Mevcut genelgelerin engelleyemediği araç saltanatını yeni genelge engelleyecek
Yıllar önce Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, kamunun araç kiralama maliyetlerinin katlandığını, kiralama bedellerine ve şoför ücretlerine üst sınır geleceğini, kademe kademe satın alma modeline geçileceğini, kamunun son 4 yıldaki araç kiralama maliyetlerinin neredeyse yüzde 100 arttığını ve kamudaki araç kiralama modelinin gözden geçirildiğini belirtmişti.
Yıl 2024 ve biz hala kamudaki taşıt saltanatını konuşuyoruz. Bu arada Bakan Şimşek Bakanlıktan ayrıldı, bakanlığın adı değişti ve yıllar sonra o şimdi tekrar Bakan. Biz hala araç saltanatını önlemek için çırpınıyoruz.
Sanki bu Ülke'de ilk defa tasarruf tedbirleri çıkacak gibi heyecanlanıyoruz.
Unutulmasın ki hala geçerli tasarruf tedbirlerine ilişkin genelgeler yürürlüktedir ve bu genelgeler uygulanmamaktadır. Ya da bazıları için geçerli değildir.
Yıllar önce çıkarılan tasarruf genelgelerinden birinde; "237 sayılı Taşıt Kanununa ekli (1) sayılı cetvel uyarınca emir ve zatlarına, (2) sayılı cetvel uyarınca makam hizmetlerine ve koruma altına alınanlara tahsis edilen taşıtlar dışında hiç bir makama taşıt tahsis edilmeyecektir. Genelge kapsamındaki kurum ve kuruluşların sadece hizmet ihtiyaçlarında kullanılmak amacıyla; merkez teşkilatlarında bulundurabilecekleri her türlü binek ve station-wagon türü taşıtların sayısı rakamsal olarak belirlenmiş ve bunların taşıt havuzuna alınarak söz konusu hizmet taşıtlarının yönetimi tek elden yürütülecektir.
Genelge kapsamına dahil kurum, kurul ve kuruluşlar ile bağlı ve ilgili/ilişkili kuruluşların başkanları, müsteşar yardımcıları, genel müdürleri, üst kurul üyeleri ile kurumların merkez teşkilatlarında bulunan kurul başkanları, strateji geliştirme başkanları, DPT Genel Sekreteri ile Avrupa Birliği Genel Sekreteri ikametgahları ile görev yerleri arasındaki sadece sabah-akşam geliş ve gidişleri, hizmet aracı olarak kurumların mevcutlarında bulunan binek veya station-wagon tipi taşıtlarla sağlanacaktır.
Taşra teşkilatlarında; 237 sayılı Taşıt Kanununa ekli (1) sayılı cetvel uyarınca emir ve zatlarına, (2) sayılı cetvel uyarınca makam hizmetlerine tahsis edilenler dışında kalan binek ve station-wagon tipi taşıtlardan il valilerince ilgili kurumların (2802 sayılı Kanuna tabi olarak görev yapanlar hariç) hizmet özelliklerine göre sayıları belirlenerek her bir kurum için oluşturulacak havuzlara alınması uygun görülenlerden, bakanlıklar il müdürü (her bakanlığa bir adet olmak üzere), defterdar, vergi dairesi başkanı, emniyet müdürü, kuruluşların bölge müdürleri; istemeleri ve kurumların imkanları dahilinde ikametgahları ile görev yerleri arasındaki sabah-akşam geliş ve gidişlerinde daimi hizmetlerde kullanılan mevcut hizmet araçlarından servis aracı olarak yararlanabileceklerdir.
Emir ve zata veya makam hizmetlerine tahsis edilen taşıtlar dışında kalan ve hizmet aracı olarak havuzda yer alan taşıtlar aynı kurumun birimleri arasında ayrım yapılmaksızın, münhasıran resmi hizmetlerin yerine getirilmesi amacıyla kullanılacaktır. Bu taşıtlar; özel işlerde, tatil günlerinde ve personel servis aracı olarak kullanılmayacak, hiçbir makam, birim ve şahsın kullanımına tahsis edilmeyecektir.
Kamuda gereksiz harcamaların önüne geçilmesi ve kaynakların en rasyonel şekilde kullanılması amacıyla taşıtların kullanımının denetimi ve uygulamanın takibi merkezde bizzat bakanlar, illerde valiler tarafından yerine getirilecektir. Merkezde bakanın görevlendireceği yetkililer ve illerde bütün kamu taşıtları açısından valiler, taşıtların 237 sayılı Taşıt Kanunu ve bu Genelge hükümlerine uygun olarak kullanılmasından doğrudan sorumlu olacaklardır." ifadelerine yer verilmişti.
Genelgedeki ifadeler ne kadar tanıdık gelmektedir değil mi?
Benzer ifadeler 2021/14 nolu Tasarruf Tedbirlerine ilişkin genelgede de yer almaktadır.
Genelgeye göre kamu kurum ve kuruluşlarınca taşıt edinimleri ihtiyaç analizlerine dayandırılacak, acil ve zorunlu hâller dışında her ne suretle olursa olsun yeni taşıt edinilmeyecektir. Mevcut taşıtlar da ihtiyaç analizleri ve tasarruf anlayışı çerçevesinde yeniden gözden geçirilecek, ihtiyaç fazlası olan veya ekonomik ömrünü tamamlamış taşıtlar ihtiyacı olan kurumlara devredilecek ya da tasfiye edilecektir. Kamu kurum ve kuruluşları hizmet alımı suretiyle edinecekleri toplam taşıt sayısının kademeli olarak azaltılmasına ilişkin tedbirleri alacak, bu kapsamda 2020 yılındaki taşıt sayılarını 2021 yılından başlamak üzere 2023 yılı sonuna kadar kümülatif olarak en az yüzde 20 oranında azaltacaklardır.
İlgili mevzuatında belirtilen makam ve hizmetler ile ambulanslar hariç olmak üzere, hibe dâhil her ne suretle olursa olsun yabancı menşeli taşıt edinilmeyecektir. Yılı merkezi yönetim bütçe kanununa ekli (T) işaretli cetvelde tasnifi yapılan taşıt cinslerinde en az iki marka tarafından yerli menşeli üretimi olmayan taşıtlar hakkında bu hüküm uygulanmayacaktır.
5/1/1961 tarihli ve 237 sayılı Taşıt Kanununa ekli (1) ve (2) sayılı cetvel kapsamındaki hizmetlere ve koruma altına alınanlara tahsis edilen taşıtlar dışında hiçbir makama taşıt tahsis edilmeyecektir.
Mevcut genelgeler ısrarla uygulanmıyor
Halen yürürlükte olan genelgelerin uygulanmadığını üzülerek ifade etmemiz gerekiyor.Bırakın Genel Müdürler ve eşitlerinin hizmet aracıyla sabah akşam görev yerine gelip gitmesini, Genelgede ikametgahları ile görev yerleri arasındaki sadece sabah-akşam geliş ve gidiş yapacak unvanların her birinin birer makam aracı birer de makam şoförü bulunmaktadır. Bazen de bu rakam iki ve üzerine çıkabilmektedir.
Hatta hizmet araçlarının bazı bürokratların çocuklarının veya eşlerinin servis aracı olarak dahi kullanılmdığına şahit olunmaktadır. Kimsenin mevzuattan çekindiği filan da yoktur. Gece gündüz demeden çalışan bürokratın bazı haklardan yararlanmasından daha doğal ne olabilir ki(!)
Bazı makam sahipleri kendilerini o kadar ağır hissetmektedirler ki yerli araçlar bu kişileri taşıyamaz hale gelmiştir. Bu makam sahiplerini Audi A-6 marka araçlardan başkası taşıyamaz hale gelmiştir. Üzüm üzüme baka baka karardığı için de kamu kurumlarının üst düzey bürokratları açık yasağa rağmen bir yolunu bularak lüks araçları makam aracı olarak kullanmaktadırlar.
Tasarruf Genelgesi açıkça 237 sayılı Taşıt Kanunu hükümlerinin izin verdiği haller hariç, hiçbir makama arazi binek, jeep gibi taşıtlar ile yabancı menşeli taşıt, makam aracı olarak tahsis edilmeyeceğini belirtmesine rağmen bu kural açıkça çiğnenmektedir.
Bu konudaki suiistimali önlemek için çıkarılan Kamu Haznedarlığı Genel Tebliği dahi çare olamamıştır. Bu tebliğe göre, kurumlar mali kaynaklarının değerlendirilmesinde faiz veya kâr payı dışında ayni ya da nakdi herhangi bir menfaat temin edemez. Bu kadar açık ifadeye rağmen bankalar hala lüks araç temin etmeye devam ediyorlar.
Hatta Kamu Görevlileri Etik Kurulu resimli uyarılar dahi yayınlamıştır. Ancak resimli uyarılar dahi etkili olamamıştır.
Sonuç olarak hala yürürlükte olup ta uygulanmayan ya da uygulanamayan tasarruf genelgelerini düşündükçe çıkarılacak yeni genelgenin ne kadar işe yarayıp yaramayacağını birlikte göreceğiz. Başka bir açıdan bakıldığında açıklanan tasarruf genelgesinin ciddi bir itiraf niteliğinde olduğunu da belirtmemiz gerekiyor.