Memur, sözleşmeli ve işçi alımında acil çözüm bekleyen sorunlar
Duayen isim Ahmet Ünlü Yeni Şafak gazetesindeki köşesinde Memur, sözleşmeli ve işçi alımında acil çözüm bekleyen sorunları masaya yatırarak çözüm önerilerini sıralıyor.
Ahmet Ünlü'nün yazısı:
Sesimiz duyulmasa da kamu personel sisteminin her geçen gün daha karmaşık ve içinden çıkılmaz bir hal almaya başladığını ısrarla vurgulayarak çözüm önerilerimizi açıklamaya çalışıyoruz. Bu yazımızda da kamu personel alım sisteminde her geçen gün sorun yumağına dönen sorunları çözümleriyle birlikte açıklamaya çalışacağız.
Memur alımında acil çözüm bekleyen sorunlar
Birçok kamu kurumu, memur alımında “Kamu Görevlerine İlk Defa Atanacaklar İçin Yapılacak Sınavlar Hakkında Genel Yönetmelik” kapsamı dışına çıkmıştır. Bu nedenle KPSS B grubu kadrolara personel alımında sözlü alım yöntemi getirilmiş ve işin adeta suyu çıkarılmıştır. Sözlü alım yöntemi ile nitelikli personel seçimi yapılacağı gibi bir savunmanın ne kadar bayatladığı yaşanan süreçte görülmüştür.
Yine il özel idareleri ve belediyelerin ısrarları sonucunda KPSS B grubu kadrolara memur alımına sözlü sınav getirilmiştir. Maalesef, il özel idareleri, belediyeler ve bunlara bağlı kuruluşlar ile bunların üyesi olduğu mahalli idare birlikleri ve döner sermayeli kuruluşlara ilk defa memur olarak atanacaklara ilişkin usul ve esasları düzenleyen Yönetmeliğin bu haliyle ne sistem kurulabilir, ne siyasi atamalar önlenebilir, ne de liyakat merkeze oturtulabilir. Yani Yönetmelik bu haliyle sadece sinek üretir ve bataklık baki kalır. Böyle olunca da her belediye başkanlığı seçiminde birçok personel diken üstünde ecelini beklemek zorunda kalmaktadır.
Sözleşmeli personel alımında hangi sorunlar yaşanıyor?
Daha önce sözleşmeli personel alımında yaşanan sorunları uzun uzun anlatmış ve önerileri sıralamıştık. Bu bağlamda, sözleşmeli personel alımıyla ilgili olarak acilen yapılması gerekenleri şu şekilde sıralayabiliriz;
1- Kamu Görevlerine İlk Defa Atanacaklar İçin Yapılacak Sınavlar Hakkında Genel Yönetmelik, Kamu Kurum ve Kuruluşlarına İşçi Alınmasında Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik ve Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslar'da eşzamanlı yapılacak bir düzenlemeyle, KPSS puanlarının, sadece statü içi değil statüler arasında da bir kez kullanılabileceği düzenlenmelidir. Bu bağlamda sözleşmeli personel mevzuatı yamalı bohçaya döndüğü için yeniden ve çağdaş bir mantıkla ele alınmalıdır.
2- Burada istisna olup olmayacağına diğer ilgili kurumların görüşleri alındıktan sonra karar verilmelidir. İstisnalar, yatırım ve finansman kararnamesinde olduğu gibi mesleğe özel yarışma sınavıyla girilen kadrolar ile unvan değişikliği niteliğindeki atamalar olarak düzenlenebilir. Şayet istisna olacaksa dahi bu istisna ancak 3 yıldan sonra olmalıdır. Yani bir kadro veya pozisyona atananlar 3 yıl süreyle aynı yerde çalışmalıdır.
3- KPSS ile yerleşenler merkezi olarak takip edilememektedir. Bir yerleştirme döneminde yerleştirildiği halde yaptırım olmadığı için feragat dilekçesi verenler dahi bulunmaktadır. Yani yaptırım sadece sözleşme imzalayanlar için geçerli olup, bir kuruma yerleşmek sözleşme imzalamak anlamına gelmemektedir. Yine kamu kurum ve kuruluşlarının toplu yerleştirmesi yapılmadığı ve kamu kurumları ÖSYM'ye ayrı ayrı yerleştirme için ilana çıktıkları için bir aday aynı KPSS puanıyla birçok kuruma yerleştirilmekte ve sadece birine gittiği için de pozisyonlar boş kalarak yerleşemeyen adaylar mağdur olmaktadır. Ayrıca, hazırlanan kılavuzlar merkezi olarak kontrol edilmediği için de yetersizlik içermektedirler.
4- KPSS puanıyla alım yapan tüm kurumlar, alım sonuçlarını Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı'na bildirmeli ve alımlar öncesinde adayların aynı KPSS puanıyla yerleşip yerleşmediği veri tabanından otomatik olarak kontrol edilerek daha işin başında sistem tarafından engellenmelidir. Yine atama veya sözleşme imzalanma değil sadece yerleştirme esas alınmalıdır. Bu şekilde bir sistem kurulması halinde, adaylar “daha sonra bir kuruma geçerim” anlayışıyla hareket etmeyi ve kamu hizmetlerini sekteye uğratmayı bırakacaktır.
5- Belediyelere alınan sözleşmeli personel ise hem yöntem hem sınav hem de sürekli sorun oluşturması bakımından mutlak surette çözüme kavuşturulması gereken bir konudur. Belediye başkanlarınca büyük bir takdir hakkı ile alımı yapılan sözleşmeli personel belediye seçimleri ile adeta diken üstünde oturmaktadır. Belediye başkanlarının değişmesinde ise kıyım yaşanması alışılagelen sıradan bir konu olmuştur. Bu sorunun da çözülmesi gerekmektedir.
6- Sözleşmeli personel alımındaki sözlü sınav acilen masaya yatırılmalıdır. Aynı unvanlı pozisyonlara bir kurum merkezi yerleştirmeyle personel alırken başka bir kurum sözlü sınavla personel alımı yapmaktadır. Esaslara göre o kadar çok kurum sözlü yapmaktadır ki sözlü yapmayan kurumlar istisna haline gelmiştir. Bu nedenle sözlü sınav acilen kaldırılmalıdır.
7- Öğretmen alımında yaşanan sorunlar da acil çözüm bekleyen konular arasındadır. Binlerce adayı sözlü sınava sokup da beklentiye sokmak ya da öğrencilere örnek olacak öğretmen adaylarını daha kamu hizmetinin giriş kapısında referans peşinde koşturmak doğru değildir. Yani bu insanları etik dışı davranışa sevketmenin önüne geçecek formül bulunmalıdır.
8- Son zamanlarda sözleşmeli hizmetli personel alımı işleri iyice çıkmaza sokmaktadır. Yani bir kurumda sözleşmeli hizmetli, memur hizmetli ve işçi hizmetli gibi üç farklı statüde personel istihdamı yapılmasının önüne geçilmelidir.
Kamu işçisi alımında hangi sorunlar yaşanıyor?
Son zamanlarda Kamu Kurum ve Kuruluşlarına İşçi Alınmasında Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik'in kapsamının dışına çıkarılan kamu kurumu sayısı giderek artmaktadır. Her ne kadar Yönetmelik kapsamından çıkarılan kurum sayısı artsa da Yönetmelik kapsamı dışındaki işçi alımlarında nasıl bir yol izlenmesi gerektiği de açıklanmıştır. Buna göre Yönetmelik kapsamı dışında olunsa dahi bu işçi alım ilanlarının İş-Kur'a bildirilmesi zorunluluğu bulunuyor. Yine bu kapsamda yapılacak işçi alımlarına ilişkin ilanların Türkiye İş Kurumu'nun internet sitesinde ve ilgili kamu kurum ve kuruluşunca uygun görülen iletişim araçları ile kamuoyuna duyurularak şeffaf bir şekilde işçi alınmasını zorunlu tutuyor.
En önemli kural olarak ise kamu kurum ve kuruluşlarını işçi alımı yaparken hem adil ve şeffaf davranmaya hem de adil ve şeffaf davranma hususunda gerekli tedbirleri almaya zorunlu tutuyor. Özetle ben Yönetmelik kapsamında değilim diye hiçbir kamu kurumunun ilansız ve sınavsız eleman almasının mümkün olmadığı açıkça hüküm altına alınmıştır. Ancak, buna çoğu zaman uyulmadığı, İş-Kur'un da gerekli gözetim ve denetimi yeterince yapmadığından sınavsız alım yöntemi yaygınlaşmıştır.
En önemli sorunlardan birisi de kura usulü ile işçi alım yöntemidir. Buna göre ortaöğretim mezunları ile temizlik, güvenlik ve koruma, bakım ve onarım hizmetleri için KPSS şartı kaldırıldığı için üç veya beş kişilik işçi alımı için binlerce kişi kura kuyruklarına girmek zorunda kalmış ve korkunç bir hayal kırıklığı oluşmaya başlamıştır. Bir taraftan KPSS şartı kaldırılıp, diğer yandan kuradan çıkanları sözlü sınava tabi tutmanın izahını yapmak mümkün değildir. Bu yöntem tek kelimeyle kamu hizmetinde ciddi bir nitelik kaybına ve kayırmacılık algısına yol açtığı için gereksiz tartışmalar ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla acilen bu soruna çözüm bulunması gerekmektedir.
Bir de İş-Kur tarafından tedavüle sokulan toplum yararına çalıştırma kapsamında sınavsız işçi alımları var ki, bu konunun baştan aşağı masaya yatırılması gerekmektedir. Her ne kadar birçok yerde kura ile alım yapılsa da her yerde aynı uygulama olup olmadığını bilmiyoruz ama bir müddet sonra bunların da kadro talebi ile meydanlara ineceğini söylemek kehanet olmayacaktır.
Yine işçi alımında merkezi yerleştirme olmadığı için kişilere özel ilana çıkılması da sorun olarak karşımızda durmaktadır. Ayrıca işçi taleplerinin ilçe, il, bölge ve ülke düzeyinde karşılanması yöntemi de üzerinde düşünülmesi gereken bir durumdur.
Sonuç olarak, sözlü sınavların gençleri iktidardan uzaklaştırdığının ve olumsuz algı oluşturmada kullanıldığının farkına varılmalıdır. Bu nedenle acilen konu uzmanlarından oluşan bir komisyonca yukarıda belirtmiş olduğumuz sorunlu alanların gerçekten sorun olup olmadığı araştırılarak masaya yatırılması ve çözüm üretilmesi gerekiyor. Aksi takdirde çok geç olacak.