Türkiye'nin rüzgar enerjisi potansiyeli üretilenden 10 kat fazla
Rüzgar enerjisi alanında faaliyet gösteren üretici firmalar Enerji ve Çevre Fuarı'nda yer aldı.
Rüzgar enerjisi alanında faaliyet gösteren üretici firmalar Enerji ve Çevre Fuarı'nda yer aldı.
Uluslararası enerji fuarı ICCI-Uluslararası Enerji ve Çevre Fuar ve Konferansı'nın son gününde yerli firmalar yabancı sektör temsilcileriyle bir araya gelmeye devam ediyor. Rüzgar enerjisi alanında faaliyet gösteren firmalar da fuarda yer alırken, firmalar stantlarda ürünlerini tanıttı. Rüzgar enerjisi alanında faaliyet gösteren firmaların temsilcileri ise, yapılacak olan teşviklerin rüzgar enerjisine yatırımı artıracağını söyledi.
Türkiye'de 269 adet rüzgar enerjisi santrali mevcutken, bu santrallerde yer alan yaklaşık olarak 3 bin 500 adet civarında rüzgar enerjisi türbini bulunuyor. Rüzgar enerjisi santrallerinin kurulmaya devam edilmesiyle istihdamın artacağı belirtilirken; santrallerde, endüstri ve sanayi alanında görevli yaklaşık 15 bin çalışan bulunuyor.
Ülke Enerji İş Geliştirme Direktörü Mustafa Aydın, Türkiye'de rüzgar enerjisinin çok kritik bir öneme sahip olduğunun altını çizerek, 'Rüzgar enerjisi üretiminde herhangi bir dışa bağımlık söz konusu değil. Türkiye yıllık enerji tüketiminin önemli bir kısmını yurtdışından temin ettiği doğalgazın elektriğe dönüşümüyle veya yerli fosil, verimi düşük yakıtlarla karşılıyor. Bunlar, enerjinin üretim maliyetlerini yükselten konular arasında yer alıyor' dedi.
'Türkiye'deki rüzgar enerjisi türbinlerinden üretilen enerji yaklaşık 10 gigawatt kapasitesine sahip'
Türkiye'de termik santral ve barajların daha çok ön planda yer aldığını aktaran Aydın, 'Rüzgar enerjisi daha çok önemli olmasına rağmen çok fazla bilinmiyor. Coğrafyamızın her tarafına yayılmış 269 tane rüzgar enerjisi santrali mevcut. Bu santrallerin her birine rüzgar enerjisi türbinleri bulunuyor. Türkiye'de yaklaşık olarak 3 bin 500 adet civarında rüzgar enerjisi türbini bulunuyor. Bu türbinlerden üretilen enerji yaklaşık 10 gigawatt kapasitesine sahip. Bu kapasite Türkiye'de tüketilen toplam enerjinin yaklaşık yüzde 10-11'ine tekabül ediyor' diye konuştu.
Mevcut santrallere yakın bir zamanda yenilerinin ekleneceğini belirten Aydın, Türkiye'de üretilen rüzgar enerjisinin direkt ülke şebekesine aktarıldığını ifade etti. Aydın, Türkiye'de üretilen rüzgar enerjisinin hem sanayide hem de tüketici tarafından kullanımda doğrudan arz edilebildiğini kaydetti.
Türkiye'de yıllık 10 gigawatt rüzgar enerjisi üretim kapasitesinin kurulu olduğunu dile getiren Aydın, 'Potansiyele bakıldığında ise iki ayakta değerlendirmek lazım. Rüzgar enerjisi santralleri hem karada hem denizde kurulabiliyor. Türkiye'de şu anda deniz üstü rüzgar santrali mevcut değil. Türkiye'deki rüzgar enerji santrallerinin tamamı karada bulunuyor. Dolayısıyla karada üretilen yıllık 10 gigawatt kapasite aslında toplam kapasitenin yüzde 20'sine tekabül ediyor. Türkiye'de son değerlendirmelere göre karada yıllık 50 bin megawattın üzerinde rüzgar enerjisi potansiyeli mevcut. Denizde ise yine bir bu kadar kapasite değerlendirmesi mevcut. Her ikisini değerlendirdiğimizde yaklaşık yıllık 100 gigawatt rüzgar enerjisi potansiyeli mevcut. Bunun ise sadece 10 gigawattı kurulu durumda' açıklamalarında bulundu.
'Mevcut kurulu rüzgar enerjisi kapasitemizin yüzde 10'u 2021 yılında kuruldu'
Son yıllarda rüzgar enerjisi alanında Türkiye'nin önemli ataklarının olduğunu dile getiren Aydın, 'Mevcut kurulu rüzgar enerjisi kapasitemizin yüzde 10'u 2021 yılında kuruldu. Böyle bakıldığında hızımız ülke olarak çok yavaş değil ancak potansiyelimizin gerisindeyiz. Rüzgar enerji santralleri kurulmaya devam ettikçe istihdamda artacak. Şu anda rüzgar enerjisi santrallerinde, endüstrisinde ve sanayisinde görevli yaklaşık 15 bin çalışan var. Rüzgar türbininin kulesi çok önemli bir bileşen. Türkiye'de yüzde 100 yerli üretim yapan kule fabrikalarımız var' ifadelerini kullandı.