Kulis: Siirt Üniversitesinde neler oluyor?
Ehliyet ve liyakatin mumla arandığı kurumlarda kısa vadede pek sorun çıkmaz ya da çıkan sorunlar da halının altına süpürülür. Ancak öyle bir noktaya gelinir ki artık sorunlar gizlenemez hale gelir. Aşağıda bir okuyucumuzun göndermiş olduğu hikayede bu minvalde.
MEMUR5.COM'un "kulisçi" editörünün yolu yakınlarda Siirt'e düştü. Liyakat, ehliyet odaklı bir mevzunun içinde buldu kendisini "kulisçi"... Şimdi dilerseniz ona kulak verelim:
Doğuda Bir Merkez: Ahlat
Ahlat Türk dünyası açısından önemli bir merkezdir. Türklerin Anadolu'ya ilk girdiği yer ve “Kübbet-ül İslam” ile anılan bir beldedir. Ahlat'a 2009 yılında gittiğimde bu bölgede böyle bir muhteşem şehrin olabileceğini düşünememiştim. Ancak Ahlat'ın mevcut belediye başkanı A. Mümtaz Çoban 15 yılda Ahlat'ın çehresini değiştirmiş, ikinci “Külliye” orada yapılmış, o bölge bir cazibe merkezi haline gelmiştir. Ahlat'ın Selçuklu Mezarlığına gittiğinizde sizi 3-4 metre boyundaki mezar taşları, estetik olarak çok güzel desenler içerisine yerleştirilerek yazılan ayetler ve esma-ül hüsnalar karşılamaktadır. Mezar taşlarından bir tanesinde “ Devlette Adalet, Devlette Liyakat, Devlette İstişare” ifadeleri yer almaktadır.
Siirt Üniversitesinin seçilmiş rektörü
Türkiye'nin güneydoğusunda yer alan Siirt, küçük bir Anadolu şehri. 2015 yılında bir vesile ile Siirt Üniversitesi'ne bir program için gittiğimde rektör Murat Erman ile tanışmıştım. Son derece beyefendi bir kişiliğe sahip olup Üniversiteyi iyi bir noktaya getirmiş, Türkiye'nin diğer üniversitelerinden öğretim üyelerinin çalışmak için bu şehre gelmeye can attığını görmüştüm. Rektör Erman'ın en önemli özelliği Üniversitede sorun oluşmasını engellemek ama sorun ortaya çıkmışsa hızla o sorunun üstüne gidip çözüm üretmekti. “ Seçilmiş” bir rektör olan Erman; iş bitirici, mütevazı ve bölgenin kalkınması için olağanüstü gayret sarfeden bir bilim adamı idi. Aslında o “liyakatlı” bir idareci ve “liyakatlı” kişiler ile çalışan birisi idi.
Siirt Üniversitesinde neler oluyor?
Bu ara Siirt Üniversitesinden güzel haberler gelmiyor. Üniversitenin “veteriner cerrahi” rektörü Nihat Şındak “veteriner iç hastalıklar uzmanı” Tekin Şahin ile birlikte Üniversiteyi yönetiyorlar. Rektör Şındak; meslektaşı rektör yardımcısı Tekin Şahin'e o kadar güveniyor ki rektör yardımcılığı yanında İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi dekanlığı, iktisadi işletme yürütme kurulu başkanlığı ve döner sermaye işletmelerinden sorumlu görevler veriyor. Hazır İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi dekanı iken üniversitenin iktisadi işletmesine ve döner sermaye işletmesine bu Fakülteden alanında uzman “dağ” gibi bir adam buluyor. Hemen bu kişiyi her iki işletmeye de müdür yapıyorlar. Tabii bir an önce işletmelerin uçuşa geçmesi gerek ne de olsa…
İktisadi İşletme, rektörün himayesinde Tekin Şahin'in başkanlığında yürütme kurulu tarafından yönetiliyor. Günlük faaliyetler ise işletme müdürü tarafından yapılıyor. Ancak döner sermaye işletmesinden de sorumlu olan bu müdürün önemli bir özelliği var: Çalışma alanı maliye olup muhasebe alanında uzmanlığı bulunmamakta. Ama işte “Kervan yolda düzülür” misali muhasebe yönetirken öğrenilir denilerek işletme faaliyete başlıyor. İddia o ki; faaliyet süresince ihtiyaçtan fazla personel istihdam ediliyor, alınan demirbaşlar kaydedilmiyor, mal ve hizmetlerin alımında yapılan ödemelerin bir kısmı bankadan yapılmıyor, kantin ve restaurantlarda satışlarda belge verilmiyor, Siirt'li esnafa alacakları ödenmiyor. Bu şayialar üzerine esnaf ayaklanıp rektörün kapısına dayanıyor. Dayanıyor da iddia o ki işletmenin ne kasasında ne de bankadaki hesabında para var. Hemen çözüm üretmek gerekli. Çünkü sorun çözülmez ise bu yaz “rektörlük ataması” var. Doğal olarak Rektör Şındak, atanamama endişesi taşıyor. Rektör Şındak, sorunun çözümü için ilgililer ile toplantı üstüne toplantı yapıyor, birileri "Üniversite bütçesinden para aktararak çözelim." diyor ama ilgili daire başkanı karşı çıkıyor. Diğer taraftan rektör olmak isteyen muhalifler de bu konuya ilişkin malzeme topluyor; basına, Cumhurbaşkanlığına ve YÖK'e belgeler gönderiyorlar. Rektörün talimatı ile “Dağ” gibi adam iktisadi işletme ve döner sermaye işletme müdürlükleri görevlerinden alınıyor. Sonra da Rektörün talimatı ile kamu zararına sebebiyet verenleri ve zarar miktarını tesbit etmek amacıyla bir komisyon kurularak başına da Mühendislik Fakültesi Dekanı “elektrikçi” Fevzi Hansu getiriliyor.
Peki sorun nerede?
Ahlat Selçuklu Mezarlığında “oevlette liyakat”tan bahsedilmişti 1100'lü yıllarda. Daha önce “seçilmiş rektör” Murat Erman görev yaparken, 2024 yılında ise “atama” ile gelen rektör, iki yıldır iktisadi ve idari bilimler fakültesi dekan vekilliğini yürüten “veteriner cerrahi”, muhasebe alanında uzman olmayan “maliyeci” işletme müdürü ve kamu zararını araştırmak üzere kurulan komisyonun başına da “elektrik mühendisi” bir dekan. Sahi biz nerede hata yapıyoruz?