Karadeniz'deki 4,4 büyüklüğündeki depremin ardından
Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Geomatik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Kutoğlu, Türkiye'de yeterli şekilde ortaya konulmamış, üzerinde çalışılmamış fay sistemleri olduğuna dikkat çekerek, Türkiye'de nerede olursak olalım bir şekilde depreme yakalanma ihtimalimiz var diye konuştu.
Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Geomatik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Kutoğlu, Türkiye'de yeterli şekilde ortaya konulmamış, üzerinde çalışılmamış fay sistemleri olduğuna dikkat çekerek, 'Türkiye'de nerede olursak olalım bir şekilde depreme yakalanma ihtimalimiz var' diye konuştu.
Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Geomatik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Kutoğlu, Karadeniz'deki 4.4 büyüklüğündeki depremi değerlendirdi. Kutoğlu, Afrika ile Avrupa plakalarının birbirini sıkıştırması sonucu Karadeniz'de yukarı yönlü hareketlenme olduğuna dikkat çekti. Bu hareketlenmenin yıllık bir ila iki milimetre arasında olmasından dolayı depremlerin bin ila bin 500 yıl arasında olduğunun altını çizen Kutoğlu, 'Türkiye'de henüz yeterli şekilde ortaya konulmamış, üzerinde çalışılmamış fay sistemleri de var. Dolayısıyla bizim Türkiye'de nerede olursak olalım bir şekilde depreme yakalanma ihtimalimiz var' diye konuştu.
'Karadeniz bölgesini yıllık 1-2 milimetre yukarıya itiyor'
Avrupa plakası ile Afrika plakaları arasında sıkışan Anadolu bloğunun arada sıkıştığını böylece Karadeniz'in yıllık yukarı yönlü 1 ila 2 milimetre itildiğinin altını çizen Kutoğlu, yaşanan süreçte Karadeniz çöküntü havzasının meydana geldiğine dikkat çekti. Kutoğlu, günümüzde en çok Marmara ve Kuzey Anadolu Fay Hatları'nın konuşulduğunu bunun da daha aktif olmalarından kaynaklandığına vurgu yaparak şöyle dedi:
'Türkiye'deki fay hatları Afrika plakasının Avrupa plakasının Anadolu bloğunu yukarıya doğru itmesi nedeniyle oluşuyor. Kırmızı hattın yukarısı da ise görece olarak daha stabil olan Avrasya plakası var. Avrasya plakası stabil olduğu için Anadolu bloğu sıkışıyor. Hem katlanıyor katlanma nedeniyle düşey faylanmalar oluşuyor. Bir yandan da batıya doğru kaçma hareketi oluşuyor. Türkiye'de çok iyi bilinen doğrultu atımlı faylanmalar Kuzey Anadolu Fay Hattı oluşuyor. Anadolu'da adeta kırışan bir elbise gibi kat kat düşey yönlü faylanmalar da var. Burası yukarıya doğru giderken bir miktar da Karadeniz bölgesini yukarıya doğru burada bizim ölçtüğümüz hızlara göre yılda 1-2 milimetre yukarıya doğru itiyor. Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın hızı 2-2,5 santimetre iken Karadeniz'deki hareketler 1-2 milimetre. Böylece Karadeniz çöküntü havzası oluşuyor. Fakat Karadeniz çöküntü havzası oluşurken yer kabuğu gevrek dediğimiz malzeme olduğu için yer yer kırıklar oluşmaya başlıyor. Dalma batma zonu oluşuyor. Deniz tabanı daha ağır olduğu için Karadeniz'de denizin içi karanın altına giriyor. Denize paralel sıra dağlar oluşuyor. Bir süre sonra bunlar malzeme yeniliyor, kırılmalar başlıyor. Bindirme zonu olduğu için düşey yönlü depremler oluşuyor. Karadeniz'in içerisinde bir çok yapı var. Türkiye'de sadece Kuzey Anadolu, Doğu Anadolu Fay Hattı konuşuluyor. Sanki diğer yerlerde deprem olmazmış düşüncesi var. Bu doğru değil. Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu Fayı daha hızlı hareket ettiği için daha çabuk stres biriktiriyor. Kırılma süreleri daha yeni o yüzden insanlar tarih kayıtlarında bu depremleri daha sık gördüğü için sanki sadece buralarda deprem varmış gibi. Hayır bunların hareketleri daha küçük olduğu için kırılma, büyük deprem üretme süreleri bin, bin 500 yıl gibi aralıklarla oluyor.'
'Kırılan fayın boyu 100 kilometre olursa 7'den büyük deprem üretir'
Karadeniz'de yaşanan son depremin düşey yönlü bir deprem olduğunu hatırlatan Hakan Kutoğlu, sonraki süreçlerde büyük deprem olup olmama ihtimalini ise şöyle değerlendirdi:
'Son deprem de yapıya göre açılma yada bindirmeden kaynaklı düşey yönlü bir deprem. 4,5 büyüklüğünde bir deprem. Buralarda daha büyük deprem olur mu? Onun için fayların boyunu bilmemiz lazım. Kırılan fayın boyunu bilmemiz lazım. Boyu 100 kilometre civarında olursa 7'den büyük deprem üretir. Buradaki fay ileride daha büyük deprem üretir mi? Bunu söyleyebilmek için fayın boyunu bilmemiz lazım. Bunun için de daha ileri araştırmalara ihtiyaç var. Eğer 30-40 kilometre büyüklüğünde bir faysa 6-7 arası deprem üretir.'
'Depreme yakalanma, zarar görme riskimiz var'
Kutoğlu, Türkiye'de henüz yeterli şekilde ortaya konulmamış fay sistemlerinin olduğunu ifade etti. Ev alacak yada ev yaptıracak kişilerin geliştirilen ücretsiz 'Deprem Riskim' uygulamasıyla zemin kontrolü yapabileceğini ifade eden Kutoğlu, geliştirdikleri bu uygulamanın da tamamen ücretsiz hizmet verdiğini belirtti. Kutoğlu, 'Şunu görüyoruz ki artık bildiğimiz yerler var. Türkiye'de henüz yeterli şekilde ortaya konulmamış, üzerinde çalışılmamış fay sistemleri de var. Dolayısıyla bizim Türkiye'de nerede olursak olalım bir şekilde depreme yakalanma ihtimalimiz var. Zarar görme riskimiz var. Dolayısıyla bizim o zaman deprem ne zaman olacak yerine tedbirimizi almamız gerekir. İnsanlar yeni ev alırken yada yeni ev yaparken deprem hususlarına dikkat edilmesi gerekiyor. Biz bu amaçla geçtiğimiz senelerde hiçbir ücret talep edilmeden herkese açık mobil yazılım geliştirdik. Adı deprem riskim' diye ifade etti.