Topkapı Sarayı'nda 'enderun' konferansı
İstanbul Enderun Eğitim ve Kültür Vakfı tarafından düzenlenen 'Büyük Devlet Adamları Yetiştiren Bir Kurum Olarak Enderun' başlıklı konferans, Topkapı Sarayı Konferans Salonu'nda gerçekleştirildi.
İSTANBUL
İstanbul Enderun Eğitim ve Kültür Vakfı tarafından düzenlenen 'Büyük Devlet Adamları Yetiştiren Bir Kurum Olarak Enderun' başlıklı konferans, Topkapı Sarayı Konferans Salonu'nda gerçekleştirildi.
Marmara Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erhan Afyoncu buradaki konuşmasında, 'enderun' ifadesinin sihirli fakat çok bilinmeyen bir kelime olduğunu söyledi. Enderunun Osmanlı'nın güçlü bir devlet haline gelmesindeki katkısının altını çizen Afyoncu, Roma'yla birlikte dünya tarihindeki gelmiş geçmiş en güçlü iki devletten biri olan Osmanlı'nın devletleşme süreci hakkında değerlendirmelerde bulundu. Osmanlı'da padişah hariç bütün devlet görevlilerinde liyakatin esas alındığına vurgu yapan Afyoncu, yabancı bilim adamlarının Osmanlı'nın insan yetiştirme sistemine yaptıkları övgülerden bahsetti. Enderuna kabul edilecek devşirmelerin seçimi hakkında da bilgiler veren Afyoncu, şöyle devam etti:
'Genelde Balkanlar'daki Hristiyan reayanın çocukları alınırdı. Devşirme sürücüsü gittiği zaman ailelerden bir kısmı çocuklarını gönüllü olarak verirdi. Sokollu Mehmet Paşa'yı ailesi vermek istememişti. Devşirme sürücüsü, ailesine 'Sizin sakladığınız bu çocuk, dünyanın en kuvvetli ikinci adamı olacak' demiştir. Aileyi ikna ederek onu almıştır. Genelde devşirmelerin ufak yaşlarda alındığını zannederiz. 1603-1604'te toplanan devşirmelerin kayıtlarında 2 bin 600 kişinin toplandığını görüyoruz. 6 yaşında 1, 10 yaşında 1, 11 yaşında 6 kişi; geri kalanı ise 15 yaşın üzerindedir.' Afyoncu, enderunun 'iç' anlamına geldiğini anlatarak, 'Padişahın yanında olan ahaliye 'enderun ahalisi' denir. Bunlar, 7 koğuştan oluşan bir sisteme sahiptir, en üstte 'has oda' vardır. Enderunda bulunan 300-350 kişinin tek amacı, padişaha hizmet etmektir. Burada, devletin merkezinde padişah var. Bu kişiler, bir taraftan eğitim alırken diğer taraftan padişaha hizmet ediyor. Kendi kabiliyetlerine göre odadan odaya yükseliyorlar. 40 kişiden oluşan 'has oda', padişahın yattığı odadır. Aynı zamanda burası, kutsal emanetlerin muhafaza edildiği odadır. Bu yüzden burada bulunmak çok önemlidir. Birçok devlet adamı buradan çıkmıştır' diye konuştu.
Muhabir: Sefa Mutlu
www.memur5.com