Öğretmenler için 18 Mayıs'ta Saraçhane, emekliler için 26 Mayıs'ta Ankara'da büyük buluşma
CHP lideri Özel, atanmayan öğretmenler, mülakat mağdurları ve müfredatın hızla değiştirilmesine itiraz eden herkesi 18 Mayıs'ta, Saraçhane'de bir büyük mitinge davet ettiklerini açıkladı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, atanmayan öğretmenler, mülakat mağdurları ve müfredatın hızla değiştirilmesine itiraz eden herkesi 18 Mayıs'ta, Saraçhane'de bir büyük mitinge davet ettiklerini bildirdi.
Özel, Habertürk'te gazeteciler Esra Toptaş ve Fevzi Çakır'ın sorularını yanıtladı. Özel, yeni bir dönemin başladığını belirterek mücadelenin en sert verileceği döneme girildiğini ifade etti. Özel, atanmayan öğretmenler, mülakat mağdurları ve müfredatın hızla değiştirilmesine itiraz eden herkesi 18 Mayıs'ta, Saraçhane'de bir büyük mitinge davet ettiklerini açıkladı. Özel 26 Mayıs günü de emeklilerle Tandoğan (Anadolu) Meydanı'nda 10 bin liralık emekli maaşına isyan edeceklerini ve emekli maaşlarında iyileştirme için kamuoyunun dikkatini çekecekleri bir miting düzenleyeceklerini hatırlattı. Özel, bu tip tematik mitinglerin süreceğini ve CHP'nin seçim zamanında halkın gündeminde olmayan hiçbir gündemin peşine takılmayacağını vurguladı. Asgari ücretlilerle ilgili olarak da Haziran ayı ilk haftası içerisinde bir miting yapacaklarını belirtti.
Özel, "Bu tip tematik mitingler sürecek. CHP seçim zamanında şunu söyledi. Halkın gündeminde olmayan hiçbir gündemin peşine takılmayacağız. Asgari ücretlilerle ilgili de Haziran ayı ilk haftası içerisinde bir miting yapacağız. Yani bugünden bir ay sonrasına kadar üç büyük miting yapılmış olacak ve devam edecek. Bugüne kadar sessizce kendi ıstırabını çekmek zorunda olanların sesi olacağız. Sesini duyuracağız. Mücadeleyi sürdüreceğiz. Ama bu mücadele sadece miting meydanlarında ya da sadece TBMM kürsüsünde etmekle olmuyor. Bir de müzakere tarafı var. O tarafı eksik bırakmamak önemli. 31 Mart seçimlerine gidene kadar neler neler dediler. DEM'leniyor dediler, hain dediler. Biz hep sustuk. Ya da zaman zaman dost ateşi açıldı. Kimseye hiçbir şey demedik. Biz dedik ki emekli, emekçi, yoksul, çiftçi, öğrenci, işçi, memur, işsizin dertlerini anlatacağız dedik." dedi.
"Adı konmamış IMF politikası"
Özgür Özel ayrıca, Mehmet Şimşek'in politikalarını "adı konmamış IMF politikası" olarak nitelendirerek, "Mehmet Şimşek'in politikaları IMF politikaları. Sayın Erdoğan diyor ya biz IMF'yi yolladık. IMF yok ama hayaleti geziyor şu anda Türkiye'de. Gulyabani filmi var ya. IMF gulyabanisi Türkiye'de geziyor" şeklinde konuştu.
Özel şunları kaydetti:
“Mehmet Şimşek'in bu rasyonel dediği politikalar önceki irrasyonel politikalara göre doğru olanı bu ama şu kadarını söyleyeceğim. O irrasyonel politikalar bir çılgınlıktı. Daha doğrusu iyimser olarak söylerseniz. İş bilmezliğin getirdiği, memleketin 128 milyar dolar rezervini yakan. Doları 4,5 liralardan alıp 20 liralara kadar götüren. Oradan dönsün diye kur korumalı mevduatı çıkaran, hepimizin sırtından, yoksulların sırtından, bir avuç kur korumalı mevduat yaptırabilen zengine tarihin en büyük kaynak transferini gerçekleştiren. İş bilmezlik sonucunda birilerine fırsat yaratan ya da kötü niyetle dünyanın en büyük kaynak transferini yoksuldan alıp, zengine veren bir sistem uyguladılar. O bir rezaletti ve çılgınlıktı. O politikalardan dönülmesi olumlu ama Mehmet Şimşek'in politikaları IMF politikaları. Sayın Erdoğan diyor ya biz IMF'yi yolladık. IMF yok ama hayaleti geziyor şu anda Türkiye'de. Gulyabani filmi var ya. IMF gulyabanisi Türkiye'de geziyor. Kötü tarafı ne biliyor musunuz? Hep yoksulun penceresinde, hep işçiye görünüyor. Hep çiftçiyi sömürüyor. Biraz da zengine yollayın gulyabaniyi. Neden hep bizim garibanların penceresinde. Biraz da şatolara gitsin, zenginlerin konaklarına gitsin bakayım. Parayı oradan toplayın. (Örtülü bir IMF politikası var) Net. 2001-2002 arası DSP-MHP-ANAP koalisyonunun uyguladığı, sonra AKP'nin geldiği ve aynen devam ettirdikleri IMF programından hiçbir farkı yok yapılanların. Bu IMF programı hatta yoksullar açısından çok daha can yakıcı noktaya geldi. Yani şunu söyleyeyim. Aldıkları Türkiye'de en düşük emekli maaşı 1,5 asgari ücretti, bugünkü parayla 26 bin lira. Bugün en düşük emekli maaşı 0,6 asgari ücret. Buraya baktığınızda bundan 6 yıl önce bayramda verilen bin liralık ikramiye 24 kilo dana kıyma alıyordu. Şimdi 3 bin lira ikramiye 6 kilo dana kıyma alıyor. Böyle bir noktaya getirdiler Türkiye'yi. Net olarak söyleyeceğim şu. O irasyonelite bir delilik. Bu onları terk etmek doğru ama burada ihtiyaç duyulan parayı neden insanları 270 dolar emekli maaşına mahkum ederek kemer sıktırıyorsunuz. Neden Türkiye'de toplanan vergilerin 3 lira verginin 2 lirası dolaylı vergi. Yani harcarken ödediğiniz vergi. Yani bir fabrikatör ile fabrikada çalışan işçi, kapıdaki bekçi gidip de 1 litre süt aldığında aynı vergiyi ödüyor. Fabrikatör benzin aldığında motoruna veya mazot aldığında cipine motoruna mazot alan işçisiyle aynı vergiyi ödüyor. Yüzde 66'sı böyle toplanıyor vergilerin. Kalan yüzde 90'a varmak için olan yüzde 24'ü de hepimizin, bütün işçiler, memurların elimize geçmeden kesilen gelir vergisi. Yüzde 90'a geldik mi? Türkiye'deki verginin yüzde 10'u beyanname usulü gelirden elde edilen vergi. Yani ticaret yapan, üretim yapan, fatura kesen, ihracat yapanın ödediği vergi toplamın yüzde 10'u. Sen buraya bir müdahale etmedikten sonra, gulyabani hep yoksulun penceresinde. E acı reçeteyi içeceksiniz diyor. Biraz da başkaları içsin. Kur korumalı mevduatta zengin ettiklerinizden alın vergiyi. O yüzden ben servet düşmanı değilim ama servet sahiplerinin, vergi adaleti sağlanmalı, çok kazanandan çok, az kazanandan az, kazanmayandan hiç vergi alınmalı. Hiç. Bugün de CHP'nin ekonomi kurmayları IMF ile görüşebilirler. Bu ben gelince IMF programı uygulayacağım değil. IMF zaten öyle Tayyip Erdoğan'ın söylediği gibi bir şey değil. O şöyle yapıyor. IMF Türkiye ekonomisini dışa bağlayan ve ekonomiyi kötü yapan bir şey. IMF ile çalışmamak da iyi bir şey. Sen Türkiye'yi batırdıktan sonra IMF'ye muhtaç hale kalıyorsun. IMF'den para bulup onun dediklerini yapıyorsun. Ya da parayı başka yerden bulup onun yaptıkları gibi. Örtülü IMF programından kasıt şu, bugün IMF'yi getirseniz, size ne der biliyor musunuz? Maaşları sabitleyin, yaptıkları odur. İstihdamı sınırlayın, yaptıkları odur. Devlet memuru almayın, yaptıkları odur. Çiftçiye destekleri kısın. Yatıkları odur. Esnafa teşviki azaltın. Yaptıkları odur. Örtülü dediğimiz adı konmamış bir IMF programından bahsediyorum. Oysa bu dururken niye akıllarına hiç şey gelmiyor. Dolaylı vergileri azaltıp, vatandaşı rahatlatıp, doğrudan vergileri artırmak. Servet sahiplerinden, kazançtan vergiyi artırmak. Bunları yapmayıp da hep garibana yüklenmeye biz isyan ediyoruz. Servet düşmanı değiliz ama yoksul ile zengin arasında bir fark olacaksa, biz yoksuldan yanayız. Emekle sermaye çatışıyorsa da emekten yanayız.”