TVHB Başkanı Eroğlu'dan, kesimhanedeki ölü buzağı görüntülerine sert tepki
Türk Veteriner Hekimleri Birliği Merkez Konseyi (TVHB) Başkanı Ali Eroğlu, bir kesimhanede ölü şekildeki onlarca buzağının üst üstte yer aldığı görüntülerle ilgili, Çok facia bir görüntü, neredeyse doğmak üzere olan yavrular, belki de birkaç hafta içinde doğacaklardı. Bu şekildeki hayvanların kesilmesi, hayvancılığa büyük bir darbedir. Aynı zamanda insanlık dışı bir yaklaşım. İlgili kurumlarca faillerin biran önce ortaya çıkarılması gerekir. Burası bir ruhsatlı mezbaha yada kesimhaneyse iş daha da facia ve kötü dedi.
Türk Veteriner Hekimleri Birliği Merkez Konseyi (TVHB) Başkanı Ali Eroğlu, bir kesimhanede ölü şekildeki onlarca buzağının üst üstte yer aldığı görüntülerle ilgili," Çok facia bir görüntü, neredeyse doğmak üzere olan yavrular, belki de birkaç hafta içinde doğacaklardı. Bu şekildeki hayvanların kesilmesi, hayvancılığa büyük bir darbedir. Aynı zamanda insanlık dışı bir yaklaşım. İlgili kurumlarca faillerin biran önce ortaya çıkarılması gerekir. Burası bir ruhsatlı mezbaha yada kesimhaneyse iş daha da facia ve kötü" dedi.
Antalya'da bir kongreye katılmak için gelen Türk Veteriner Hekimleri Birliği Merkez Konseyi (TVHB) Başkanı Ali Eroğlu, sosyal medyada bir kesimhanede, üst üste ölü olarak görüntülenen onlarca buzağının durumuyla ilgili açıklamalarda bulundu. TVHB Başkanı Ali Eroğlu, görüntüler karşısında tüylerini ürperdiğini belirterek, yapılanın bir vahşet olduğunu dile getirdi.
Hayvancılıkta önemli olanın sürdürülebilirlik olduğunun altını çizen Eroğlu, “Türkiye 1990 yılından itibaren hem hayvan ithalatı ile uğraşıyor. Geçen hafta Tarım ve Orman Bakanı Vahid Kirişci'nin, ‘Biz ürettiğimizi tüketeceğiz' diye güzel sözleri vardı. Mutlaka ülkemizin üretmesi gerekir. Ürettiğinizi tüketeceksiniz. Başkalarının ürettiğini tükettiğiniz takdirde bağımlı hale gelirsiniz. Onun için damızlık hayvan olmadan, hayvancılığı sürdürebilme şansınız yoktur. Yavru ile bu iş devam edecek. Erkek hayvanlar besiye ve sonra kesime gidiyor. Eğer dişi hayvanlar damızlık özelliğini kaybetmemişse tabi ki buna da veteriner hekimin karar vermesi gerekiyor. Mevzuatta böyle işliyor” diye konuştu.
"Facia"
Dolaşımda olan görüntü ile ilgili araştırma yaptıklarını ifade eden Eroğlu, “Ama çok facia bir görüntü, neredeyse doğmak üzere olan yavrular, belki de birkaç hafta içinde doğacaklardı. Bu şekildeki hayvanların kesilmesi, hayvancılığa büyük bir darbedir. Aynı zamanda insanlık dışı bir yaklaşım. O canlıyı yavrusunu korumak gerekirken, siz onun hayatına son veriyorsunuz, hayvancılığa olumsuzluk getiriyorsunuz. Bu şekilde sürdürülebilirlik olmaz. Bu görüntülerle ilgili değişik yörelerdeki arkadaşlarımla, oda başkanlarımla, veteriner hekimlerimize görüştük. Bir çok yerde benzer şeylerin olduğuna dair ifadeler var. Biran önce bunların üzerine yoğunlaşılması gerekiyor. İlgili kurumlarca faillerin biran önce ortaya çıkarılması gerekir. Burası bir ruhsatlı mezbaha yada kesimhaneyse iş daha da facia ve kötü” ifadelerine yer verdi.
"İnşallah olmamıştır"
Doğumu çok yakın olan hayvanların kesilmesinin uygun olmadığı gibi etinin de tüketilmesinin uygun olmadığının altını çizen Eroğlu, etin raflara gelmesi yönündeki soruya, “İnşallah olmamıştır” dedi. Eroğlu, Türkiye'nin ithalat sarmalından kurtulması gerektiğini ve kenti ürettiğini tüketmesi gerektiğini bir kez daha vurguladı.
"Üretmek gerekiyor"
Kovid-19 nedeniyle dünyada gıda temininin gündeme geldiğini hatırlatan Eroğlu,“ Parasal olarak imkanınız olsa dahi, ticarette yaptırımlar koyulduğunda karşı ülkeden alamadığınız takdirde paranız olsa ne yazar. Şuanda bizim tavsiyelerimizden biri ülkemizden ihraç edilen ürünlerin durdurulmasıyla ilgili. Karşı ülkede bunu yaparsa o ürünü alma şansınız olmayacak. Bu sadece hayvansal ürünler değil, tüm ürünleri kapsayan bir durum. Onun için mutlaka üretmek gerekiyor. Hayvancılıkta sürdürülebilirlik üretmekten geçiyor. Bunun içinde damızlık hayvanlarımızı muhafaza etmemiz gerekiyor” ifadelerine yer verdi.
"Sebepleri var"
“Vatandaşın elindeki gebe doğum yapacak hayvanı neden kesime göndersin” diye soran Eroğlu, “Bunun sebepleri var. Çiftçiler yem parasından dert yanıyor. Ülkemizin bir sıkıntısı da kaba yem açığıdır. Kaba yem olmadan hayvancılık olmaz. Sağlıklı hayvan beslemeden verim olmaz. Kaba yem açığını kapatılması gerekiyor. Birkaç seneki verilere göre, Türkiye'nin 50 milyon ton kaba yeme ihtiyacı var. Biz bunun yüzde 60 civarını üretebiliyoruz. Mera hayvancılığının teşvik edilmeli ve canlandırılmalı. Kesif yem ile kaba yem arasında bir fark var. Yonca fiyatı artmış ciddi şekilde. Kaba yem açığımızın tedbirlerle giderilmesi gerekiyor" açıklamalarında bulundu.