Tuncay Dolu'dan 'Asgari ücret en az 9 bin 350 lira olsun' önerisi
Öz Ağaç-İş Sendikası Genel Başkanı Tuncay Dolu, asgari ücretin en az net 9 milyon 350 lira olması gerektiğini belirtti.
AKAJANS - Yaklaşık 10 milyon çalışanın gözü bu hafta ikinci kez toplanacak Asgari Ücret Tespit Komisyonu'na çevrilirken Öz Ağaç-İş Sendikası Genel Başkanı Tuncay Dolu, asgari ücretin en az net 9 milyon 350 lira olması gerektiğini bildirdi.
Resmi verilere göre Türkiye'de 2022 yılı sonu itibarıyla yaklaşık 10 milyon kişi asgari ücretle çalışıyor.
Akajans'ın haberine göre, 2023 Mayıs ya da Haziran aylarında yapılması planlanan Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimi öncesinde asgari ücrete yüzde 100'e yaklaşan oranlarda zam yapılabileceği ihtimali, Cumhur İttifakı'nı destekleyen kimi gazeteciler tarafından dile getiriliyor.
10 milyon çalışanı, ve yüz binlerce işvereni yakından ilgilendiren asgari ücret konusunda dananın kuyruğu bu ay sonuna kadar kopacak. İlk toplantısını 7 Aralık'ta gerçekleştiren Asgari Ücret Tespit Komisyonu bu hafta 14 Aralık'ta ikinci kez toplanacak.
Kritik toplantı öncesinde HAK-İŞ Konfederayonu'na bağlı Öz Ağaç-İş Sendikasından milyonlarca asgari ücretlinin yüreğine su serpecek bir mesaj geldi.
Ağaç, kâğıt ve mobilya iş kolunda en büyük sendika olarak faaliyet gösteren Öz Ağaç-İş Sendikasının Genel Başkanı Tuncay Dolu, “2023 yılı için olması gereken asgari ücret artışı oranının çalışanın cebini rahatlatacak seviyede en az yüzde 70 olması yani net 9.350 TL olması gerektiğine vurgu yaparak ‘'2023 yılının enflasyon canavarı ve enflasyonu fırsat bilen canavarlarla mücadele yılıdır'' açıklamasında bulundu.
Dolu, yazılı açıklamasında, 2023 yılı asgari ücret görüşmeleri öncesi artış oranı beklentileri hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Tuncay Dolu, artış oranı belirlenirken her yıl savundukları üzere TÜİK'in karma enflasyon sepeti değil, market raflarındaki yani temel gıda enflasyonundaki artış oranının baz alınması gerektiğini dile getirdi.
“Son 2 yıl içinde temel gıdadaki reel artış TÜİK'in paylaştığı artış oranından çok daha fazla oldu. Biz geçen sene aynı zamanlarda ekmek fiyatının 1,25 liradan 2,25 liraya çıktığını konuşuyorduk. Ancak enflasyon bu sene de yükselişe devam etti ve ekmek fiyatı şu an 5 lira, bu ayın sonu itibarıyla da en az 7 liraya çıkacağı ifade ediliyor." ifadesini kullanan dolu şunları kaydetti:
"Geldiğimiz ekonomik durumda çalışanı tek ilgilendiren konu temel gıdadaki reel artış. Yani ekmekteki, yumurtadaki, peynirdeki fiyat artışı. Kiloyla alınan günlük ihtiyaçlar artık gramla, adetle alınmaya başlandı. Son iki yıldır devam eden fahiş fiyat artışı artık çalışanın cebini boşalttı. Diğer taraftan büyükşehirlerde kira ortalaması neredeyse 5 bin lirayı buldu. 5.500 TL asgari ücret alan bir işçi ancak kirasını ödeyebilir hale geldi. Çalışanlarımız artık ekonomik olarak açlık sınırından kurtulmak, rahat bir nefes almak istiyor.”
"Hem enflasyon canavarı hem de fırsat canavarları ile mücadele"
Tuncay Dolu, Türkiye'de son 2 yılda enflasyon canavarının yanı sıra fırsat canavarlarının da ortaya çıktığını işret ederek değerlendirmelerde bulundu:
“Devletimiz sürekli artış halindeki enflasyona yönelik her ne kadar iyileştirme adımları atsa da çalışan bu iyileştirmeyi özellikle fiyat artışlarını bahane eden fırsat canavarlarının da etkisiyle cebinde hissetmiyor. Biz emekçiler olarak özellikle Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın çalışanları enflasyon canavarına ezdirmeyeceğine inanıyoruz ve fahiş fiyat artışlarını uygulayan fırsat canavarlarına da gerçekçi ve kalıcı yaptırımlarla nefes aldırmaması gerektiğini savunuyoruz. Ülkemizdeki enflasyon yetmezmiş gibi bir de bu fırsatçılar birleşip temel ihtiyaçlarda akıllarına estiği gibi fiyatlarla oynuyor, vatandaşı daha da zor duruma düşürüyor. Çalışanların ücret zammına göz diken fırsatçılar daha asgari ücret artmadan hemen hemen her gün fiyatlar değiştiriyor. Türkiye için dönüm noktası olan 2023 genel seçimleri öncesi yapılan bu spekülatif zamların sebebinin siyasi olduğunu düşünüyoruz.”
"2023 yılı asgari ücret artışı ve ara zam şimdiden eridi"
Bu yıl bir ilk yaşanarak asgari ücrete Ocak ayında yüzde 50, Temmuz ayında ise yüzde 30 ara zam yapılmasına dikkati çeken Dolu, “Yıl içinde 2 kere yapılan asgari ücret artışı TÜİK'in enflasyon verileri ile kısmen uyuşsa da reeldeki fiyat artışları ile uyuşmuyor. Yapılan asgari ücret artışı ve ara zam yıl içerisindeki fiyat artışları ile zaten eridi. Ev, araba alma hayalini zaten kuramayan çalışan sadece marketteki fiyatlara bakıyor. TÜİK'in ana harcama grup verilerine göre gıda ve ulaştırma, enflasyon sepetinde en çok artan gruplar. Ekim ayı itibarıyla TÜİK'in açıkladığı tüketici gıda enflasyonu yüzde 99, üretici gıda enflasyonu ise yüzde 138. Fırsatçıların da fiyat darbeleriyle marketlerde ana harcama ürünlerindeki artış ise bunun kat kat fazlası.'' ifadesini kullandı.
"Üretime, emeğe dayaı bir ekonomik kalkınma planı uyguluyorsanız emeğin sahibine de karşılığını vermelisiniz"
Artan ihracat ve büyüme oranları ülkemizin kalkınması ve istihdam adına bizleri sevindirici olsa da bu büyümenin şu an için daha çok sanayici ve işverenlere yaradığını, işçinin cebine yansımadığını işret eden Dolu, Bununla beraber yaklaşık 2 yıldır sistematik olarak maliyetler bahane edilerek ürünlere zam yapan sanayici ve iş insanları, maliyetin bir unsuru olan işçi ücretlerine de diğer maliyetler kadar zam yaparak taşın altına elini koymalıdır. Siz üretime, emeğe dayalı bir ekonomik kalkınma planı uyguluyorsanız, emeğin sahibine de karşılığını vermeniz gerekir, çalışanların gelir seviyesi ve refah düzeyi zayıflatmamalı aksine artırılmalıdır.” değerlendirmesinde bulundu.
Öte yandan sendikal örgütlenmenin önemine dikati çeken Tuncay Dolu, ‘'Kayıt dışılığın önüne geçmek istihdamı desteklemek, haksız rekabeti önlemek ve en önemlisi emekçinin hakkını gözetmek için sendikal örgütlülüğün önündeki engellerin kaldırılması ve yasalarla teşvik edilmesi gerekir'' mesajı verdi.
Tuncay Dolu asgari ücretteki artışa ilişkin önerisini şöyle dile getirdi:
“Tüm bu ekonomik durumu ele aldığımızda ve sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın ‘Çalışanlarımızı enflasyona ezdirmeyeceğiz' açıklamasına güvenerek, asgari ücretin; asgari ücretliyi açlık sınırından kurtaran, yüzde 70 yani net 9.350TL'nin altına düşmeyen ve refah payının da eklendiği bir oranda artmasını bekliyoruz. Aynı zamanda dar gelirlilerde büyük bir kambur haline gelen ve artık sürdürülebilir olmaktan uzak olan gelir vergisinde düzenleme yapılarak matrahın yükseltilmesi ve en azından yüksek enflasyon döneminde yüzde 10 ile gelir vergisinin sabitlenmesi gerekli olduğunu düşünüyoruz.”