MEB'deki kritik buluşmanın gündemi: Öğretmenlik Meslek Kanunu ve şiddetle mücadele
Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, eğitimcilere yönelik şiddet olaylarına ilişkin dört eğitim sendikasıyla MEB'de bir araya geldi.
Tekin, görüşmenin ardından Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan ile kameraların karşısına geçti.
"Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum." ifadesini kullanan Bakan Tekin, bir medeniyetin ve "Yeni nesil sizin eseriniz olacaktır." cümlesiyle öğretmenlik mesleğini kutsayan bir geleneğin sahipleri olduklarının altını çizdi.
Tekin, iki konfederasyon başkanı ile buluşması sırasında yaptığı açıklamada da "Meslektaşlarımıza yapılan bu tür çirkin saldırıların son bulması için tüm gücümüzle mücadele etmeye kararlıyız. Öğretmenlerimizi asla kimseye ezdirmeyeceğimizi tüm Türkiye ile paylaşmak istiyoruz" dedi.
Bakan Tekin, Öğretmenlik Meslek Kanunu konusunda "Hazırladığımız taslak metin önümüzdeki günlerde Türkiye Büyük Millet Meclisine gelecek" açıklamasında bulundu.
"Eğitimcilere yönelik şiddet konusunda Tekin, " Öngörülen cezalar yüzde 50 oranında artırılmalı" diyerek, "Öğretmenlerimizin yanında olacağız" mesajı verdi.
Ali Yalçın'ın sözleri
Memur-Sen konfederasyonu ve Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ise cuma günü 81 ilde açıklama yapacaklarını ve iş bırakma eylemi gerçekleştireceklerini hatırlatarak şunları kaydetti:
“Söz konusu eğitimcinin ve eğitim çalışanlarının canı ise burada hiçbir ayrılık konusu gözetilmeden ortak hareketi son derece önemli buluruz. Biz bu konuda hassasız. Meslek kanunu tartışması geçen dönem yapıldığında biz şiddete ilişkin düzenlemeyi ısrarla istemiş bunun da fikri takibini yapmış ve genel kurul aşamasında da elimizden gelen bütün gayreti gösterdik. O günden bu güne cereyan eden şiddet hadiselerinin hepsi de tepkimizi tavrımızı ortaya koyduğumuz gibi acılı ailelerin ve yaralı arkadaşlarımızın yanında olduk. Sayın bakanın meslek kanuna ilişkin özellikle düzenleme konusunda paylaştığı kısmı son derece kıymetli buluyorum. Takibini ısrarla yapacağız.”
Talip Ceylan'ın konuşması
Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan ise şöyle konuştu:
“Bu ilk değildi. Daha önceki yıllarda da öğretmenlerimizi kaybetmiştik. Bunun son olmasını arzu ediyoruz. Bu anlamda meslek kanunu içerisinde eğitimcilere yönelik şiddeti önleyici tedbirlerin, yasal düzenlemelerin bir an önce yapılacağı haberini memnuniyetle karşıladık. Bir daha böyle elim hadiselerin yaşanmasını önleyecek tedbirler hayata geçirilir. Öğretmenlerimiz, herkesin şiddet uygulayabileceği bir meslek grubu haline geldi. Bundan büyük acı duyuyoruz. Topluma, ailelere ve velilerimize bir çağrıda bulunmak istiyorum. Öğretmene sahip çıkmak demek, toplumun geleceğine ve çocuklara sahip çıkmak demektir.”
Kadem Özbay'ın basın açıklaması
Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay ise Bakanlık önünde basın açıklaması yaptı. Özbay şunları kaydetti:
“Bu ülkede bir öğretmen ölmüş. Bakın şiddet değil, daha ötesi. Yalnızca kameralar karşısında kınayınca geçecek mi bu? Olmaz. Biz bunu kabul etmiyoruz. Müfredat ve Öğretmenlik Meslek Kanunu'yla ilgili de ‘biz yaptık, ettik' deseler de mücadelemiz bitmeyecek. Bu müfredata karşı bakana da söyledim. Ya yanlış yaptıysanız? 22 yıllın sonunda aslında yanlış yapıldığını siz ortaya koyuyorsunuz. Bunun bedelini çocuklar ödüyor. Yine yanıldıysanız ne olacak? İddia ediyorum, sizinle birlikte bu müfredat da dayatmacı anlayış da gidecek. Eğitim-İş olarak çocuklarımızın ve eğitimcilerimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Buradan bir adım atacağınız söyleyin o zaman birlikte olalım dedik. “Bunlar çok uzun konular, bunları tartışınca ortaya bir şey çıkmıyor.” dedi. Eğitimin yüzlerce sorunu var.”
Kemal Irmak'ın açıklaması
Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak ise şunları kaydetti:
“Bakana geçen hafta Avrupa'da bazı okullara yaptığımız ziyaretlerde o okullarda alınan önlemleri ve tedbirleri söylediğimde Bakan'ın buna kayıtlı olmadığını fark ettim. Sadece Bakan'ın bizi buraya çağırma sebebi, bir meşruiyet... Sorunlar var ama bakın birlikte yürütüyoruz duygusunu topluma vermekti. Eğitimi piyasaya açmaktan, eğitimi dinselleştirme çabalarından vazgeçip tamamen laik, bilimsel, demokratik eğitim konusunda eğitimin tüm bileşenleriyle demokratik süreçleri işleterek bir müfredat hazırlamak olmalı. Bunun dışındaki bir tavrı kabul etmeyeceğiz. Yarın da bakanlık önünden Meclis'e kadar yürüyeceğiz. Bakan, ‘ben yaptım oldu, gelin siz de sözünüzü söyleyin gidin' tutumu içerisindeydi bunu kabul etmiyoruz.”
Tekin'in sosyal medya paylaşımı
Yusuf Tekin, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda iki sendika başkanı ile yaptığı görüş alışverişinde bulunduğunu belirtti.
Tekin yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
"Eyüpsultan'da gerçekleşen menfur hadise sonrasında şiddetin her türlüsüyle topyekûn bir mücadeleyi başlatmak için eğitim sendikalarının değerli başkanlarıyla bir araya geldik, atabileceğimiz somut adımlar hususunda istişareler gerçekleştirdik.
Bu çerçevede sendikalarımızla; 'Öğretmenlik Meslek Kanunu' kapsamında gerçekleştirdiğimiz düzenlemeler, yargı süreçlerinin takibi ve şiddetle mücadele sürecinde atacağımız güçlü adımlara dair fikir alışverişinde bulunduk. Kıymetli meslektaşlarıma yapılan bu çirkin saldırıların son bulması için tüm gücümüzle mücadele etmeye eğitim ailesi olarak devam edeceğiz. Hayatını kaybeden kıymetli meslektaşım İbrahim Oktugan'a yeniden Allah'tan rahmet, kederli ailesine, yakınlarına ve tüm eğitim camiamıza başsağlığı ve sabırlar diliyorum."
Öte yandan Tekin tarafından yapılan paylaşıma çok sayıda tepki geldi. Paylaşımlardan birisinin de "Türkiyede sadece 2 tane mi eğitim sendikası var?" olduğu görüldü.
Editörün notu:
Keşke Bakan Tekin bütün sendikaları bir masa etrafından toplayarak görüş alış verişinde bulunsaydı.
Bazı sendikaların yok sayılmasıyla bunlar yok olmuyorlar.