Kurul başkanı teğmenlerin ihracına karşı çıkmış
Gerekçeli karar 5 teğmen ve 3 amiri ile avukatlarına tebliğ edildi.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nden (TSK) 'Disiplinsizlik' gerekçesiyle ihraç edilen 5 teğmenle ilgili gerekçeli kararın detayları belli oldul. arar, teğmenler ve 3 amiri ile avukatlarına tebliğ edildi. İhraç kararına karşı çıkanlar arasında, Yüksek Disiplin Kurulu'na başkanlık eden korgeneralin yanı sıra, bir tuğgeneral ve iki albay yer aldı. İhraç kararı, 4 ret oyuna karşılık 5 oyla, sadece bir farkla kabul edildi.
Sözcü gazetesinden Cem Yıldırım'ın haberinin öne çıkan noktaları…
Protesto planı ve gerekçeli karar
İhraç kararının gerekçeleri arasında, teğmenlerin TSK'yı tartışmalı hale getirmeleri, 'toplumda ayrışmaya sebep olmaları' ve 'TSK'nın yıpranmasına' neden olmaları öne sürüldü. Özellikle teğmen Ebru Eroğlu'nun, andın değiştirilmesine yönelik düzenlemeyi protesto etmek amacıyla bir planlama yaptığı iddia ediliyordu. Gerekçeli kararda, 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' sözünün, amacının dışında kullanılmasının 'sözün değerini de azaltacağı' belirtildi.
Kararda şu ifadeler yer aldı:
'Protest bir davranış, andın içeriğindeki değerlerin dışlandığına dair algı yaratacak ve TSK'nın tartışılmasına neden olacaktır. Bu davranış, toplumda asker yemininden vazgeçilmiş gibi bir izlenim doğurur ve TSK'ya olan güveni sarsan bir kanaat oluşmasına sebep olmuştur. Bu da TSK'nın itibarına zarar verici bir eylemdir.'
Muhalefet şerhinde dikkati çeken vurgular
Yüksek Disiplin Kurulu'ndaki muhalif üyeler, ihraç kararına karşı şerh koydu. Bir korgeneral ve 4 üye, yönergede yer alan andın okunduğunu, ancak sonrasında bunun okunmayacağına dair bir emir bulunmadığını belirtti. Muhalefet şerhinde, andın içeriğinin hukuka aykırılık teşkil etmediği, personelin eyleminin devletin ve TSK'nın itibarına zarar verecek nitelikte bir fiil olmadığını savundu. Ayrıca, bu tür bir eylemin, 'hizmete engel davranış' anlamına gelmediği vurgulandı.
Şerhte şu ifadelere yer verildi:
'Personelin eylemi, ağır suç veya disiplinsizlik teşkil eden bir fiil olarak kabul edilemez ve bu nedenle silahlı kuvvetlerden ayırma cezası gerektirmez. Aksi yöndeki kabul, orantılılık ve hakkaniyete uygun olmayacaktır.'