddesinin üçüncü fıkrası ile 3285 Sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanunu yürürlükten kaldırılmış olması ve birden fazla kanunda ötanaziye ilişkin istisnai düzenlemeye yer veriliyor olması sebebiyle hüküm revize edilmektedir.
Maddenin üçüncü fıkrasında yapılan değişiklikle, Kanunun amaç maddesinde hayvanların korunmasında insan, hayvan ve çevre sağlığının öncelikli hale getirilmesi sebebiyle uyum amacıyla aynı doğrultuda düzenleme yapılmakta ve Bakanlık ismi güncel hale getirilmektedir.
Günümüzde kontrol edilemez noktaya ulaşan sahipsiz hayvan popülasyonu sebebiyle artan saldırılar, kuduz ve benzeri zoonoz hastalıklar ile maddi ve manevi kayıplar yaşanmasının ana sebeplerinden birisi hayvanların alındığı ortama geri bırakılmasıdır. Bu sebeple, mevcutta uygulanan yakala-kısırlaştır-sal metodu yerine Kanun ile yeni bir yaklaşım getirilmektedir. Maddenin dördüncü fıkrasında bu doğrultuda yapılan değişiklikle, hayvan bakımevlerine alınan hayvanlarından rehabilite edilenlerin sahiplendirilinceye kadar bu yerlerde barındırılması hüküm altına alınmaktadır. Ayrıca doğru ve güncel veri sağlanabilmesi amacıyla hayvan bakımevlerine alınan hayvanların Bakanlık veri sistemine kaydedileceği düzenlenmektedir.
Maddenin altıncı fıkrasında yapılan değişiklikle, hayvanların bakımı için sahiplenilmesi gerektiğinden yapılacak tahsislerin amacı netleştirilmek suretiyle Kanun ile belirlenen yeni yaklaşıma uyum sağlanması amaçlanmaktadır.
MADDE 5- Maddeyle, 5199 sayılı Kanunun İkinci Kısım Dördüncü Bölüm başlığı ile 13 üncü maddesinde değişiklik yapılmaktadır.
Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi'nde taraflara başıboş köpek sayısının sorun teşkil ettiğine kanaat getirilmesi halinde hayvanlara uygulanacak tedbir olarak hiçbir farklı gerekçe aranmaksızın sayıyı azaltmak üzere belirtilen usullerde ötanazinin de dâhil olduğu gerekli yasal ve idari tedbirleri alma görevi vermektedir. 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanununun 9 uncu maddesinde de ötanazinin uygulanacağı durumlar tanımlanmıştır.
Düzenlemeyle sahipsiz hayvan popülasyonunun kontrol altına alınabilmesi maksadıyla, söz konusu hayvanlar toplanılarak hayvan bakımevlerine götürüldükten sonra alındıkları ortama geri bırakılmaları yerine, öncelikle sahipsiz köpeklerin sahiplendirilmesi esas alınmakta ve ötanazi yapılacak hayvanların nitelikleri belirlenmektedir. Ayrıca yerel yönetimlerce ötanazi uygulaması yapılabilmesinin kamu güvenliği ve sağlığının korunması açısından doğru bir yöntem olduğu değerlendirildiğinden yerel yönetimlere yetki verilmektedir.
Bu amaçla; maddeye eklenen birinci fıkra ile bakımevine alınan hayvanlardan saldırgan olan, bulaşıcı veya tedavi edilemeyen hastalığı bulunan ya da sahiplenilmesi yasak olan hayvanlara yerel yönetimlerce ötanazi yapılması öngörülmektedir.
Maddeye eklenen ikinci fıkra ile sahipsiz hayvan popülasyonunun; kamu güvenliği bakımından tehlike oluşturmasına veya hayvandan hayvana ya da hayvandan insana bulaşan hastalıkların görülmesine, su kaynaklarının, yaban hayatının ve biyolojik çeşitliliğin zarara uğramasına sebebiyet vermesi halinde ilgili yerel yönetimler tarafından sahipsiz hayvanlara ötanazi işlemi yapılabilmesi sağlanmaktadır.
Maddenin mevcut ikinci fıkrasında yapılan değişiklikle de ötanazi işlemine ilişkin esas ve usullerin Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirleneceği hükme bağlanmaktadır.
MADDE 6- Maddeyle, 5199 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinde değişiklik yapılmaktadır.
Maddenin birinci fıkrasının (h) bendinde yapılan değişiklikle, bu Kanunla sahipsiz hayvanların popülasyon yönetimine ilişkin yeni bir yaklaşım getirilmesi nedeniyle hayvanlara yapılacak müdahalenin sadece tıbbi gerekçelerle değil Kanunda yer alan diğer istisnai durumlarda da yapılabilmesine imkan tanınmaktadır.
Maddenin birinci fıkrasına eklenen (o) bendiyle, yerel yönetimler adına toplanan sahipsiz hayvanların bakımevi dışında bir yere terk edilmesi veya bakımevinde barındırılan hayvanların bakımevi dışında bir yere bırakılması fiilleri yasak kapsamına alınmaktadır. Böylelikle, sahipsiz hayvanların toplanması, hayvan bakımevlerine götürülmesi ve bu hayvanların sahiplendirilinceye kadar hayvan bakımevi bünyesinde bakılmasına ilişkin hükümlerin uygulanmasının ve yerel yönetimlerin görev ve sorumluluklarını eksiksiz olarak yerine getirmelerinin sağlanması amaçlanmaktadır.
MADDE 7- Maddeyle, 5199 sayılı Kanunun 16 ncı maddesinde değişiklik yapılmaktadır.
Düzenlemeyle, sahipsiz hayvanların korunmasına yönelik yürütülen çalışmaların yanı sıra insan, hayvan ve çevre sağlığını korumaya yönelik olarak sahipsiz hayvanlardan kaynaklı sorunları belirlemek ve bu sorunlara ilişkin çözüm önerileri üretmek il hayvanları koruma kurulunun görevleri arasına alınmaktadır.
Ayrıca, Kanunun 18 inci maddesinin teklifle yürürlükten kaldırılması sebebiyle maddede uyum düzenlemesi yapılmaktadır.
MADDE 8- Maddeyle, 5199 sayılı Kanunun 19 uncu maddesinde değişiklik yapılmaktadır.
Düzenlemeyle, başta yerel yönetimler olmak üzere diğer ilgili kurum ve kuruluşlara yapılacak desteğin kapsamı genişletilmektedir. Böylelikle, insan, hayvan ve çevre sağlığının korunması amacıyla hayvanlar için ameliyathaneler kurmak, bunlara ilişkin ilaç, alet ve ekipmanları temin etmek ile bakımevlerinde barındırılan hayvanların sahiplendirilmesine yönelik faaliyetler teşvik kapsamına alınmaktadır. Ayrıca, Kanunun amaç maddesindeki değişiklik doğrultusunda uyum düzenlemesi yapılmaktadır.
MADDE 9- Maddeyle, 5199 sayılı Kanunun 24 üncü maddesinde değişiklik yapılmaktadır.
Düzenlemeyle, sahipsiz hayvanlardan sahiplendirilme niteliği olanların sahiplendirilinceye kadar hayvan bakımevinde barındırılmasına ilişkin değişikliğe ve bu Kanunla sahipsiz hayvanların popülasyon yönetimine dair getirilen yeni yaklaşıma uyum sağlanması amaçlanmaktadır.
MADDE 10- Maddeyle, 5199 sayılı Kanunun 28 inci maddesinde değişiklik yapılmaktadır.
Düzenlemeyle, caydırıcılığın sağlanması amacıyla sahipli hayvanın sahibi tarafından terk edilmesi kabahatine ilişkin idari para cezası artırılmakta ve yerel yönetimler adına toplanan sahipsiz hayvanları bakımevi dışında bir yere terk etmek veya bakımevinde barındırılan hayvanı bakımevi dışında bir yere bırakmak fiili kabahat olarak düzenlenerek ilk kez idari yaptırıma tabi tutulmaktadır.
Ayrıca, bu Kanunla yapılan değişikliklere yönelik uyum düzenlemeleri yapılmaktadır.
MADDE 11- Maddeyle, Kanunun 28/A maddesinde değişiklik yapılmaktadır.
Düzenlemeyle, bu Kanunla yapılan değişikliklere yönelik uyum düzenlemeleri yapılmaktadır.
MADDE 12- Maddeyle, Kanunun 31 inci maddesinde değişiklik yapılmaktadır.
Düzenlemeyle, 3285 sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanunu ile 4631 sayılı Hayvan Islahı Kanununu daha önce 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu ile mülga edildiğinden madde metninde uyum düzenlemesi yapılmaktadır.
MADDE 13- Maddeyle, 5199 sayılı Kanunun ek 1 inci maddesinde değişiklik yapılmaktadır.
Düzenlemeyle, bu Kanunla sahipsiz hayvanların popülasyon yönetimine dair getirilen yeni yaklaşıma yönelik uyum düzenlemesi yapılmakta ve il özel idarelerine sorumluluk alanındaki sahipsiz hayvanları en yakın hayvan bakımevine götürme sorumluluğu yüklenmektedir.
Maddeye eklenen fıkrayla, büyükşehir belediyeleri, il belediyeleri ve nüfusu yirmi beş bini aşan belediyelerin belediye başkanları ve meclis üyeleri tarafından, geçici 4 üncü maddenin ikinci fıkrasında belirtilen kaynağın ayrılmaması fiili ile ayrılan bu kaynağın belediye başkanı ve belediye yetkililerince hayvan bakımevi kurmak, sahipsiz hayvanları toplamak, rehabilite etmek veya sahiplendirilinceye kadar bakmak için sarf etmemek ya da bu kaynağı başka amaçlar için sarf etmek fiilleri suç olarak düzenlenmektedir. Böylelikle, yerel yönetimlere Kanun kapsamında verilen sorumlulukların titizlikle yerine getirilmesini sağlamak suretiyle sahipsiz hayvan popülasyonundan kaynaklı sorunların çözülmesi ve bu sorunların tekrarlanmaması amaçlanmaktadır.
MADDE 14- Maddeyle, 5199 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi değiştirilmektedir.
Maddenin birinci fıkrasıyla, ilgili belediyelerin mevcut bakımevlerinin koşullarını iyileştirme ve Kanunun ek 1 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen hayvan bakımevlerini kurma yükümlülükleri bakımından geçiş hükmü düzenlenmektedir. Buna göre büyükşehir belediyeleri, il belediyeleri ve nüfusu yirmibeş bini aşan belediyeler bakımından 31/12/2028 tarihine kadar söz konusu hayvan bakımevleri kurulacak ve mevcut bakımevlerinin koşulları iyileştirilecektir.
Maddenin ikinci fıkrasıyla, hayvan bakımevi kurma yükümlülüğü bulunan belediyelerin bu yükümlülüklerini zamanında ve etkili bir biçimde yerine getirebilmelerini sağlamak amacıyla, 31/12/2028 tarihine kadar hayvan bakımevleri kurmak, rehabilitasyon işlemlerini gerçekleştirmek ve sahipsiz hayvanlara sahiplendirilinceye kadar bakmak için kesinleşmiş en son bütçe gelirlerinin binde beşi oranında kaynak ayıracakları, büyükşehir belediyelerinde bu oranın binde üç olarak uygulanacağı ve ayrılan bu kaynağın başka bir amaçla kullanılamayacağı hükme bağlanmaktadır.
Maddenin üçüncü fıkrasıyla, kedi ve köpek sahiplerine, hayvanlarını en geç 31/12/2025 tarihine kadar dijital kimliklendirme yöntemleriyle kayıt altına aldırma zorunluluğu getirilmektedir.
MADDE 15- Maddeyle, 5199 sayılı Kanunun 5 inci ve 17 nci madde metinlerinden bazı ibareler çıkarılmakta ve 18 inci maddesi yürürlükten kaldırılmaktadır.
Düzenlemeyle, bu Kanunla sahipsiz hayvanların popülasyon yönetimine dair getirilen yeni yaklaşıma yönelik olarak 5199 sayılı Kanunun 5 inci ve 17 nci maddelerinde uyum düzenlemesi yapılmaktadır.
Ayrıca, bu Kanun ile sahipsiz hayvanların alındığı ortama bırakılması yerine hayvan bakımevlerine toplanması ve rehabilite edilen hayvanların sahiplendirilinceye kadar bu yerlerde barındırılması yöntemi kabul edilmektedir. Böylelikle, sokakta bakıma ve korunmaya ihtiyacı olacak sahipsiz hayvan bulunmaması amaçlandığından yerel hayvan koruma görevlilerine ilişkin hükümlerin düzenlendiği Kanunun 18 inci maddesi yürürlükten kaldırılmaktadır.
MADDE 16- Yürürlük maddesidir.
MADDE 17- Yürütme maddesidir.
HAYVANLARI KORUMA KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ
MADDE 1- 24/6/2004 tarihli ve 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanununun 1 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Kanunun amacı;” ibaresinden sonra gelmek üzere “insan, hayvan ve çevre sağlığı gözetilmek kaydıyla” ibaresi eklenmiştir.
MADDE 2- 5199 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (f) ve (j) bentleri aşağıdaki şekilde ve (k) bendinde yer alan “ve hayvanların rehabilite edileceği” ibaresi “, hayvanların sahiplendirilinceye kadar barındırıldığı ve rehabilite edildiği” şeklinde değiştirilmiştir.
“f) Sahipsiz hayvan: Sahipli hayvanlar dışında kalan evcil hayvanları,
j) Sahipli hayvan: Bir kişi, kuruluş, kurum ya da tüzel kişilik tarafından sahiplenilen, bakımı, aşıları, periyodik sağlık kontrolleri yapılan ve Bakanlık veri tabanına kaydedilen ev hayvanlarını,”
MADDE 3- 5199 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi yürürlükten kaldırılmış ve (d) bendinde yer alan “hayvanlara bakan veya bakmak” ibaresi “hayvanları sahiplenmek” şeklinde, (j) bendinde yer alan “ve güçten düşmüş hayvanların korunması” ibaresi “hayvanların sahiplendirilinceye kadar bakılmaları” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 4- 5199 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan “, 3285 sayılı Hayvan Sağlığı Zabıtası Kanununda öngörülen durumlar dışında” ibaresi “kanuni istisnalar hariç” şeklinde, üçüncü fıkrasında yer alan “çevreye olabilecek” ibaresi “insan ve çevre sağlığı için oluşabilecek” şeklinde ve “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı” ibaresi “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı” şeklinde, dördüncü fıkrasının son cümlesi aşağıdaki şekilde ve altıncı fıkrasında yer alan “hayvanlara bakan veya bakmak” ibaresi “hayvanları hayvan bakımevi kurarak sahiplenmek” şeklinde değiştirilmiştir.
“Bakımevlerine alınan hayvanlar Bakanlık veri sistemine kaydedilir ve rehabilite edilenler, sahiplendirilinceye kadar hayvan bakımevlerinde barındırılır.”
MADDE 5- 5199 sayılı Kanunun İkinci Kısım Dördüncü Bölüm başlığında yer alan “Öldürülmesi” ibaresi “Ötanazisi” şeklinde ve 13 üncü maddesinin başlığı “Hayvanların ötanazisi” şeklinde değiştirilmiş, maddeye birinci fıkradan önce gelmek üzere aşağıdaki fıkralar eklenmiş ve mevcut ikinci fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “Öldürme esas ve usulleri” ibaresi “Öldürme ve ötanazi işlemine ilişkin esas ve usuller” şeklinde değiştirilmiştir.
“Bakımevine alınan hayvanlardan saldırgan olan, bulaşıcı veya tedavi edilemeyen hastalığı bulunan ya da sahiplenilmesi yasak olan hayvanlara yerel yönetimlerce ötanazi yapılır.
Sahipsiz hayvan popülasyonunun; kamu güvenliği bakımından tehlike oluşturmasına veya hayvandan hayvana ya da hayvandan insana bulaşan hastalıkların görülmesine, su kaynaklarının, yaban hayatının ve biyolojik çeşitliliğin zarara uğramasına sebebiyet vermesi halinde ilgili yerel yönetim tarafından sahipsiz hayvanlara ötanazi yapılabilir.”
MADDE 6- 5199 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin birinci fıkrasının (h) bendinde yer alan “Tıbbî” ibaresi “Kanuni ve tıbbî” şeklinde değiştirilmiş ve fıkraya aşağıdaki bent eklenmiştir.
“o) Yerel yönetimler adına toplanan sahipsiz hayvanları bakımevi dışında bir yere terk etmek veya bakımevinde barındırılan hayvanı bakımevi dışında bir yere bırakmak.”
MADDE 7- 5199 sayılı Kanunun 16 ncı maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve (f) bendi yürürlükten kaldırılmıştır.
“b) İl sınırları içinde hayvanların korunmasına ilişkin ve sahipsiz hayvanlardan kaynaklı sorunları belirleyip, sorunların çözüm tekliflerini içeren yıllık, beş yıllık ve on yıllık plân ve projeler yapmak, yıllık hedef raporları hazırlayıp Bakanlığın uygun görüşüne sunmak, Bakanlığın olumlu görüşünü alarak insan, hayvan ve çevre sağlığına ilişkin her türlü önlemi almak,”
MADDE 8- 5199 sayılı Kanunun 19 uncu maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“İnsan, hayvan ve çevre sağlığının korunması amacıyla bakımevleri, hastaneler ve ameliyathaneler kurmak, bunlara ilişkin ilaç, alet ve ekipmanları temin etmek ile bakımevlerinde bakım, rehabilitasyon ve sahiplendirme gibi faaliyetleri yürütmek için, başta yerel yönetimler olmak üzere diğer ilgili kurum ve kuruluşlara teşvik veya Bakanlıkça uygun görülen miktarlarda mali destek sağlanır.”
MADDE 9- 5199 sayılı Kanunun 24 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan “ve bu suretle bulundurduğu” ibaresi “veya sahiplendiği” şeklinde ve fıkranın son cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Söz konusu hayvanlardan sahiplendirilme niteliği olanlar sahiplendirilinceye kadar hayvan bakımevinde barındırılır.”
MADDE 10- 5199 sayılı Kanunun 28 inci maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinde yer alan “ikinci” ibaresi “dördüncü” şeklinde, (j) bendinde yer alan “hayvan başına iki bin” ibaresi “hayvan başına altmış bin” şeklinde ve aynı bentte yer alan “idarî para cezası.” ibaresi “; (o) bendine aykırı davrananlara hayvan başına elli bin Türk lirası idarî para cezası.” şeklinde değiştirilmiş, ikinci fıkrada yer alan “hayvan koruma gönüllüsü,” ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.
MADDE 11- 5199 sayılı Kanunun 28/A maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “birinci” ibaresinden sonra gelmek üzere “, ikinci ve üçüncü” ibaresi eklenmiş ve yedinci fıkrasında yer alan “hayvan koruma gönüllüsü,” ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.
MADDE 12- 5199 sayılı Kanunun 31 inci maddesinde yer alan “3285 sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanunu, 4631 sayılı Hayvan Islahı Kanunu” ibaresi “5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 13- 5199 sayılı Kanunun ek 1 inci maddesinin başlığı “Yerel yönetimlerin sorumluluğu” şeklinde değiştirilmiş, birinci fıkrasında yer alan “büyükşehir ilçe belediyeleri ile diğer” ibaresi fıkra metninden çıkarılmış, fıkraya “korunması ve” ibaresinden sonra gelmek üzere “sahiplendirilinceye kadar” ibaresi, ikinci fıkrasında yer alan “olmayan belediyeler” ibaresinden sonra gelmek üzere “ile il özel idareleri” ibaresi eklenmiş ve fıkranın üçüncü ve dördüncü cümleleri ile üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Bakımevlerine alınan hayvanlar Bakanlık veri sistemine kaydedilir. Rehabilite edilenler, sahiplendirilinceye kadar hayvan bakımevlerinde barındırılır.”
“Büyükşehir belediyeleri, il belediyeleri ve nüfusu yirmi beş bini aşan belediyeler bakımından, geçici 4 üncü maddenin ikinci fıkrasında belirtilen kaynağı ayırmayan belediye başkanı ve meclis üyeleri ile ayrılan kaynağı hayvan bakımevi kurmak, sahipsiz hayvanları toplamak, rehabilite etmek veya sahiplendirilinceye kadar bakmak için sarf etmeyen ya da bu kaynağı başka amaçlar için sarf eden belediye başkanı ve belediye yetkililerine altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir.”
MADDE 14- 5199 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 4- Büyükşehir belediyeleri, il belediyeleri ve nüfusu yirmi beş bini aşan belediyeler 31/12/2028 tarihine kadar ek 1 inci maddenin birinci fıkrasında belirtilen hayvan bakımevlerini kurmakla ve mevcut bakımevlerinin koşullarını iyileştirmekle yükümlüdür.
Belediyeler 31/12/2028 tarihine kadar birinci fıkra gereğince hayvan bakımevleri kurmak, rehabilitasyon işlemlerini gerçekleştirmek ve sahipsiz hayvanlara sahiplendirilinceye kadar bakmak için kesinleşmiş en son bütçe gelirlerinin binde beşi oranında kaynak ayırır. Bu oran büyükşehir belediyelerinde binde üç olarak uygulanır. Bu fıkra uyarınca ayrılan ödenekler başka bir amaç için kullanılamaz.
Kedi ve köpek sahipleri, hayvanlarını en geç 31/12/2025 tarihine kadar dijital kimliklendirme yöntemleriyle kayıt altına aldırmak zorundadır.”
MADDE 15- 5199 sayılı Kanunun;
a) 5 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “veya ona bakan” ibaresi, dördüncü fıkrasında yer alan “ve kontrollü hayvanları bulundurma ve” ibaresi ile 17 nci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “ev hayvanları ile” ibaresi metinden çıkarılmış,
b) 18 inci maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 16- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 17- Bu Kanun hükümlerini Cumhurbaşkanı yürütür.