Onlar yerli ve milli hava araçlarını herkesten önce gökyüzü ile buluşturuyor
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) tarafından yerli ve milli imkanlar ile geliştirilen hava araçlarını seri üretim öncesinde gökyüzü ile buluşturan ve herkesten önce ilk uçuş anlarına şahit olan pilotlar, 26 Nisan Dünya Pilotlar Günü'ne özel açıklamalarda bulundu.
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) tarafından yerli ve milli imkanlar ile geliştirilen hava araçlarını seri üretim öncesinde gökyüzü ile buluşturan ve herkesten önce ilk uçuş anlarına şahit olan pilotlar, 26 Nisan Dünya Pilotlar Günü'ne özel açıklamalarda bulundu.
Türkiye'nin savunma sanayii alanında son zamanlarda attığı adımlar hız kazanırken, üretilen ürünlerin de kalifikasyon süreci oldukça büyük önem arz ediyor. Tam da bu noktada 'kuralların kanla yazıldığı' pilotluk ve havacılık mesleğinde ise 'test pilotluğu' ön plana çıkıyor. Türkiye'nin yerli ve milli imkanlar ile ürettiği hava araçlarını test sürecinde gökyüzü ile buluşturan kahraman pilotlar, özel bir eğitimden geçiyor. Hava aracının tüm aşamalardaki test uçuşlarını gerçekleştiren pilotlar, en son onay alınıp ürün seri üretim aşamasına gelene kadar bu süreci devam ettiriyor. Türk Havacılık ve Uzaya Sanayii (TUSAŞ) tarafından yerli ve milli imkanlar ile geliştirilen hava araçlarını kullanan test pilotları, 26 Nisan Dünya Pilotlar Günü dolayısıyla İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine özel açıklamalarda bulundu.
'Onlar olmazsa bizler de olmayız, bu bir takım işi çünkü'
TUSAŞ tarafından geliştirilen genel maksat helikopterlerinin gökyüzü ile buluşmasını sağlayan test pilotu Gökhan Soydemir, '26 Nisan Pilotlar Günü vasıtasıyla öncelikle şanlı ordumuzun kahraman pilotları başta olmak üzere, Türk sivil havacılığında görev yapan tüm pilotlarımızın, yalnızca pilotlarımızın değil, havacılığa görev vermiş olan teknisyenlerimizin, uçuş hattına çıkmamızı sağlayan ve bizlere yardımcı olan lojistik personelimizin, bizlerle birlikte aklıyla bizim yanımızda oturan hava trafik kontrolörlerimizin de günlerini kutluyorum. Onlar olmazsa bizler de olmayız, bu bir takım işi çünkü' ifadelerini kullandı.
'Biz GÖKBEY'i, Türk sivil havacılığının ve askeri havacılığının, Türk havacılık sanayiinin zaferi olarak görüyoruz'
Pilotluğa Türk Silahlı Kuvvetleri'nde başladığını, bir süre sabit kanatlı uçaklar kullandıktan sonra helikopter pilotluğuna geçiş yaptığını vurgulayan Soydemir, 'Türk Silahlı Kuvvetleri'nde 10 sene görev yaptıktan sonra TUSAŞ'ta test pilotu olarak çalışmaya başladım. Halihazırda genel maksat helikopterleri test pilotu olarak görev yapıyorum. Silahlı kuvvetlerde sabit kanatlı yani uçak platformları ve helikopterlerle uçuş yaptım. Uçuşlarımın çoğunu da Güneydoğu Bölgesi'nde askeri operasyonlarda geçirdim. Mesleki hazzı tabii ki çok yüksekti. Ancak burada GÖKBEY'in önünde bulunmanın farklı bir durumu var. Çünkü biz GÖKBEY'i Türk sivil havacılığının ve askeri havacılığının, Türk havacılık sanayiinin zaferi olarak görüyoruz. Çünkü GÖKBEY Türk mühendislerinin tasarladığı, Türk mühendislerinin her bir perçinine kadar çaktığı, uçuşa hazır hale getirdiği bir platform. Halihazırda onun testlerinin yapılıyor olmasından da gurur duyuyoruz' şeklinde konuştu.
'Helikopter pilotluğu benim için çok büyük bir tutku'
Helikopter pilotluğunu kendi isteği ile seçtiğini, uçakların ulaşamayacağı noktalara ulaşarak ihtiyacı olanlara destek sağlamanın inanılmaz bir haz verdiğinin altını çizen Soydemir, 'Helikopter pilotluğunu kendim isteyerek seçtim. Sabit kanatlı uçuşları görevim gereği de yerine getirdim. Ancak helikopter tutkusu bir helikopter pilotu olarak benim için çok daha farklı. Helikopterin tekerini yerden kestikten sonra helikopterin gücü ve imkanları dahilinde istediğiniz her noktaya iniş yapabilmek, bir uçağın ulaşamadığı, pistin olmadığı noktalarda can kurtarabilmek, askerlerimize su olabilmek, nefes olabilmek, güç olabilmek, bir ambulans göreviyle doğum yapmakta olan bir kadının bebeğini ve onun canını kurtarabilmek bir pilot için yaşanabilecek en büyük hazlar. Onun için helikopter pilotluğu benim için çok büyük bir tutku' diye konuştu.
'Alanında dünya standartlarında insansız hava araçlarına sahip olduk'
TUSAŞ tarafından geliştirilen ANKA ve AKSUNGUR gibi platformların gökyüzü ile buluşmasını sağlayan test pilotu Cengiz Ay ise, 'Benim havacılık serüvenim ortaokul yıllarımdaki pilot olma aşkı ile başladı. Daha sonra lise yıllarında üniversite sınavlarına hazırlanarak Hava Harp Okulu'na giriş yapıp, Türk Hava Kuvvetleri saflarında eğitim alarak pilotluğa başladım. Belli bir aşama kaydettikten sonra insansız hava araçlarına geçiş yaptım. İnsansız hava araçlarının gelişim süreci ülkemiz için çok gerilere uzanmıyor. Fakat çok hızlı bir şekilde gelişti ve alanında dünya standartlarında insansız hava araçlarına sahip olduk' açıklamasında bulundu.
'Benim için de bu uçağın pilotu olmak bu açıdan da ayrı bir zevk, ayrı bir gurur kaynağı olmuştur'
Yaklaşık 6 yıldır TUSAŞ'ta öğretmen test pilotu olarak görev aldığını söyleyen Cengiz Ay şunları kaydetti:
'Ben yaklaşık 6 senedir Türk Havacılık ve Uzay Sanayii'nde öğretmen test pilotu olarak görev yapıyorum. Tabii ki insansız hava araçları insanlı uçaklara göre çok daha farklı. Çok daha farklı dikkatler isteyen bir bölüm. AKSUNGUR insansız hava aracı ise dünya çapında belki de alanının, sınıfının en iyi uçaklarından biri haline gelmiş durumda. Baktığınız zaman dünyada bu tarz uçak yapabilen ülke sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Biz de o ülkelerden biri haline geldik. Benim için de bu uçağın pilotu olmak bu açıdan da ayrı bir zevk ayrı bir gurur kaynağı olmuştur. Özellikle genç arkadaşlara buradan seslenmek istiyorum. İleride insanlı olsun insansız olsun bir uçak pilotu olmak istiyorlarsa, bir helikopter, bir hava aracı pilotu olmak istiyorlarsa bunun için özveri ve çalışkanlık, tamamen pilotluğa adanmışlık gerekiyor. Bizim mesleğimiz biraz da bu şekilde.'
'Silahlı insansız hava araçlarının gelişmesi ile birlikte pilotluk çok farklı bir platforma taşınmış oldu'
Özellikle silahlı insansız hava araçlarının üretilmesi ile birlikte pilotluğun çok farklı bir platforma taşındığının altını çizen Ay, 'Silahlı insansız hava araçlarının gelişmesi ile birlikte pilotluk çok farklı bir platforma taşınmış oldu. Eskiden savaş uçağı içerisinde yer alan pilotun da pilotun da can kaybı riski vardı, dolayısıyla her şeyin riski artmak zorundaydı. Silahlı insansız hava araçları ile birlikte içerisinde uçmadığımız bir uçağın kullanımını yapıyoruz. Dolayısıyla pilotun can kaybı riski sıfıra inmiş oluyor. Ayrıca da özellikle AKSUNGUR gibi platformlar sayesinde yaklaşık 50 saate kadar havada kalma süresine kavuşmuş olduk. Savaş uçaklarında böyle bir imkanımız olamıyor maalesef, maksimum 2 ya da 3 saat havada kalma gibi bir imkanımız oluyor. Fakat silahlı insansız hava araçları ile 50 saate kadar havada kalıp çok fazla lazer güdümlü mühimmat taşıyıp, kara birliklerimize olsun, diğer yer unsurlarımıza olsun, yakın hava desteği sağlanması konusunda çok daha düşük maliyetle ve pilotumuzun can kaybı riski olmadan bu konuyu çözebilme yeteneğine kavuşmuş olduk' dedi.
'Feza Evrensev Beyefendi Türk hava sahasında kayıtlı ilk uçuşu yapan kişi'
Silahlı eğitim uçağı olarak yerli ve milli imkanlar ile üretilen HÜRKUŞ'un test pilotluğunu üstlenen Kerem Fatih Satıcı ise, 'Öncelikle kahraman Türk ordumuza destek veren, Türk Silahlı Kuvvetleri'nde görev yapan pilotlarımız başta olmak üzere ve tabii sonrasında da dünya havacılığına hizmet eden tüm pilotların bu önemli gününü kutlarım. Böyle bir günde Feza Bey'i anmadan bu röportajı yapmamız uygun olmaz. Feza Evrensev Beyefendi Türk hava sahasında kayıtlı ilk uçuşu yapan kişi. 1912 yılı 26 Nisan tarihinde bu uçuşu yapmış ve biz de bu günü pilotlar günü olarak kutluyoruz. Hatta 2013 yılından itibaren de Dünya Pilotlar Günü olarak kutlanmakta bugün. Bu açıdan kendisini rahmetle anıyor ve minnetlerimizi sunuyoruz' ifadelerini kullandı.
'Benim yapabildiğimi benden sonrakiler çok daha iyi yapabilecektir, yapabilmeleri gerekir'
Havacılık mesleğinin birçok disiplini bir arada tuttuğunu ve hepsinin birlikte hareket etmesi ile sağlandığını vurgulayan Satıcı, 'Bu işin bilgi altyapısı çok derin, çok çalışmayı gerektiriyor. Bir kere isteyen kişinin bunu göze alması gerekiyor. Bu mesleği bitene kadar devam ediyor. Ben hala sınavlara giriyorum. Hala uçuşlarım başka bir öğretmen tarafından gözlemleniyor, değerlendiriliyor ve son uçuşunuzu yapana kadar da bu faaliyet devam edecek. Bunu göze almak gerekiyor. Bir ekip çalışması içerisinde, buna uygun bir yapı içerisinde olmak gerekiyor. Çünkü bu tek başına yapılan bir iş değil, herkesin girdisi olan bir iş ve herkesin katkıları önemli. Bu alan geniş bir alan. Her kademede çalışma imkanı var. Pilotluk tabii ki bunlardan bir tanesi. Ama kolay bir işi değil, zor bir iş. Ancak tabii kimsenin gözünü de korkutmamak lazım. Benim yapabildiğimi benden sonrakiler çok daha iyi yapabilecektir, yapabilmeleri gerekir' şeklinde konuştu.