Kılıçdaroğlu elektriği kesilen evinde lüks lambası ışığında konuştu

CHP lideri: 'Eşimle birlikte bir hafta boyunca karanlıkta kalacağız. Sevgili halkım, adalet için bu ülkede kilometrelerce yol yürüdüm, halkımın acısını yaşamak için şimdi karanlıkta oturacağım. Tereddüt ediyor muyum?

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, elektriği kesilen evinde eşi Sayın Selvi Kılıçdaroğlu ile birlikte lüks lambası ışığında açıklama yaptı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Eylemim bir sivil itaatsizlik çağrısı değildir. Bu bir direniştir. Bu sizin hakkınızı arama mücadelesidir… Eşimle birlikte, bir hafta boyunca karanlıkta kalacağız. Adalet için bu ülkede kilometrelerce yol yürüdüm. Halkımın acısını yaşamak için şimdi karanlıkta oturacağım” ifadesini kullandı.

CHP lideri Kılıçdaroğlu, bugün öğlen saatlerinde elektriği kesilen evinde, gece 21.00 sıralarında tüplü lüks lambasının ışığında, eşi Sayın Selvi Kılıçdaroğlu ile birlikte yaptığı açıklamada şunları söyledi:

Sevgili halkım merhaba. Evimize hoş geldiniz. Eşimle birlikte sizleri selamlıyoruz.

Büyük bir toplumsal sarsıntının ortasındayız. Yani fırtınanın tam gözündeyiz. Saraylı eşkıya holdinglerin cepleri dolacak diye halkın elektrik gibi, gıda gibi temel hakları gasp edildi bu ülkede. Elektrik dağıtım şirketlerinin büyük bir bölümünü beşli çeteye verdiler. Mesela sadece birine bakalım; Cengiz Holding, 8 yılda kamudan tam 2 milyar 295 milyon 311 bin lira değerinde 37 ayrı elektrik enerjisi ihalesi almış. Adrese teslim 37 ihale sonucu kazandığı milyarlarla halkın mutfağına göz koymuş.

Sevgili halkım, Cengiz gibiler paralarına para katarken, milyonlar faturalarını ödeyemeyecek hale getirildi bu ülkede. Aç gözlü çetelere karşı insanlar çok öfkeli. Girdiğimiz bu çağın ismi zaten öfke çağı. Dünya da aynı girdabın içinde. Tüm dünyada zengin azınlıklar halkların sosyal, siyasi ve çevresel refahını baltalıyor. Temel insan hakları gasp ediliyor. Vatandaştan alıyorlar, alıyorlar, alıyorlar, servetine servet katıyorlar.

Sevgili halkım, dünyanın en zengin 26 insanının serveti - bir daha ifade edeyim, dünyanın en zengin 26 insanının serveti - dünya nüfusunun yarısının gelirine eşit. Zaten zenginler daha zengin, yoksullar daha yoksul hale getirildi üzülerek ifade edeyim. Bakınız, bu zenginler servetlerinin yüzde 1'ini bağışlasalar dünyada okula gidemeyen tüm çocukların eğitim masrafları, hem de sağlık hizmetlerinin tümü karşılanır. Benim kavgam işte bu adaletsiz düzenle. Dünyadaki bütün demokratların, adalet peşinde koşanların, demokrasiyi savunanların da bu kavgada omuz omuza vermesi gerekiyor. Zengini daha zengin, fakiri daha da fakirleştiren bu sistem artık miadını doldurdu. Neoliberalizm artık can çekişiyor. Hiç kimse, hiç kimse olarak görülenlerin, sıradan insanların öfkesine yenilmek üzere bu Neoliberalizm. Onun için imkansız görünen düşüncelerin, fikirlerin zamanı gelmiştir. Günümüzde devletler fakirleşen vatandaşın temel ihtiyaçlarını koruma altına almakla yükümlüdürler. Bu millete yatırımdır. 21.yüzyılda temel ihtiyaç harcamalarına masraf gözüyle bakılamaz, bakamazsınız. Halkın temel hakları da aç gözlü çetelere, holdinglere bırakılamaz. Faturalarını ödeyemeyecek kadar yoksullaşmış, işe, aşa, eğitime dahi adil bir şekilde ulaşamayan bir toplumdan refah çıkmaz. Dünyada da huzur olmaz.

Sevgili halkım, temel ihtiyaçlar karşılanırsa adalet adalettir o zaman. Ancak o zaman ülkeler kalkınır, refah üretir. Devleti yönetenler ülke zenginliğini hakkaniyetli dağıtmak zorundadırlar. İşte ben bu açgözlü politikacıların yarattığı adaletsizliğe karış karanlıktayım. 4 milyona yakın abonenin elektriği kesilmiş Türkiye'de. Onların sesi duyulsun diye bu yola girdim. Bu eylemim bir sivil itaatsizlik çağrısı da değildir. Bu bir direniştir. Bu sizin hakkınızı arama mücadelesidir. Mücadelem ülkenin karanlıkta kalan ailelerine, çocuklarına ses olmak içindir. Ama aynı zamanda dünyanın tüm demokratlarına da bir çağrıdır.

Eşimle birlikte bir hafta boyunca karanlıkta kalacağız. Sevgili halkım, adalet için bu ülkede kilometrelerce yol yürüdüm, halkımın acısını yaşamak için şimdi karanlıkta oturacağım. Tereddüt ediyor muyum? Asla, asla. Ben ne ağzımda gümüş kaşıkla doğdum, ne de sonradan saraylara yerleşip sefa içinde yaşadım. Bu dünyadaki tüm demokratlara sesleniyorum, onlar da samimiyse, onlar da adalete inanıyorlarsa eğer halkları için gerektiğinde acı çekmeyi, eyleme geçmeyi bilsinler. Adaletsizliğe başkaldırmayı bilsinler.

Son olarak Erdoğan'a buradan sesleniyorum: Elektriğe ve diğer enerji kalemlerine yaptığın zamları derhal geri çek. Enerjide KDV'yi sıfırla. Toplam geliri asgari ücretten düşük olan abonelerin elektrik tüketimini enerji çekleriyle karşıla.

Sevgili halkım, hiç kimse merak etmesin karanlıkları mutlaka aydınlığa çıkaracağız azim ve kararlılıkla.

Hepinize iyi akşamlar. Teşekkür ediyorum değerli arkadaşlarım.

Bakmadan Geçme