Türk çayında hedef, farklı ülkelerin damak tadı
- DKİB Yönetim Kurulu Başkanı Gürdoğan: - 'Dünyada çay ithal eden ülkeler hedef pazarlarımız olmalı' - 'Ar-Ge çalışması yapmamız gerekiyor. Farklı ülkelerdeki vatandaşların kullanım alışkanlıklarını araştırarak, gerekirse laboratuvar ortamında onların en çok içtiği çayların özelliklerine bakarak çay üretmemiz lazım'
TRABZON (AA) - MELTEM YILMAZ - Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği (DKİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hamdi Gürdoğan, çay ihracatından daha fazla pay alınabilmesi için farklı ülkelerdeki vatandaşların alışkanlıklarının ve damak tadının dikkate alınması gerektiğini belirterek, 'Dünyada çay ithal eden ülkeler hedef pazarlarımız olmalı' dedi.
Gürdoğan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünya genelinde yılda 3 milyon 649 bin ton çay üretildiğini ifade ederek, Türkiye'nin 235 bin tonluk üretimiyle 5. sırada yer aldığını söyledi.
Türkiye'nin çay üretiminde ilk sıralarda yer almasına rağmen, ihracatta diğer ülkelere göre geride kaldığını vurgulayan Gürdoğan, 'İhracatta da ön planda olmak için diğer ülkelere oranla neden geride kalındığının araştırılması gerekiyor. Bu kapsamda da dünyada çay ithal eden ülkelere bakmamız gerekiyor. Bizim o ülkelerin kullanım şekli ve damak tadına yönelik üretim yapmamız lazım. Pazarlama şeklimizi ve paketlemeyi de o ülkelere göre yapmamız gerekir.' diye konuştu.
- 'Farklı ülkelerin damak tadı ve alışkanlıklarından yola çıkılmalı'
Gürdoğan, dünyada farklı çayların tüketildiğini anlatarak, 'Örneğin Avrupa'da yeşil çay ve endemik çaylar çok daha fazla tüketiliyor. Rusya'ya baktığınız zaman yasemin ve çiçek çayı karışımı tüketiliyor. O ülkelerde poşet çay daha fazla kullanılıyor. Körfez ülkelerine baktığınız zaman ise daha acı çaylar dikkati çekiyor. Bu üç pazara bakıldığında da kullanım alışkanlıklarının ve şekillerinin farklı olduğunu görüyoruz.' değerlendirmesinde bulundu.
Çay üretiminde farklı ülkelerin damak tadı ve alışkanlıklarından yola çıkılması gerektiğine işaret eden Gürdoğan, şöyle konuştu:
'Körfez ülkelerinde lüks paket görüntüsü çok önemli. Fransa'da da aynı şekilde paketleme çok önemli. Bu örneklere göre hareket etmeliyiz. Çay üreticisi olarak o ülkelerin vatandaşlarının tükettiği çayları, onların damak zevki ve paketlerini görerek, markamızı çayın ucuzundan çok katma değer üretecek şekilde yeni çalışmalarla o pazarlara sokmalıyız.'
Gürdoğan, Türkiye'nin şu anda çay ihraç eden ülkeler listesinde geride kaldığını işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Çay üreten ilk 10 ülkeye baktığınız zaman Türkiye var ve hiç çay üretmeden çayı alıp işleyip satanlar ilk 10'un içinde yer alıyor. Çay üretimleri yok ve çayı senden, benden alıyor, ona katma değer katıyor ve gerekli değişikliği yaparak satıyor. Burada bir eksiklik söz konusu. Bu kapsamda Ar-Ge çalışması yapmamız gerekiyor. Farklı ülkelerdeki vatandaşların kullanım alışkanlıklarını araştırarak, gerekirse laboratuvar ortamında onların en çok içtiği çayların özelliklerine bakarak çay üretmemiz gerekiyor. Bugün Türkiye'ye baktığınız zaman bölgeler arasında bile damak tadı farklılık gösteriyor.'
Ülkeler arasında da bu durumun kaçınılmaz olduğunu dile getiren Gürdoğan, 'Dünyada çay ithal eden ülkeler hedef pazarlarımız olmalı. Türkiye olarak çaydaki yanlışlarımızı görerek, kendi üretimimizi çayı en çok ithal eden ülkelerin damak ve alım gücüne göre ayarlamalıyız.' ifadelerini kullandı.