'Öğretmenlik Meslek Kanunu yetersiz, çelişkilerle dolu, akademi endişe verici'
Saadet Partisi İstanbul Milletvekili İsa Mesih Şahin, teklifin öğretmenlerin, sendikaların ve siyasi partilerin görüşleri alınmadan hazırlandığını ve çelişkiler içerdiğini savundu.
Saadet Partisi İstanbul Milletvekili İsa Mesih Şahin, TBMM Genel Kurulu'nda görüşülen Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK) teklifini eleştirerek, kanunun hazırlanma sürecinde öğretmenlerin, sendikaların ve siyasi partilerin görüşlerinin alınmadığını vurguladı. Şahin, kanunun öğretmenlerin özlük haklarından mülakat sistemine kadar birçok çelişki içerdiğini savundu.
Parti grubu adına söz alan Şahin, kanun teklifinin hazırlanma ve uygulanma sürecine dair eleştirilerde bulundu. Şahin, konuşmasında, eğitimin ve öğretmenlerin mesleki gelişiminin önemine değinirken, kanunun bu meseleleri çözmede yetersiz kaldığını ifade etti.
“Öğretmenlerden ve Sendikalardan Görüş Alınmadı”
Kanunun, öğretmenlerin mesleki gelişimi ve eğitim sistemi açısından önemli bir fırsat sunduğunu ancak bu fırsatın yanlış bir yöntemle ele alındığını belirten Şahin, kanunun hazırlanma sürecinde çoğulcu bir yaklaşım benimsenmediğini söyledi. Şahin, “Böylesine önemli bir kanun teklifi hazırlanırken siyasi partilerden, sendikalardan, konunun doğrudan muhatabı olan öğretmenlerimizden neden görüş alınmaz; gerçekten anlayamıyorum,” dedi.
İktidarın, eğitim sistemini ve öğretmenlik mesleğini ideolojik bir çerçevede ele aldığına dikkat çeken Şahin, bunun geçmişte de sorunlara yol açtığını belirtti. Eğitimde ideolojik yaklaşımların, toplumun farklı kesimlerinin hassasiyetlerine ve beklentilerine yanıt vermediğini savunan Şahin, böyle bir düzenlemenin “reform” olarak adlandırılamayacağını söyledi.
“Ücretli Öğretmenlik Uygulaması ve Mülakatlar Çelişki Yaratıyor”
Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun hedeflerinden biri olan nitelikli eğitim için nitelikli öğretmen yetiştirme hedefinin önemli olduğunu vurgulayan Şahin, bu hedefin ücretli öğretmenlik uygulamasıyla çeliştiğini belirtti. “Ücretli öğretmenlik uygulamasını kaldıracak mısınız? Ücretli öğretmen olarak alacağınız öğretmenlerimiz Akademi eğitiminden geçmeden mi hizmet verecek?” sorusunu yönelten Şahin, bu durumu büyük bir çelişki olarak nitelendirdi.
Şahin, öğretmenlerin mülakatlarla değerlendirilmesine yönelik uygulamaya da sert eleştiriler getirdi. Öğretmen adaylarının mülakata tabi tutulurken, ücretli öğretmenlerin bu sürece dâhil edilmediğine dikkat çeken Şahin, bu durumu “çelişki” olarak tanımladı. Ayrıca, proje okullarının müdürlerinin Bakanlık tarafından mülakatsız atanmasını da eleştirerek, bu uygulamanın nitelikli öğretmenlik kavramıyla bağdaşmadığını söyledi.
“Öğretmenler Arasında Farklı Statüler Yaratılmamalı”
Şahin, öğretmenlik mesleğinde farklı statülerin varlığını eleştirerek, kadrolu, sözleşmeli ve ücretli öğretmenlerin aynı statüde değerlendirilmeleri gerektiğini savundu. “Öğretmen sadece öğretmen olmalı. 1'den fazla öğretmenlik tanımlamasının olduğu bir yerde nitelikli öğretmenden bahsedemeyiz,” diyen Şahin, öğretmenlerin özlük hakları açısından Devlet Memurları Kanunu'na, görev ve sorumluluk açısından ise Öğretmenlik Meslek Kanunu'na tabi olmasının da bir çelişki yarattığını vurguladı.
“Milli Eğitim Akademisi Endişe Verici”
Kanun teklifiyle öngörülen Milli Eğitim Akademisi'nin kurulması konusunu da eleştiren Şahin, öğretmenlerin mesleki gelişimi için bu tür bir akademinin kurulabileceğini kabul etmekle birlikte, fakülte mezunlarının yeniden akademiye gitmesinin doğru bir yaklaşım olmadığını ifade etti. Şahin, bu düzenlemenin öğretmenlerin üzerinde bir “disiplin sopası” olarak kullanılabileceği endişesini dile getirdi. “Öğretmen adaylarını mesleğe hazırlamak için akademi kurulacaksa fakülteler ne iş yapacak?” diye soran Şahin, akademinin öğretmenlerin üzerindeki baskıyı artıracağına dair endişelerini paylaştı.
“34. Madde Öğretmenler Üzerinde Bir Tehdit Unsuru”
Öğretmenler hakkında müfettişler tarafından verilen “yetersiz” raporlarının ardından öğretmenlerin yeniden akademiye alınarak eğitim görmelerini ve yetersiz bulunan öğretmenlerin hizmet sınıfının değiştirilmesini öngören 34. maddenin de tartışmalı olduğunu belirten Şahin, bu düzenlemenin öğretmenler üzerinde bir tehdit unsuru olduğunu söyledi. “Müfettiş birkaç saat içerisinde öğretmeni tanıyacak, yıllarca birlikte görev yaptığı okul müdürü tanıyamayacak,” diyerek bu durumu eleştirdi.
“Öğretmen Liseleri Yeniden Açılmalı”
Öğretmen liselerinin 2012 yılında kapatılmasını eleştiren Şahin, bu okulların nitelikli öğretmen yetiştirilmesinde önemli bir rol oynadığını belirtti. Şahin, “Kapatmayı değil, reforme ederek yaşatmayı tercih etmeliyiz. Öğretmen liseleri zamanın koşullarına göre reforme edilerek yeniden açılmalıdır,” dedi.
İmam-hatip okulları konusunda da görüşlerini paylaşan Şahin, imam-hatip okullarının ihtiyaç sayısı kadar açılması gerektiğini savunarak, fazla okulun niteliği düşürdüğünü ifade etti.
“Özel Okul Öğretmenleri Zor Şartlar Altında Çalışıyor”
Şahin, özel okul öğretmenlerinin yaşadığı zorluklara da değinerek, bu öğretmenlerin düşük maaşlarla çalıştığını ve geçim sıkıntısı çektiğini belirtti. “Ocak ayında asgari ücret zammı belirlenir ama özel okullarda öğretmenlere ekim ayında zam yapılır, on ay gecikmeli olarak zamlarını alırlar,” diyen Şahin, bu sorunun çözülmesi gerektiğini söyledi.
“Mülakatlar Hakkaniyetli Değil”
Konuşmasının sonunda öğretmen adaylarının mülakat süreçlerine de değinen Şahin, mülakatlarda yaşanan adaletsizliklere dikkat çekti. KPSS puanlarının bölgelere göre farklı puanlamalarla değerlendirildiğini belirten Şahin, bu durumun hakkaniyetsiz olduğunu ifade etti. Mülakat sonuçlarının KPSS puanıyla paralel olması gerektiğini savunan Şahin, “Bu tablo, iktidar partisini de zora sokacaktır,” dedi.
Saadet Partisi olarak kanunun bu haliyle yetersiz olduğunu belirten Şahin, kanun teklifinin ilgili maddelerinin düzenlenmesi ya da teklifin geri çekilmesi gerektiğini vurguladı.