Yargıtay'dan fazla mesai ücreti için iki kritik şart!
Milyonlarca çalışanı ilgilendiren fazla mesaide Yargıtay kararında iki önemli nokta ön plana çıktı. Yargıtay işçinin imzası bulunan bordro için sahteliği ispat edilinceye kadar 'kesin delil' olduğuna hükmederek, yine fazla mesai ispatında işyerinin çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan kişilerin tanıklıklarına değer verilemeyeceğine hükmetti. İşte kritik detaylar...
İşçinin imzasını taşıyan bordro kesin delil!
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
İŞYERİNİ BİLMEYEN TANIK BEYANI GEÇERLİ DEĞİL
Yargıtay çalışma düzeni ve işyerinin bilinmesine ilişkin tanık beyanlarına da değinerek önemli bir karar verdi. Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemeyeceğine vurgu yapıldı.
İşte o karar;
9. Hukuk Dairesi
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının paletçi olarak davalıya ait işyerinde 19.01.2009 tarihinde çalışmaya başladığını, çalışma devam ederken 12.03.2014 tarihinde işten çıkışının yapılıp tekrar 01.04.2014'te girişin yapıldığını öğrendiğini, işverence işe gelmemesinin istenilmesi üzerine işe gitmediğini, iş sözleşmesinin devamsızlık nedeniyle feshedilmesinin kötüniyetli olduğunu belirterek kıdem tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, Yargıtay (kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyulmasına karar verilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Somut uyuşmazlıkta hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının haftanın 6 günü 08.00-18.00 saatleri arasında 1 saat ara dinlenmesi kullanarak çalıştığı ve haftalık 9 saat fazla mesai yaptığı kabul edilerek fazla mesai alacağı hesaplanarak mahkemece hüküm altına alınmıştır.
Herşeyden önce davacı tanık beyanlarındaki çelişkili kısımlar davacının kendi aleyhinde değerlendirilmelidir.
Davalı tanıkları davacınının 09.00-18.00 saatleri arasında çalıştığını beyan etmişlerdir. Davacı tanıklarının mesai başlangıç saatine yönelik beyanları ise 08.00 ve 08.30 saatleridir. Bu saatlerden işe başlama yönünden 08.30 saati kabul edilmelidir. Ayrıca ara dinlenme süresi yönünden ise davacı tanıkları 1 saat yemek molası 15 dakika çay molası olduğunu beyan etmişlerdir. Bu nedenle ara dinlenme 1 saat 15 dakika kabul edilmelidir.
Sonuç olarak davacının 08.30-18.00 saatleri arasında 1 saat 15 dakika ara dinlenme kullanarak çalıştığı ve haftalık fazla fazla çalışma süresinin 4,5 saat olduğu dosya içeriğine uygun düşecektir.
Belirtilen hususlar dikkate alınmaksızın hüküm kurulması isabetsiz olmuştur.
SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine , 22.09.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.