Tansu Çiller'in memur maaşlarını altı ay ödemek istemediği ne kadar doğru?
'Cavit Çağlar-Fırtınalı Bir Yaşam Öyküsü' kitabı ilginç hikayelerle dolu. Kitapta Tansu Çillerle ilgili anlatılan bir bölüm ise ilginçten de öte.
Bir döneme damgasını vuran Cavit Çağlar'ın Hulusi Turgut'un kaleme aldığı “Cavit Çağlar-Fırtınalı Bir Yaşam Öyküsü” kitabı ilginç hikayelerle dolu. Kitabın bir yerinde Tansu Çiller'in ekonomi bakanı iken memur maaşlarının altı ay ödenmemesi gerektiğini ifade ettiği anlatılıyor. Bunun ne kadar doğru olduğunu bilemiyoruz. Çünkü, Tansu Çiller nihayetinde bir devlet üniversitesinde Profesörlük yapmış birisi. Altı ay süreyle memurlara maaş verilmemesinin ne anlama geleceğini bilecek kadar da zeki birisi. Neyse kitaptaki hikayeyi okuyalım:
Devlet Bakanı olan Cavit Çağlar, dönemin Ziraat Bankası Genel Müdürü Coşkun Ulusoy'dan, Tansu Çiller'in, enflasyonu artırdığı gerekçesiyle memur maaşlarının ödeme emrini imzalamadığını öğrenir.
Başbakan Demirel talimatıyla durumu anlamak için Tansu Çiller'in yanına gider.
Cavit Çağlar: Başbakan'dan izin alarak ödeme emri yazısını Tansu Çiller'e götürdüm.
Çiller'in makam odasında bürokratlar vardı. Hepsine dışarı çıkmalarını söyledim. Oda boşaldı, Çiller'le konuşmaya başladık:
Çağlar: Tansu Hanım biliyorsun, biz iktidarız. Memur maaşlarını ödemezsek bizi katlederler. Tarihte ‘Patrona Halil İsyanı' var. Onu bilir misin?
Çiller: Memurlar maaş almasın efendim.
Çağlar: Neden almayacaklar?
Çiller: Enflasyonu artırıyorlar.
Çağlar: İmzala şu kâğıdı!...
Çiller: Hayır imzalamam!
Çağlar: Sen bizi astıracak mısın!...
Tansu Çiller bu konuşmadan sonra ağlamaya başladı. Ağlarken de şunları söylüyordu:
“Benim kadın olduğumu nasıl unutursun? Bana böyle muamele edemezsin.”
Kendisine cevap vermek mecburiyetinde kaldım:
“Şu anda kadın-erkek yok, devlet yönetimi var. Burada aynı gemideyiz. İktidarımızın üçüncü ayında, senin kaprislerinle rezil olacak halimiz yok!..”
Cavit Çağlar, bu garip tartışmanın daha da büyümemesi için odadan çıkar. Daha sonra Başbakan Süleyman Demirel devreye girer, Çiller'i makamına çağırır, “Bunu imzalayın” der, imza atılır ve hikaye tatlıya bağlanır. Hikayenin ne kadar gerçek olduğunu bilemiyoruz ama Tansu Çiller aksini iddia edene kadar bu hikayeye inanacağız her halde.