Recep Uçar'dan, 'Süper Lig'de İstanbul takımı fazla' eleştirilerine cevap!
Spor Toto Süper Lig'de İstanbul takımlarının sayısının fazla olduğuna yönelik yapılan eleştirilere cevap veren Ümraniyespor Teknik Direktörü Recep Uçar, İngiltere'de Londra'dan Chelsea, Tottenham varken, Crystal Palace'ın ne işi var diye ben pek okumadım. Küçük ilçe, semt diye adlandırılan takımlar Süper Lig'e geliyorsa, bir nevi bileklerinin hakkıyla geliyorsa da bence bu sorgulanacak değil, alkışlanacak bir şey olması lazım dedi.
Spor Toto Süper Lig'de İstanbul takımlarının sayısının fazla olduğuna yönelik yapılan eleştirilere cevap veren Ümraniyespor Teknik Direktörü Recep Uçar, 'İngiltere'de Londra'dan Chelsea, Tottenham varken, Crystal Palace'ın ne işi var diye ben pek okumadım. Küçük ilçe, semt diye adlandırılan takımlar Süper Lig'e geliyorsa, bir nevi bileklerinin hakkıyla geliyorsa da bence bu sorgulanacak değil, alkışlanacak bir şey olması lazım' dedi.
Önümüzdeki sezon Süper Lig'de mücadele edecek olan Ümraniyespor'da Teknik Direktör Recep Uçar, İhlas Haber Ajansı'na açıklamalarda bulundu. Öncelikle elde edilen şampiyonluktan dolayı hislerini aktararak sözlerine başlayan Uçar, 'İlk teknik direktörlük deneyimimde doğup, büyüyüp, yaşadığım, altyapısında bütün branşlarda futbol oynadığım bir takımda, yarıştığımız rakiplere oranla birçok anlamda gerilerde başlayıp, ligin 34 haftasında ilk 2'den hiç çıkmayarak elde edilen bir şampiyonluk. O yüzden çok mutluyum. Gururluyuz, onun keyfini yaşıyoruz' ifadelerini kullandı.
'İçimizde gizli gizli kurduğumuz hayaller hep vardı'
Yukarılara oynayan bir takım kurma amacıyla göreve geldiğini belirten başarılı çalıştırıcı, 'Ben 25 Ekim 2020 tarihinde göreve başladım. Bir önceki sezonun 8. haftasında. O zaman takım 15. sıradaydı, 5 puanı vardı. O seneki ilk amaç ligde kalmaktı. İlk yarı belirli puanlar alıp, ikinci yarı yaptığımız takviyelerle, oynanan oyunla Play-Off'u son maçta kaçıran bir takım vardı. Bu sezona başlarken hedef de geçen senenin iskelet kadrosunu koruyup onun üzerine yaptığımız takviyelerle yukarılara oynayan bir takım oluşturmaktı. Gizi gizli benim için buraya başlarken de bir hayaldi. Amaç gizli gizli içimizde sakladığımız hayalimiz; 'Neden olmasın şampiyonluk?' şeklindeydi ama gerçekçi hedef de ilk planda Play-Off grubuna kendimizi atabilmekti. İyi hazırlık dönemi geçirilerek 5'te 5 ile başlanan bir lig. Sonrasında ilk 2'den hiç düşmeden devam edilen bir süreç ve sonunda ligin bitmesine 3 hafta kala alınan bir şampiyonluk. Dolayısıyla içimizde gizli gizli kurduğumuz hayaller hep vardı' diye konuştu.
'Ne hakem ne de dış etmenler üzerinden hiçbir zaman maçı okumadım'
Mücadeleler sonunda basın toplantılarında oyunu konuşmanın dışına çıkmadığını da vurgulayan Recep Uçar, 'Oyuncularımı eleştireceğim zaman da oyun üzerinden eleştirdim ve hatta öveceğim zaman da oyun üzerinden yaptım. Genel olarak ne hakem ne de dış etmenler üzerinden hiçbir zaman maçı okumadım. Bundan sonra da inşallah teknik direktörlük sürecimde okumamaya devam edeceğim. Sonuçta bizler oyun oynuyoruz. Mücadele bu oyunun bir parçası. Ama sadece o değil, işin içine topun dönmeye başladığı anda planların, stratejilerin girdiği bir oyun. İyi hazırlananın, güçlü olanın ayakta kaldığı, daha iyi stratejiye sahip olanın, günlük performansları yukarıda olanın hayatta kaldığı, başarabildiği, kazandığı bir oyun oynuyoruz' şeklinde konuştu.
'Yarıştığımız takımların birçoğu belki bireysel anlamda oyuncu kalitesi bizden yüksekti'
Başarıyı oluşturan birçok parametrenin olduğuna da dikkat çeken Ümraniyespor Teknik Direktörü Recep Uçar, şöyle devam etti:
'Bu sene ligde yarıştığımız takımların birçoğu belki bireysel anlamda oyuncu kalitesi bizden yüksekti. Bütçesel anlamda, taraftar, medya gücü gibi birçok parametrelerde baktığınızda ekonomik güç olarak biz onların hepsinin gerisindeydik. Başarıyı sadece oyuncu gücü getirmiyor. Onun diğer etmenleri de çok önemli. Onların başında belki bir oyun gücü gerekiyor. Oynadığınız oyunun kalitesi gerektiriyor. Onun dışında birbiriyle hareket eden bir grup, saha içinde ve saha dışında. Dolayısıyla ne kadar samimi, birbirini anlayabilen, yeri geldiğinde aile gibi hareket eden takımlar hem sevk iletişim anlamında iletişimi daha kolay oluyor hem de başarıya ulaşması daha kolay oluyor. Biz de bu sene oyuncularımızla beraber böyle samimi bir ortamı yakalayabildik. Bu başarıda emeği olan ana aktörler en başta oyuncularım; teknik ekibimiz, başkanımız, yönetim kurulu, destek ekibimiz, taraftarlarımız.. Bizlere destek veren herkese teşekkür ediyorum. Onların hepsinin katkısı var. Aile ortamının oluşmasında başkan, futbolcular, yönetim kurulu, taraftarlar, malzemecisi, masörü, aşçısı, çimcisi, psikoloğundan diyetisyenine kadar hepsinin emeği olduğu bir süreç. Bunlar hepsi daha iyi olursa başarı o anlamda daha kolay gelebiliyor.'
Sezon içindeki kırılma anları
'Sezon için takım olarak yaşadığınız kırılma anları neler?' sorusuna ise deneyimli çalıştırıcı, şu cevabı verdi:
'Eyüp deplasmanı, sondan 8. hafta sanırım. Kazandığımızda puan farkı en yakın rakibimiz Bandırma ile 9'a çıkmıştı. O dönemde herkes bizi şampiyon ilan etmişti. Ama 3 maç sonra o fark bir anda 2'ye indi. İçeride kaybettiğimiz bir Altınordu maçı, çok karlı havada oynanmıştı. Deplasmanda alınan Tuzla beraberliği ve içeride alınan Ankaragücü mağlubiyetinde, Bandırma'nın 3'te 3 yaptığı süreçte fark 2'ye indi. O hafta BAY olduğumuz süreçte Bandırma, Kocaeli'ye gitti. Galip gelse ilk defa ilk 2'den çıkıyorduk. Onlar orada mağlup oldu, salı günü Keçiören'i biz yendik. Sonraki hafta onlar Gençlerbirliği'ne mağlup olup ertesi gün biz Bolu'yu yenince; 'Evet, biz çok yakınız' dedik. Hatta son içerideki Balıkesir maçına çıkarken de Trabzonspor'un şampiyonluğunun ertesi günü şampiyon olacağımızı maç toplantısında da oyuncularımıza söylemiştim.'
'Kurumsal anlamda bizim çok ciddi eksiklerimiz var'
Yeni sezon planlamaları hakkında da bilgiler veren Uçar, 'Planlama profesyonel kulüplerde gündelik olmaması gerek bir şey. Kurumsal anlamda bizim çok ciddi eksiklerimiz var, gerçekçi konuşmak gerekirse. Stadyumumuz, antrenman sahamız, tesislerimizin yeterliliği, ekonomik gücümüz gibi birçok şeyi sayabiliriz. Planlama sadece sezon biterken yapılacak bir şey değil. Biz ufak ufak bir dahaki seneyle alakalı özellikle garantilediğimiz Balıkesir maçının ertesi günü ekibimle toplantıda planlamayla ilgili çalışmalar yapıyorduk ve şu anda da devam ediyor. Ümit ederim ki inşallah yapabileceğimiz mevcut şartlarda en iyi kadroyu oluşturup, bu ligde yer almak istiyoruz' değerlendirmesinde bulundu.
Kiralık oyuncuların durumu
Kartal Kayra, Hasic, Atakan, Atalay, Faruk Can gibi kiralık oyuncularla önümüzdeki sezon yollarına devam edip etmeyecekleriyle alakalı Recep Uçar, 'Bunların hepsi bu sene Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray, Trabzonspor'dan kiraladığımız oyuncular. Hepsinin de ciddi anlamda katkıları oldu. Belki en uzun süreyi Kartal buldu aralarında, geçen sene de bizimle olduğu için. Genel anlamda bu süreçte bütün oyuncularımın katkısı oldu. Tabii elbette bazılarının biraz daha fazla bazılarının biraz daha az oluyor. Ben hepsinin performansından memnunum. Bir dahaki seneyle alakalı kendi oyuncumuz olmayan birisiyle alakalı yorum yapmak çok doğru değil. Önce Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor'un kararını görmemiz lazım' dedi.
'Gelir-gider dengesi olan bir takım oluşturmak en birinci düşüncemiz'
Transfer yaparken gelir-gider dengesine dikkat edeceklerini söyleyen 46 yaşındaki teknik adam, 'Ümraniyespor bugüne kadar hep mevcut gelirlerine göre idare edilen bir kulüptü. Diğer kulüplerinde belki de en büyük artılarından biri geçmişle alakalı borcunun olmaması, minimal oranda kalması. Dolayısıyla bir gelir-gider dengesi olan bir takım oluşturmak en birinci düşüncemiz. Tabii birincil hedef bu ligde hayatta kalabilen, varlığını koruyabilen, süresini uzatabilen bir Ümraniyespor oluşturmayı gerçekçi, sürdürülebilir hedef olarak görüyorum. Bu doğrultuda kararlar alacağız' cümlelerine yer verdi.
'Bu ligde kalıcı olabilmek birincil hedef'
Kariyer hedeflerinin sorulması üzerine ise Uçar, 'Her teknik adamın kendine göre planları vardır. Benim için saydığım sebeplerden dolayı buradaki hikaye çok değerli. Aslında buradaki hikaye insanlar için de çok değerli. Neden değerli; tarihinde ilk defa oluyor. Küçük bir İstanbul ilçesi olarak, Anadolu Yakası'nın Fenerbahçe'den sonra Süper Lig'e çıkan ilk takımı olması açısından değerli. Bütçe anlamında 13. sırada başlayıp, ligi şampiyon olarak bitirdiğimiz için değerli. Benim de hayatımın şu ana kadarki en değerli hikayelerinin başında yer alıyor. Ben de burada yaşadığım bu mutluluktan sonra ulaşabildiğim en üst noktaya ulaşmak istiyorum. Bu ligde kalıcı olabilmek birincil hedef. Sonrasında daha farklı hedefler inşallah koyarız' diye konuştu.
'Süper Lig'de İstanbul takımı fazla' eleştirilerine cevap
İstanbul'dan 7 takımın Süper Lig'de yer almasıyla ilgili yapılan eleştirilere de cevap veren Recep Uçar, 'Ben de teknik direktör kimliğim dışında bir sporsever olarak bakarsam insanların daha fazla büyükşehir takımlarının ligde olmasını istemekten daha doğal bir şey yok. Ama; 'ne işi var, neden' gibi soruları da çok mantıklı bulmuyorum. İngiltere'de Londra'dan Chelsea, Tottenham varken, Crystal Palace'ın ne işi var diye ben pek okumadım. Bazı büyük camialar, bazı Anadolu kulüplerimiz maalesef kötü yönetilip, yanlış kararlar neticesinde belirli yerlere giderse, onun yerine daha küçük ilçe, semt diye adlandırılan takımlar Süper Lig'e geliyorsa, bir nevi bileklerinin hakkıyla geliyorsa da bence bu sorgulanacak değil, alkışlanacak bir şey olması lazım' açıklamasını yaptı.
'Bu meslekte de bu yerlere geldiysem kendisine (Abdullah Avcı) o anlamda minnettarım'
Medipol Başakşehir'de yardımcılığını yaptığı Trabzonspor Teknik Direktörü Abdullah Avcı'nın kendisi için öneminden bahseden Uçar, 'Onların şampiyonluğundan bir gün önce tebrik etmiştim. 'Yarın olacaksınız, çok kişi arar, ben şimdiden tebrik ederim' demiştim. O da olduğumuz gün tebrik etmişti, devamlı iletişim halindeyiz. Benim için çok değerli bir insan. Meslek büyüğüm, rol model olarak aldığım bir insan. Bu meslekte de bu yerlere geldiysem kendisine o anlamda minnettarım. Ülkede maalesef liyakate çok fazla değer verilmiyor. O bir nevi liyakatli davranıp mesleki anlamda şans verdiği için bizler bugün buralardayız. Devamlı görüşüyoruz. Trabzon'un şampiyonluğunu da tekrar tebrik ediyorum. Onun Süper Lig'deki ilk şampiyonluğu, o yüzden de tebrik ediyorum. İkimizin ardı ardına olması, hatta bunlara Mustafa Sarıgül hocamız vardır, Erokspor'da, o da bizim ekibin bir parçasıdır. Üçümüzün birden şampiyonluk yaşaması bence ayrı bir hikaye' şeklinde konuştu.