Türk Ocakları Genel Başkanı Öz: 'Doğu Türkistan'daki Türk varlığı, baskıcı Çin rejimi tarafından adeta yokluğa mahkum edilmek isteniyor'
Türk Ocakları Genel Başkanı Prof. Dr. Mehmet Öz, Doğu Türkistan'daki Türk varlığının baskıcı olarak tanımladığı Çin rejimi tarafından adeta yokluğa mahkum edilmek istenmekte olduğunu belirterek, Türk devletleri bu bağlamda Çin'i kendi kuşak yol projeleri açısından Türk devletlerinin önemi konusunda ikna etmelidir dedi.
Türk Ocakları Genel Başkanı Prof. Dr. Mehmet Öz, Doğu Türkistan'daki Türk varlığının 'baskıcı' olarak tanımladığı Çin rejimi tarafından adeta yokluğa mahkum edilmek istenmekte olduğunu belirterek, 'Türk devletleri bu bağlamda Çin'i kendi kuşak yol projeleri açısından Türk devletlerinin önemi konusunda ikna etmelidir' dedi.
Türk Ocakları 46'ncı Genel Kurul Toplantısı, kuruluşunun 110'uncu yılında Tarihi Türk Ocağı binası Resim ve Heykel Müzesi'nde gerçekleştirildi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okumasıyla başlayan programın devamında divan üyelerinin seçim oylaması yapıldı. Kurultay'ın açılış konuşmasını gerçekleştiren Türk Ocakları Genel Başkanı Prof. Dr. Mehmet Öz, Türkiye'nin en köklü sivil toplum kuruluşu olan Türk Ocakları'nın 110 yaşında olduğunu belirterek, 'Bu kolay bir yol değil. İnkıtalar, kesintiler oldu. 110'uncu yılımızda bütün dünyayı saran, sarsan, etkileyen korona virüs salgınının bir nebzede olsa yavaşladığı dönemde ancak bir araya gelebildik. Çok sevinçliyiz, gururluyuz. İnşallah bu bela tamamen defolur ve çok daha rahat diğer ortamlarda da hep beraber oluruz' diye konuştu.
'Türk Ocakları gençlerin ön ayak olmasıyla kurulmuştur'
Türk Ocakları'nın cemiyetçilik ve Türk milliyetçiliği çerçevesinde ortaya çıktığını ifade eden Öz, '19. yüzyılda kültürel alanda başlayarak 2'nci Meşrutiyet döneminde cemiyetçilik, fikir hayatında çok önemli bir akım, Türk milliyetçiliği akımı ortaya çıktı. Türk Ocakları bu çerçevede kurulmuştur. Türk Ocakları'nın bu çerçevede kurulmasında o dönemin Türk dünyasından, Azerbaycan'dan, Rusya Federasyonu içinde yer alan topraklar, bağımsız Türk devletleri topraklarından aydınlarımız ve Türkiye topraklarından aydınlarımız ve dönemin başta askeri tıbbiyeliler olmak üzere gençlerinin ön ayak olmasıyla kurulmuştur' ifadelerini kullandı.
'Türkiye'nin pozisyonu çok önemli'
Rusya ve Ukrayna arasındaki krizin 3 aydır devam ettiğini ifade eden Mehmet Öz, 'Rusya'nın Ukrayna'ya karşı bir saldırı girişimi oldu. Bu saldırı girişimini mazur göstermek için Amerika'nın senaryolarını gündeme getirenler var. Kimse Rusya'yı zorla Ukrayna'ya saldırtmadı. Rusya, kendi birtakım çıkarları çerçevesinde bu saldırıyı gerçekleştirdi. Bazı meşhur stratejistlerin '3 günde biter' dediği savaş, 3 aydır devam ediyor. Dünyada hakikaten çok önemli değişiklikler ve gelişmeler meydana geliyor. Türkiye'nin pozisyonu çok önemli. Türkiye bir yandan tavrını ortaya koyarken, öbür taraftan dengelere dikkat etmeye, Rusya ile ilişkilerini de kötüleştirmemeye çalışıyor' dedi.
'Doğu Türkistan'daki Türk varlığı, baskıcı Çin rejimi tarafından adeta yokluğa mahkum edilmek isteniyor'
2017'den bu yana Doğu Türkistan'da 21'inci yüzyılın soykırımı yaşandığını hatırlatan Türk Ocakları Genel Başkanı Prof. Dr. Mehmet Öz, 'Bu durum hala devam ediyor. Ne yazık ki bu duruma ne İslam dünyasından ne Türk devletlerinden yüksek sesle bir itiraz çıkamıyor. Bu durumu istismar eden birtakım güçler gösterilerek mazeret ileri sürülebilir fakat bizim bu mazeretleri kabul etmemiz söz konusu olmamalıdır. Doğu Türkistan'daki Türk varlığı maalesef, baskıcı Çin rejimi tarafından adeta yokluğa mahkum edilmek istenmektedir. Türk devletleri bu bağlamda Çin'i kendi kuşak yol projeleri açısından Türk devletlerinin önemi konusunda ikna etmelidir. Doğu Türkistan'daki kardeşlerimizin, Türk ve Müslüman olarak orada yaşamasının aslında kendi menfaatine olduğu konusunda da gerekli girişimlerde bulunmak durumundadır' değerlendirmesini yaptı.
Program, faaliyet, mali ve denetim raporlarının okunması ve yönetim kurulu faaliyet ve mali raporların ibra edilmesi ve 2022-2024 yılları tahmini bütçesinin görüşülmesi ve kabulü ile son buldu.