Özlük dosyasındaki bilgilerin verilmemesi AYM'ye göre hak ihlali
Anayasa Mahkemesi, Dışişleri Bakanlığı tarafından başvurucunun özlük dosyasındaki verilere erişim talebinin reddedilmesini, 'kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı'nın ihlali olarak değerlendirdi.
Anayasa Mahkemesi (AYM), başvurucunun özlük dosyasındaki verilere erişim talebinin reddedilmesiyle ilgili olarak verdiği kararda, kişisel verilerin korunması hakkının ihlal edildiğine karar verdi. Karara göre, başvurucunun Anayasa'nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkı kapsamında kişisel verilere erişim talebi, Dışişleri Bakanlığı tarafından reddedilmişti.
2018 yılında Türkiye'nin Buenos Aires Büyükelçiliği'ne atanan F.Ç.T., bir yıl sonra görevden alınmış ve bunun özlük dosyasındaki sicil ve değerlendirme notlarıyla ilgili olduğunu öne sürerek Dışişleri Bakanlığı'na bilgi edinme talebinde bulunmuştu. Ancak, Dışişleri Bakanlığı, başvurucunun talebine olumsuz yanıt vererek, söz konusu bilgilere erişimi reddetmişti. Başvurucunun açtığı dava ise idare mahkemesince reddedilmişti.
Bunun üzerine, Anayasa Mahkemesi'ne başvuran F.Ç.T., kişisel verilerinin korunmasını isteme hakkının ihlal edildiğini iddia etti. Yüksek Mahkeme, başvuruyu değerlendirerek, kişisel verilere erişim hakkının ihlaline karar verdi. Ayrıca, başvurucuya 30 bin lira manevi tazminat ödenmesine hükmetti ve davanın yeniden görülmesi için yerel mahkemeye karar örneği gönderdi.
AYM'nin gerekçeli kararında, başvurucunun özlük dosyasındaki bilgilere erişiminin, Anayasa'nın 20. maddesi kapsamında güvence altına alınan özel hayata saygı hakkı ile bağlantılı olduğu vurgulandı. Kamu personelinin sicil ve değerlendirme notlarının düzenlenmesi ve saklanmasının kamu yararı açısından gerekli olabileceği ifade edilse de, bu süreçte özel hayata saygı hakkının da korunması gerektiği kaydedildi.
Anayasa Mahkemesi, 4982 Sayılı Bilgi Edinme Kanunu'nun ve Kamu Personeli Genel Tebliği'nin mevcut düzenlemelerinin, kişilerin kendileri hakkındaki kişisel verilere erişimini engelleyen bir kısıtlama getirmediğini belirtti. Bu çerçevede, başvurucunun özlük dosyasına dair talep ettiği bilgilere ulaşması gerektiğine hükmetti.
Başvurucunun mesleki kariyerinde yaşadığı olumsuzlukların, özlük dosyasındaki sicil ve değerlendirme notları nedeniyle gerçekleştiğini ileri sürmesi, hukuki süreçleri etkilemiş ve savunma hakkını kullanamamasına yol açmıştı. F.Ç.T., Dışişleri Bakanlığı'nın talebini reddetmesinin hukuka aykırı olduğuna inandığını ve bu sebeple kişisel verilerinin korunması hakkının ihlal edildiğini savunmuştu.
Anayasa Mahkemesi kararlarında, kişisel verilerin korunması hakkının temel bir hak olarak vurgulandığı belirtilmektedir. Anayasa'nın 20. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan düzenleme, kişilerin kendileriyle ilgili verileri kontrol etme hakkına sahip olduğunu kayda geçiriyor. Bu hak, sadece bireylerin mahremiyetini değil, aynı zamanda kişisel bilgilerin korunmasını da kapsıyor.
Anayasa Mahkemesi, sicil raporları ve değerlendirme notlarının kişisel veri niteliği taşıdığını ve bu verilerin korunmasını isteme hakkının ihlal edildiğini kayda geçirdi. Kamu hizmetlerinin etkin bir şekilde yürütülmesi adına bu bilgilerin tutulması gerekse de, özel hayata saygı hakkı da göz önünde bulundurulmasının gerektiği belirtildi. Dışişleri Bakanlığı'nın bu dosyaya dair verileri başvurucuya sunmaması, Anayasa'nın 20. maddesinde güvence altına alınan kişisel verilerin korunmasını isteme hakkını ihlali olarak değerlendirildi.
Bu bağlamda, Anayasa Mahkemesi, başvurucunun özlük dosyasındaki bilgilere erişiminin engellenmesinin Anayasa'ya aykırı olduğuna karar vererek, gerekli tazminatın ödenmesine hükmetti. Yüksek Mahkeme, ayrıca yerel mahkemeye, kararın yeniden görülmesi için örnek karar gönderilmesini talep etti.