Tasarruf tedbirlerine memur tepkisi
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından dün açıklanan kamuda uygulanacak tasarruf tedbirlerine Büro Memur-Sen'den tepki geldi. Sendika tarafından yapılan açıklamada, memurların kazanımlarının tasarruf tedbirlerine kurban edilemeyeceği vurgulandı.
Sendika açıklamasında, devletin müsrif davranışlarının ve gereksiz harcamaların göz ardı edilemeyeceği belirtilere yapılan tasarruf tedbirlerinin değerlendirilmesi gerektiği ifade edildi. Özellikle servis araçlarının kaldırılması ve yeni istihdamın emekli sayısıyla sınırlandırılmasının sorgulandığı belirtilen açıklamada, bu uygulamaların personel arasında huzursuzluğa yol açabileceği dile getirildi.
Açıklamada şunlar kaydedildi:
"Kamuoyuna Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından açıklanan kamuda uygulanacak tasarruf tedbirlerini önemsiyoruz. Bu paketi iki yönden değerlendirmek gerektiğine inanıyoruz. Bunun birincisi; devletin şimdiye birçok konuda müsrif davrandığı, gereksiz ve abartılı harcamalarda bulunulduğu, gereksiz yapılanmalara gidildiği, üst düzey bürokratik atamalar ve bunların kurumlardan aldığı ücretler konusunda tutarsızlık ve rahatsız edici abartılı rakamlar olduğu gibi sonuçları çıkarmamız mümkündür. Araç ve bina kiralamasında kısıtlamaya gidilmesi, deprem bölgesi ve riski olanlar hariç yeni bina yapılmayacağının açıklanması, elbette ki önemli adımlardır.
Açıklanan pakette yer alan başka bir husus ise; personelin servis araçlarının kaldırılması ve yeni istihdamın, emekli sayısıyla sınırlandırılmasıdır. Toplu sözleşme ile imza altına alınan servis araçlarının kaldırılması, kanuna aykırılık teşkil etmektedir. Buradan dönüş olması, çalışanlar arasında huzursuzluğa yol açacaktır.
Bazı kurumlarda personel yetersizliği sebebiyle ağır iş yükü altında sunulan hizmetlerin, yeni istihdamın emekli sayısı ile sınırlandırılması iş yükünün daha da artmasına sebep olacaktır. Bu tür uygulamalara gidilmeden önce, etraflıca düşünülmesi, kapsamlı çalışma yapılması gerekirken, sahaya hiç inmemiş, vatandaşla muhatap olmamış bürokratların yönlendirmesiyle hazırlanan tedbirlerin de uygulanabilirliğinin olmamasından endişe ediyoruz.
Tasarruf edilmesini önemsiyoruz ve alınan tedbirlerin uygulanmasını bekliyoruz. Ancak tasarrufa kamu görevlilerinden başlanılmasını anlamsız buluyoruz. Devletin yapacağı tasarruf üst düzey olarak adlandırılan atama ve kadrolar, bu makamlara sunulan yüksek rakamla kiralanan lüks araçlar, ihtiyaçtan fazla büyüklükteki bina kiralamaları gibi kalemlerden olmalıdır. Vergide kayıp kaçakların önlenmesi, eşit ve adil bir şekilde yayılması ve toplanmasıdır. Kamu ihalelerinde şeffaflığa gidilerek, yatırım harcamaları gözden geçirilmelidir. Yatırım yapılmalıdır, ancak yatırımlar kamuya açık ve şeffaf olmalıdır.
Cumhuriyet tarihinde şimdiye kadar açıklanan tasarruf tedbirlerinin başarısız olduğu malumdur. Bunun sebebi ise tedbirlere kamu görevlilerinin hizmet sunumuyla ilgili alanlardan başlanması ve göstermelik birkaç uygulamanın kamuoyunun algısına sunulması, gerçek israf kalemlerinde ise bir kısıtlamaya gidilmemesidir.
Açıklanan paketin uygulanabilirliğinin göstergesi ise, aykırılık durumundaki müeyyidesi ile belli olur. Pakette açıklanan, ‘tasarruf paketine aykırılık tespit edilirse idari yaptırım ve para cezası uygulanabilecek” sözü ise durumu ortaya koymaktadır. Yani ihlal durumunda istenildiğinde cezadan söz etmek mümkün, istenmediği göz yumulan durumlar ise cezadan muaftır."