Memur emeklilik dilekçesini geri çekebilir mi? Danıştaydan emsal karar

Bir kamu personeli, emeklilik işlemlerini başlatırken, ancak bu süreçte eksik hizmeti olduğu ortaya çıkarsa, emeklilik işlemlerini durdurabilir ve eksik hizmetlerini tamamlamak için görevine geri dönebilir mi? Danıştay 12. Dairesi, bu konuda emsal teşkil edecek karar verdi.

Danıştay 12. Dairesi, bir kamu personelinin emeklilik istemi üzerine tesis edilen emekliye sevk işlemine ilişkin önemli bir karar verdi. Kararda, kamu görevlisinin gerçek iradesini yansıtmayan ve emekli aylığından yoksun kalmasına neden olan emeklilik isteminin hukuka aykırı olduğu belirtildi. Davacının eksik hizmet süresini tamamlamak üzere görevine iade edilmesi talebine zımnen ret cevabı verilmesinin ise hukuka uygun olmadığına hükmedildi. Danıştay, İdare Mahkemesi'nin bu konudaki kararını reddetti. Bu kararla birlikte, davacının gerçek iradesine uygun olarak hareket edilmesi gerektiği ve emekliye sevk işleminin hukuka uygun olmadığı belirlendi. Dosyanın yeniden incelenmek üzere ilgili mahkemeye gönderilmesine karar verildi.

Konuya ilişkin Danıştay kararı şöyle:

T.C. DANIŞTAY ONİKİNCİ DAİRE

Esas No: 2021/4693; Karar No: 2022/2501

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …'ı temsilen …. Sendikası

VEKİLİ: Av.…

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Valiliği

VEKİLİ: Av.…

İSTEMİN KONUSU:

… Bölge İdare Mahkemesi... İdari Dava Dairesinin… tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem:

Balıkesir ili Edremit ilçesi … İlkokulunda veri hazırlama ve kontrol işletmeni (%70 engelli personel) olarak görev yapmakta iken isteği üzerine emekliye ayrılan, ancak adi malullük aylığı bağlanması için gerekli olan 10 yıllık hizmeti bulunmadığından bahisle, bu defa 5434 sayılı Kanun'un 82. maddesi kapsamında "toptan ödeme" yapılmak suretiyle emekliye sevk edilen davacı tarafından; emekli aylığı bağlanması için eksik hizmet süresini tamamlamak üzere görevine iade edilmesi talebiyle yapılan 23/10/2018 tarihli başvurunun zımnen reddine ilişkin … Valiliği işleminin ve 27/09/2018 tarihli Valilik oluruyla verilen emeklilik onayının iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti:

… İdare Mahkemesinin… tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; kamu görevlilerinin kendi isteği ile emekliye ayrılma talebinde bulunması üzerine ilgili idare tarafından emekliye sevk onayının yapılması sonucunda artık bu kişinin emeklilik statüsüne girdiği; kamu görevlisinin kendi iradesi üzerine tesis edilen emeklilik işleminin gerekli yasal koşulları bulunmadığı sürece idare tarafından kaldırılamayacağı gibi, ilgilinin talebi üzerine de geri alınamayacağı; emekliye sevk işleminin onayından önceki aşamada emeklilik talebinden vazgeçilmesinin mümkün olduğu; uyuşmazlık konusu olayda, davacının açık bir irade beyanıyla yaptığı emeklilik talebi doğrultusunda emeklilik işleminin Kanun'un öngördüğü makam onayı alınmakla tekemmül ettiği anlaşıldığından, dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı; öte yandan, tam teşekküllü bir Devlet Hastanesinden alınacak "çalışabilir" yönündeki sağlık kurulu raporunun Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Kurulunca incelenip onaylanması ve atamanın yapılmasının da ilgili kurumca uygun görülmesi halinde davacının yeniden göreve başlayabileceğinin açık olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti:

… Bölge İdare Mahkemesi... İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu... İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:

Engelli memur statüsünde görev yapmakta iken, adi malullük aylığı bağlanması için gerekli olan 10 yıllık hizmet süresini doldurduğu düşüncesiyle emeklilik dilekçesi verdiği ve davalı idare tarafından da isteği bağlı emeklilik onayının verildiği; bununla birlikte, görevinden ayrıldıktan sonra Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığınca hizmet süresini doldurmadığından bahisle, kendisine emekli aylığı bağlanmadığı, bu defa isteğe bağlı emeklilik onayının iptal edilerek toptan ödeme yapılması suretiyle görevden ayrılmasına onay verildiği, hizmet süresini doldurmadığına yönelik bir bildirim yapılmadığı, toptan ödeme yapılması suretiyle görevden ayrılmak yönünde bir talebinin de bulunmadığı; davalı idarece eksik hizmet süresi nedeniyle isteğe bağlı emeklilik onayının geri alınması ve görevine iade edilip eksik günlerini tamamlama imkanı verilmesi gerekirken, iradesine aykırı bir biçimde toptan ödeme yapılmak suretiyle görevine son verilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:

Davacının emekliye sevk işlemlerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından bildirilen hususlar doğrultusunda yapıldığı, davacıya ait raporların incelenmesi sonucu adi malul olduğuna karar verilmesi üzerine, davacının göreviyle ilişiğinin kesilmesi gerektiğinin belirtildiği, ilgili yazı üzerine emekliye sevk işlemlerinin yapıldığı, davacının emeklilik onayının doğrudan iptal edilmediği, 5434 sayılı Kanun'un 39. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine göre yapılan onayın 44. madde olarak değiştirilmesine yönelik olduğu; davacının kendi rızası ile verdiği emeklilik talebini içerir dilekçe doğrultusunda işlemlerin tesis edildiği, davacının 10 yıllık hizmet süresini doldurmamış olmasının emekliye sevkine engel teşkil etmediği, bu nedenle dava konusu işlemlerin hukuka ve mevzuata uygun olduğu belirtilerek, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ DÜŞÜNCESİ:

Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE

MADDİ OLAY:

Balıkesir ili Edremit ilçesi … İlkokulunda veri hazırlama ve kontrol işletmeni kadrosunda engelli memur statüsünde görev yapmakta olan davacı, 12/04/2018 tarihinde davalı idareye başvurarak (1993-1994 yıllarında ücretli öğretmenlikte geçen çalışma sürelerine ilişkin sigorta primlerinin tespiti ve tahsilinin sağlanması yoluyla) malulen emekliye ayrılma talebinde bulunmuştur.

Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Sağlık Kurulunun 11/05/2018 tarihli kararıyla, davacının adi malul olduğuna karar verilmesi üzerine, 25/07/2018 tarihli Valilik oluru ile 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu'nun 39. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi gereğince emekliye sevk edilmiş ve davacı 27/08/2018 tarihinde görevinden ayrılmıştır.

Davacının, 5434 sayılı Kanun'a tabi 8 yıl 7 ay ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'na tabi 1 yıl 3 ay 6 gün olmak üzere toplam 9 yıl 10 ay 6 gün emeklilik fiili hizmet süresi bulunmakla birlikte; 01/02/1994-30/04/1994 tarihleri arasında Tarsus Lisesinde ücretli öğretmen olarak çalıştığı süre, emeklilik fiili hizmet süresine dahil edilmemiştir.

Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının 20/09/2018 tarihli yazısıyla; 5434 sayılı Kanun'un 39. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi gereğince verilen 25/07/2018 tarihli emekliye sevk onayının iptal edilerek, aynı Kanun'un 44. maddesine göre emekliye sevk edildiğine dair alınacak onayın tasdikli bir örneğinin gönderilmesi hususu davalı idareye bildirilmiştir.

Davalı idarenin 27/09/2018 tarihli oluruyla, davacının 5434 sayılı Kanun'un 44. maddesine göre emekliye sevk edilmesi yönünde onay verilmiştir.

Bununla birlikte, hizmet süresi 10 yıldan daha az olduğundan bahisle, davacıya adi malullük aylığı bağlanmamış, 5434 sayılı Kanun'un 82. maddesi kapsamında "toptan ödeme" tahakkuk ettirilmiştir.

Bunun üzerine, davacı tarafından; emeklilik onayının iptal edilerek emekli aylığı bağlanması için gerekli olan süreyi tamamlamak üzere, görevine iade edilmesi talebiyle 23/10/2018 tarihinde davalı idareye başvurmuştur.

Söz konusu başvurunun zımnen reddi üzerine, 14/01/2019 tarihinde temyizen incelenmekte olan dava açılmıştır.

Öte yandan, işbu dava açıldıktan sonra, davacı tarafından, ücretli öğretmenlikte geçen sürenin dikkate alınarak emekliliğe esas hizmet süresinin yeniden hesaplanması ve hizmet süresinin 10 yılı geçtiğinin tespit edilmesi talebiyle yapılan 16/04/2019 tarihli başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle ayrı bir iptal davası açılmıştır. (... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiş olup; uyuşmazlık … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin E:… esasına kayıtlı dosyada, derdest durumdadır)

İLGİLİ MEVZUAT:

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun Geçici 4. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu'nun mülga 39. maddesinde; "Emekli aylığı aşağıdaki hallerde bağlanır: ...b) 25 fiili hizmet yılını dolduran iştirakçilerden kadın ise 58, erkek ise 60 yaşını dolduranların istekleri üzerine, ..." kuralına; 44. maddesinin birinci fıkrasında, "Her ne sebep ve suretle olursa olsun vücutlarında hasıl olan arızalar veya düçar oldukları tedavisi imkansız hastalıklar yüzünden vazifelerini yapamıyacak duruma giren iştirakçilere (malul) denir ve haklarında bu kanunun malullüğe ait hükümleri uygulanır." kuralına; 45. maddesinde, "44 üncü maddede yazılı malullük; a) İştirakçilerin vazifelerini yaptıkları sırada vazifelerinden doğmuş olursa; ...Buna (vazife malullüğü) ve bunlara uğrayanlara da (vazife malulü) denir." kuralına; 46. maddesinde, "44 üncü maddede yazılı malullük 45 inci maddede gösterilenler dışında kalan sebep ve hallerden doğmuş olursa (adi malullük) ve bunlara uğrayanlara da (adi malul) denir." kuralına; 50. maddesinde de, "İştirakçilerin her çeşit malullükleri ve ihtisasa taallük eden hastalıklar kuruluşu tam olan hastanelerin sıhhi heyetlerinin raporu ile belirtilir..." kuralına yer verilmiştir.

Anılan Kanun'un 53. maddesinin birinci fıkrasında, "Adi malullük aylığı, fiili hizmet müddetleri en az 10 yılı tamamlamış bulunan iştirakçilerin fiili ve itibari hizmet müddetleri toplamına göre ve malullük dolayısıyla vazifeden ayrıldıkları tarihteki keseneğe esas aylık veya ücretleri ve 15 inci maddenin (g) fıkrasında yazılı olanların tam aylık veya ücretleri tutarları üzerinden aşağıda gösterilen nispetlerde bağlanır." kuralı, aynı maddenin dördüncü fıkrasında; "Asgari beş sene emekliliğe esas bir hizmette bulunmak şartıyla tedavisi gayri mümkün bir maluliyete duçar olup herhangi bir şekilde kazanç ve başkasının yardımı olmaksızın idamei hayat imkanı kalmayan adi malullere; ... 15 sene fiili hizmeti bulunan maluller gibi maaş tahsis olunur. ..." kuralı yer almıştır.

Aynı Kanun'un 82. maddesinde, "Toptan ödeme, aşağıda yazılı hallerde yapılır:... c) Haklarında adi malullük hükümleri tatbik edilen iştirakçilerden; fiili hizmet müddetleri 10 yıldan az olanlara; ..." kuralı; Ek 26. maddesinde de, "5434 sayılı Kanun ve ona ek kanunlara göre Sandıkla ilgilendirilenlerin emeklilik işlemleri; ... b) İstek üzerine veya yaş haddi veya malullük (adi ve vazife malullüğü) hallerinde, iştirakçinin mensup olduğu kurumun en yüksek amirinin, ... onayı ile tekemmül eder..." kuralı getirilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Yukarıda metnine yer verilen yasal düzenlemelerin birlikte değerlendirilmesinden, 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu'nda emekliye sevk işlemi; yaş haddi, sicil, disiplin, re'sen emeklilik gibi ayrışık hükümler hariç olmak üzere, esas itibarıyla kamu görevlisinin iradesine bağlanmış olup; bu nitelikleri itibarıyla istek üzerine tesis edilen emekliye sevk işleminin, yasal koşullar oluşmadığı sürece idare tarafından geri alınması mümkün olmadığı gibi, emekliye sevk onayı tesis edildikten sonra ilgililerin isteği üzerine de geri alınması mümkün bulunmamaktadır. Emekliye ayrılma isteğini bildirmek suretiyle iradesini beyan eden kişi, emekliye sevk onayıyla birlikte emekli statüsüne girdiğinden, emekliye sevk işleminin ilgilinin istemindeki değişiklik nedeniyle geri alınması statü hukuku ile bağdaşmamaktadır. Bununla birlikte, kamu görevlisinin emekli olma iradesinin fesada uğraması, diğer bir ifadeyle emeklilik isteminin gerçek iradesini yansıtmaması halinde, emekliye sevk işleminin hukuka aykırı olacağı da açıktır.

Kamu görevlileri emekliye ayrılma iradelerini belirlerken, emeklilik mevzuatı çerçevesinde, yaş ve hizmet süreleri itibarıyla emekli aylığı bağlanmasına hak kazanıp kazanamadıklarını da gözetmektedirler.

Kamu görevlilerinin emeklilik hakları ve emekli aylığı bağlanmasının koşulları, kural olarak 5434 sayılı Kanun'da düzenlenmiş olup; anılan Kanun'un 53. maddesinin birinci fıkrasında, en az 10 yıl fiili hizmet süresi bulunan ve adi malul olduğuna karar verilen iştirakçilere, adi malullük aylığı bağlanması öngörülmüştür.

Dosyanın incelenmesinden; engelli memur statüsünde görev yapmakta iken malulen emekliye ayrılma talebinde bulunan davacının, 1994 yılında ücretli öğretmenlikte geçen süreyle birlikte 10 yıldan fazla hizmeti olduğundan bahisle, adi malullük aylığı bağlanması koşulları oluştuğu düşüncesiyle emekliye ayrılma isteminde bulunduğu; 5434 sayılı Kanun'un 82. maddesi kapsamında toptan ödeme yapılarak emekliye ayrılması yönünde bir isteminin bulunmadığı; bu yönüyle, davacının gerçek iradesinin, adi malullük aylığı bağlanacak şekilde emekliye ayrılmak olduğu halde, davacının talebi olmaksızın, toptan ödeme yapılmak suretiyle emekliye sevk edildiği anlaşılmıştır.

Buna göre, davacının 1994 yılında ücretli öğretmenlikte geçen hizmetinin, emeklilik fiili hizmet süresine dahil edilmemesi nedeniyle, 10 yıllık hizmet süresini tamamlayamadığı dikkate alındığında; davalı idare tarafından, adi malullük aylığı bağlanması için gerekli olan 10 yıllık hizmet süresini doldurmadığının davacıya bildirilmesi ve görevine iade edilerek, eksik hizmet süresi tamamlatılmak suretiyle emekliye sevk işleminin tesis edilmesi gerekirken, davacının talebi olmaksızın toptan ödeme yapılmak suretiyle emekliye sevk edilmesinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

Bu durumda, davacının gerçek iradesini yansıtmayan ve emekli aylığından yoksun kalmasına sebep olan emeklilik istemi üzerine tesis edilen emekliye sevk işleminde ve davacının emekli aylığı bağlanması için eksik hizmet süresini tamamlamak üzere görevine iade edilmesi talebiyle yaptığı başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemde hukuka uyarlık, davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki Bölge İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,

2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,

3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 27/04/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.

memur5.com

Bakmadan Geçme