Öğrenciyi tacizle suçlanan öğretmenin meslekten ihracına son nokta Danıştaydan

Danıştay, öğrencilere uygunsuz davranışlarda bulunan öğretmenin 'devlet memurluğundan çıkarma' cezasını onadı.

İstanbul'daki bir ortaokulun görsel sanatlar öğretmenine, öğrencilere yönelik uygunsuz davranışları nedeniyle "devlet memurluğundan çıkarma" cezası verilmesine dair Milli Eğitim Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu kararı, Danıştay tarafından onandı.

Danıştay 12. Daire Başkanlığının içtihat metninde, yargılama süreci detaylı olarak aktarıldı.

Buna göre, öğretmen hakkında MEB Yüksek Disiplin Kurulu "devlet memurluğundan çıkarma" kararı verdi. Bunun üzerine idari yargıya başvuran öğretmen söz konusu kararın iptalini talep etti. Yerel mahkemenin kararında, "sınıf içerisinde öğrencilerine uygunsuz sözler söylediği, kız öğrencilerine erkek öğrencilere nazaran daha yakın davrandığı, bazı kız öğrencileri sarılıp öptüğü nitekim bu davranışların bazı öğrencilerde rahatsızlık yarattığının anlaşıldığı" belirtildi.

Ayrıca "Önemli kamu hizmeti yapan bir öğretmenin öğrencileri ile arasında eşit ve seviyeli bir mesafenin olması gerektiği, kız öğrencilerine sarılıp öpme gibi fiillerinin memurluk sıfatı ile bağdaşmadığı" vurgulandı. 2003 yılında bir başka okulda benzer eylemleri nedeniyle hakkında devlet memurluğu görevinden uzaklaştırma cezası verildiği hususları dikkate alındığında, davacı öğretmenin, üzerine atılı memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak fiili sabit olduğundan, hakkında tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildi.

Davayı temyiz eden öğretmen, hakkındaki iddiaların soyut, ispattan yoksun iddialar olduğu, ceza davasından beraat ettiği, tesis edilen işlemin haksız ve hukuka aykırı olduğu, Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiğini ileri sürdü.

Buna karşılık Bakanlık ise Danıştay aşamasında, "Davacı hakkında düzenlenen soruşturma raporunda, davacının bazı kız öğrencilere daha yakın davrandığı, sarılıp öptüğü, 2 öğrenciye zorla olmasa dahi sarılıp öptüğü, öğrencisi ile çekilen fotoğrafların sosyal medyada paylaşıldığı, davacı hakkında tesis edilen işlemin hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiğini" savundu.

Danıştay tetkik hakimi ise olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanmasını önerdi.

Danıştayın hukuki değerlendirmesinde ise soruşturma raporuna işaret edildi. "Öğretmenin derste ödevini yerine getirmeyen diğer öğrenciler hakkında tutanak tuttuğu, öğrencilere ; " ödevlerinizi yapmazsanız, ders çalışmazsanız o...pu olursunuz, benim bir öğrencim vardı, o..pu oldu, benim facebookumda ekli, ne fotoğrafları var isterseniz girin bakın, okuldan çıkınca mini etek giyip kendisini pazarlıyor, 18 yaşındaydı, İstanbul'un o..pusuydu, siz de onun gibi olacaksınız" dediği aktarıldı. Erkek öğrencilere de " 18 yaşındaki erkekler de 'arabanızı alıp adam ezersiniz, kadın satarsınız" sözleri ve yine okuldaki kız öğrencilere sözlü fiziki tacizde bulunduğu, özellikle S.G. ve A.G.isimli öğrencileri zorla öptüğü, beline sarıldığı, boynundan öpmeye çalıştığı iddiaları üzerine davacı hakkında soruşturma başlatıldığı" anlatıldı.

Değerlendirmede, öğretmenin beraat ettiği ceza davası, disiplin cezasının uygulanmasına engel teşkil etmeyeceği şöyle vurgulandı:

"Ceza yargılamasında suçun niteliği ve delillerin takdirinde uygulanan ilke ve kurallar ile disiplin hukuku açısından uygulanan ilke ve kurallar birbirinden farklı olduğundan, idarenin, kamu görevlisi hakkında disiplin cezası vermemesi, ceza mahkemelerince ceza verilmesine hukuki engel oluşturmayacağı gibi, aynı şekilde, ceza yargılaması sonucu beraat kararı verilmiş olmasının da, kuramsal olarak, disiplin cezası verilmesine engel teşkil etmeyeceği açıktır.

Ancak ceza yargılaması neticesinde suçun unsurlarının oluşmadığı ya da suçun o kişi tarafından işlenmediği gerekçesiyle verilen beraat kararının, disiplin cezası bakımından da sadece aynı suç nev'i bakımından bağlayıcı olacağı; bir başka ifadeyle, ceza yargılamasının (beraat kararının) konusunu teşkil eden suç, disiplin hukuku yönünden de aynı suç kapsamında değerlendirilerek disiplin cezası verilemeyeceği kuşkusuzdur."

Danıştay'ın hukuki değerlendirmesinde, İdare Mahkemesi'nde açılan davada, davacının dava konusu işlemin iptali istemiyle yaptığı başvurunun reddedilmesi üzerine, davacının disiplin soruşturmasına konu olan 2 öğrenciye yönelik "sarkıntılık yapmak suretiyle çocuğun cinsel istismarı, çocuğa karşı cinsel taciz" suçlaması nedeniyle açılan davada, Asliye Ceza Mahkemesi'nin verdiği kararda, "üzerine atılı bulunan suçlardan yargılanması sonucu somut delil bulunmadığından ayrı ayrı beraatine" karar verildiği ve bu kararın Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesi tarafından onanarak kesinleştiği anlatıldı.

Hukuki değerlendirmede, davacı öğretmen tarafından temyiz iddiaları arasında yer alan ve disiplin soruşturmasına konu olan eylemler ile adli yargıda açılan ve ceza davasına konu olan iddiaların, ispattan yoksun, soyut ve kendi içerisinde dahi tutarlılık taşımadığı iddia edilmiş olsa da soruşturma raporu ve ek belgelerin incelenmesinden, davacının adli yargıda "sarkıntılık yapmak suretiyle çocuğun cinsel istismarı, çocuğa karşı cinsel taciz" suçlamalarından beraat ettiği anlaşıldığı aktarıldı. Bu durumda, davacıya isnat edilen eylemlerin ve ceza yargılamasındaki eylemlerin hangi kısımlarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin ayrıca belirlenmesi gerektiği bildirildi.

Bu duruma göre, davacı hakkında ceza yargılamasında verilen beraat kararının 2 kız öğrenciye karşı işlendiği ve gerçekleştiği iddia olunan, "sarkıntılık yapmak suretiyle çocuğun cinsel istismarı, çocuğa karşı cinsel taciz" suçlarından dolayı hakkında somut delil bulunmadığı gerekçesiyle ayrı ayrı beraatine karar verildiği açık olduğu vurgulandı.

Danıştay'ın hukuki mütalaasında, davacının üzerine atılı bulunan ve adli yargıda tartışma konusu olan eylemlerin disiplin soruşturmasına tabi olmadığı ve dava konusu işlemde de temel alınmadığı, ayrıca idare mahkemesi kararında bu iddialarla ilgili bir inceleme ve hukuki değerlendirme yapılmadığı belirtildi. Davacının, disiplin soruşturmasına ve dava konusu işleme esas alınan eylemleri gerçekleştirdiğine dair iddiaların, sınıf içerisinde gerçekleştiği ve bu durumun somut olarak tespit edildiği öğretmen beyanları ve öğrencilerin ifadeleriyle desteklendiği vurgulandı. Bu nedenle, temyiz iddiaları arasında yer alan bu hususların hukuki dayanağı olmadığı ve Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuka aykırılık görülmediği belirtildi.

Danıştay, yukarıda anlatılan nedenlerle temyiz istemini reddettiği öğretmenin "devlet memurluğundan çıkarma" cezasının hukuka uygun olduğuna karar verdi.

Danıştay'ın konuya ilişkin kararı şöyle:

Danıştay 12. Daire Başkanlığı 2018/839 E. , 2022/1171 K.

"İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/839
Karar No : 2022/1171


TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : …Bakanlığı
VEKİLİ : …
İSTEMİN KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi …İdari Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: İstanbul ili, Kartal ilçesi, …Ortaokulunda öğretmen olarak görev yapan davacı tarafından, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu'nun …tarih ve …sayılı kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …İdare Mahkemesince verilen …tarih ve E:…, K:…sayılı kararla; uyuşmazlık konusu olayda,soruşturma rapor ve ekindeki tanık öğrenci ifadelerinden; davacının sınıf içerisinde öğrencilerine uygunsuz sözler söylediği, kız öğrencilerine erkek öğrencilere nazaran daha yakın davrandığı, bazı kız öğrencileri sarılıp öptüğü nitekim bu davranışların bazı öğrencilerde rahatsızlık yarattığının anlaşıldığı, önemli kamu hizmeti yapan bir öğretmenin öğrencileri ile arasında eşit ve seviyeli bir mesafenin olması gerektiği, kız öğrencilerine sarılıp öpme gibi fiillerinin memurluk sıfatı ile bağdaşmadığı; ayrıca, 2003 yılında bir başka okulda benzer eylemleri nedeniyle hakkında devlet memurluğu görevinden uzaklaştırma cezası verildiği hususları dikkate alındığında, davacının, üzerine atılı memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak fiili sabit olduğundan, hakkında tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: …Bölge İdare Mahkemesi …İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını gerektirecek nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Hakkındaki iddiaların soyut, ispattan yoksun iddialar olduğu, ceza davasından beraat ettiği, tesis edilen işlemin haksız ve hukuka aykırı olduğu, Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı hakkında düzenlenen soruşturma raporunda, davacının bazı kız öğrencilere daha yakın davrandığı, sarılıp öptüğü, S. G. ve A. G. isimli öğrencilere zorla olmasa dahi sarılıp öptüğü, öğrencisi ile çekilen fotoğrafların facebook sitesinde paylaşıldığı, davacı hakkında tesis edilen işlemin hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının …Ortaokulnda görsel sanatlar öğretmeni olduğu, …sınıfında görsel sanatlar dersinde öğrencisi …. ve ödevini yerine getirmeyen diğer öğrenciler hakkında tutanak tuttuğu, öğrencilere ; " ödevlerinizi yapmazsanız, ders çalışmazsanız o...pu olursunuz, benim bir öğrencim vardı, o..pu oldu, benim facebookumda ekli, ne fotoğrafları var isterseniz girin bakın, okuldan çıkınca mini etek giyip kendisini pazarlıyor, 18 yaşındaydı, İstanbul'un o..pusuydu, siz de onun gibi olacaksınız"; erkek öğrencilere de, " 18 yaşındaki erkekler de 'arabanızı alıp adam ezersiniz, kadın satarsınız" sözleri ve yine okuldaki kız öğrencilere sözlü fiziki tacizde bulunduğu, özellikle S.G. ve A.G.isimli öğrencileri zorla öptüğü, beline sarıldığı, boynundan öpmeye çalıştığı iddiaları üzerine davacı hakkında soruşturma başlatıldığı, soruşturma sonucu düzenlenen raporda; anılan fiilerin işlediği hususu sübuta erdiğinden bahisle disiplin yönünden 657 sayılı Kanun'un 125. maddesinin (E) bendinin (g) alt bendi uyarınca devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılması gerektiği yönünde görüş bildirildiği, bunun üzerine davalı idare tarafından, davacının devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırıldığı, temyizen incelenen davanın bu cezanın iptali istemiyle açıldığı anlaşılmaktadır.


İLGİLİ MEVZUAT:
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendinde; ''Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak'', Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiil ve haller arasında sayılmıştır.
Aynı Kanun'un 131. maddesinde ise, "Aynı olaydan dolayı memur hakkında ceza mahkemesinde kovuşturmaya başlanmış olması disiplin kovuşturmasını geciktiremez. Memurun ceza kanununa göre mahkum olması veya olmaması halleri, ayrıca disiplin cezasının uygulanmasına engel olamaz." hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
657 sayılı Kanun'un yukarıda anılan hükümleri çerçevesinde; ceza mahkemesi kararlarının, disiplin cezalarına etkisinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Disiplin cezasının sebebini oluşturan eylem ve davranışlar, aynı zamanda Ceza Kanununda da suç sayılabilir. Bu durumda, disiplin cezası yaptırımı ile birlikte ceza yaptırımı da uygulanabilir. Bu iki yaptırım türünün hukuki dayanağı, amaç ve sonuçları birbirlerinden farklıdır. Ceza yargılamasında suçun niteliği ve delillerin takdirinde uygulanan ilke ve kurallar ile disiplin hukuku açısından uygulanan ilke ve kurallar birbirinden farklı olduğundan, idarenin, kamu görevlisi hakkında disiplin cezası vermemesi, ceza mahkemelerince ceza verilmesine hukuki engel oluşturmayacağı gibi, aynı şekilde, ceza yargılaması sonucu beraat kararı verilmiş olmasının da, kuramsal olarak, disiplin cezası verilmesine engel teşkil etmeyeceği açıktır.
Ancak; ceza yargılaması neticesinde suçun unsurlarının oluşmadığı ya da suçun o kişi tarafından işlenmediği gerekçesiyle verilen beraat kararının, disiplin cezası bakımından da sadece aynı suç nev'i bakımından bağlayıcı olacağı; bir başka ifadeyle, ceza yargılamasının (beraat kararının) konusunu teşkil eden suç, disiplin hukuku yönünden de aynı suç kapsamında değerlendirilerek disiplin cezası verilemeyeceği kuşkusuzdur.
Dosyanın incelenmesinden; dava konusu işlemin iptali istemiyle …İdare Mahkemesinde açılan davada, anılan mahkemece 10/11/2016 tarihinde davanın reddi yolunda verilen karardan sonra, davacının disiplin soruşturmasına konu öğrencilerden …., …. ve ….'ye karşı gerçekleştiği ileri sürülen "sarkıntılık yapmak suretiyle çocuğun cinsel istismarı, çocuğa karşı cinsel taciz" suçlaması nedeniyle açılan davada, …Asliye Ceza Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararında, "üzerine atılı bulunan suçlardan yargılanması sonucu somut delil bulunmadığından ayrı ayrı beraatine" karar verildiği ve bu kararın …Bölge Adliye Mahkemesi …Ceza Dairesi'nin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararı ile onanarak kesinleştiği anlaşılmaktadır.

Davacı tarafından temyiz iddiaları arasında yer alan ve disiplin soruşturmasına konu olan eylemler ile adli yargıda açılan ve ceza davasına konu olan ispattan yoksun, soyut ve kendi içerisinde dahi tutarlılık taşımayan tüm iddiaların doğru olduğu kabul edilmek suretiyle idare mahkemesince hüküm kurulduğu ileri sürülmüş ise de; dosyada mevcut olan soruşturma raporu ve eki belgelerin incelenmesinden, davacının adli yargıda yargılanması sonucu "sarkıntılık yapmak suretiyle çocuğun cinsel istismarı, çocuğa karşı cinsel taciz" suçlaması eylemlerinden beraatine karar verildiği anlaşılmış olup, davacıya soruşturma kapsamında isnat edilen eylemler ile ceza yargılamasındaki eylemlerin hangi kısımlarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin, dava konusu işleme esas alınan eylemler ile mahkeme kararında hükme esas alınan hususların ayrıca saptanması gerekmektedir.
Bu duruma göre, davacı hakkında ceza yargılamasında verilen beraat kararının kız öğrencilerden …., …. ve ….'e karşı işlendiği ve gerçekleştiği iddia olunan, "sarkıntılık yapmak suretiyle çocuğun cinsel istismarı, çocuğa karşı cinsel taciz" suçlarından dolayı hakkında somut delil bulunmadığı gerekçesiyle ayrı ayrı beraatine karar verildiği açıktır.
Ancak, davacının üzerine atılı bulunan ve adli yargıda uyuşmazlığa konu olan söz konusu eylemlerin disiplin soruşturmasına konu olmadığı, dava konusu işleme esas alınmadığı gibi, idare mahkemesi kararında bu iddialarla ilgili bir inceleme ve hukuki değerlendirme de yapılmadığı açıktır. Davacının üzerine atılı bulunan, disiplin soruşturmasına konu olan ve dava konusu işleme esas alınan "bazı kız öğrencilere daha yakın davrandığı, sarıldığı ve öptüğü" eylemlerinin, gerek soruşturma kapsamında ifadesine başvurulan bir kısım öğretmen beyanları ve gerekse çok sayıda öğrencinin (14 öğrenciden 12'sinin) ifadesinden; davacının üzerine atılı bulunan eylemlerin sınıf içerisinde gerçekleştiği somut olarak tespit edilmiş olduğu anlaşıldığından, temyiz iddiaları arasında yer alan anılan hususların haklı ve hukuki dayanağı bulunmadığından, temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuka aykırılık görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu …Bölge İdare Mahkemesi …İdari Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının yukarıda belirtilen GEREKÇE İLE ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de …Bölge İdare Mahkemesi …İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın …İdare Mahkemesine gönderilmesine, 17/03/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.

memur5.com

Bakmadan Geçme