'Yeni Anayasa ve Siyasal Sistem Arayışları' paneli
- Sakarya Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bezci: - 'İsveç gibi küçük nüfuslu, kuzeyde çok kimsenin kale almadığı bir coğrafyada bir ülke olsaydık, tabii ki en mükemmel sistem parlamenter sistem olurdu ama biz Ortadoğu'nun hemen kıyısında, bir terör ortamının ortasında, bir şekilde neredeyse dünyadaki bir çok politikanın jeopolitik kesişim noktasında bir yerdeyiz. O yüzden böyle bir lüksümüz yok' - Sakarya Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Miş: - 'Kriz dönemlerinde ürettiğimiz siyasal ya da hukuksal mekanizmalar maalesef uzun dönemli sonuçları üretmiyor. Sadece bir krizi aşmaya yönelik oluyor'
ANTALYA (AA) - Sakarya Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bünyamin Bezci, 'İsveç gibi küçük nüfuslu, kuzeyde çok kimsenin kale almadığı bir coğrafyada bir ülke olsaydık tabii ki en mükemmel sistem parlamenter sistem olurdu ama biz Ortadoğu'nun hemen kıyısında, bir terör ortamının ortasında, bir şekilde neredeyse dünyadaki birçok politikanın jeopolitik kesişim noktasında bir yerdeyiz. O yüzden böyle bir lüksümüz yok.' dedi.
Akdeniz Üniversitesi Ernst Hirsch Hukukun Temellerini Araştırma Merkezi (EHAM) ile Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı'nın (SETA) ortaklaşa düzenlediği 'Yeni Anayasa ve Siyasal Sistem Arayışları' konulu panel, Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muharrem Kılıç moderatörlüğünde, Hukuk Fakültesi konferans salonunda yapıldı.
Doç. Dr. Bezci, panelde yaptığı konuşmada, başkanlık sisteminin parlamenter sisteme göre daha vizyoner bir sistem olduğunu belirtti.
Başkanlık sisteminin sorunları tekrar tekrar tartıştırarak değil, bir hedef koyarak hedefe doğru insanları çekip, daha sonra sorunları halletme gibi bir perspektife sahip olduğunu ifade eden Doç. Dr. Bezci, parlamenter sistemin ise tam tersini yaptığını söyledi.
Parlamenter sistemin her defasında 'Burada adil, meşru, haklı olan neydi?' sorusunu soran, yani köprüyü geçmeden bin defa düşünen bir sistem olduğunu vurgulayan Bezci, şöyle konuştu:
'Başkanlık sistemi, köprüyü hemen geçiveren bir sistem. Köprüden sonra bakarız hesabını yapıyor. Çağın şartları bizi oraya doğru götürüyor. Bugün ister adı parlamenter olsun, ister başkanlık olsun bütün sistemler postnormal çağlarda artık böyle işliyor. Böyle işleyen sistemlerin olduğu bir dünyada, İsveç gibi küçük nüfuslu, kuzeyde çok kimsenin kaale almadığı bir coğrafyada bir ülke olsaydık tabii ki en mükemmel sistem parlamenter sistem olurdu ama biz Ortadoğu'nun hemen kıyısında bir terör ortamının ortasında, neredeyse dünyadaki birçok politikanın jeopolitik kesişim noktasında bir yerdeyiz. O yüzden böyle bir lüksümüz yok.'
- 'Kriz dönemi siyasal mekanizmaları uzun dönemli sonuç üretmiyor'
Sakarya Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nebi Miş de Türkiye'nin 100 yıllık siyasal tarihinde siyasal sistemle ilgili bütün demokratik tartışmaların 'Zamanı değil' denilerek ertelendiğini savundu.
Siyasal sistemin tüm yönleriyle tartışılmasının herhangi bir yeri ve zamanının olmadığını, bugünün tartışmanın asıl yapılması gereken zaman olduğunun altını çizen Miş, 'Kriz dönemlerinde ürettiğimiz siyasal ya da hukuksal mekanizmalar maalesef uzun dönemli sonuçları üretmiyor. Sadece bir krizi aşmaya yönelik oluyor. Bu belirli bir demokratikleşmeyi de getiriyor ancak çok hızlı bir şekilde kurgulandığı için de maalesef belirli yönleri de eksik olarak ortaya çıkıyor.' diye konuştu.
Yrd. Doç. Dr, Miş, bugün, 'Bir Anayasa nasıl daha demokratik olur'un tartışılmasının zorunlu olduğunu vurgulayarak, bunu tartışırken Türkiye'deki parlamenter sistem üzerinden bugüne kadar siyasal kültürün ürettiği yapıları da tartışmak zorunda olduklarını kaydetti.
Sakarya Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serdar Gülener ise başkanlık sisteminin demokratik bir hükümet sistemi olduğunu söyledi.
Bu sistemi diğerlerinden ayıran en önemli farkın, devlet erklerinin yasama, yürütme ve yargının birbirinden kesin olarak, sert bir şekilde ayrılmış olması olduğunu dile getiren Gülener, şunları kaydetti:
'Bu başlangıçta bir zaaf gibi gözüküyor. Başkanlık sistemine getirilen eleştirilerde de sistemin sert bir özellik gösterdiği ve tıkanıklığı çözme konusunda bir takım eleştiriler getiriliyor. Fakat, bu tartışmanın eksik bir tarafına işaret ediyor. Bugün dünyada başkanlık sistemini uygulayan başta ABD olmak üzere birçok devlet bu tıkanıklıkları gidermek noktasında önemli teknik bir takım detaylandırmalar ve dizaynlar yapıyorlar.' diye konuştu.
Panel, soru cevap bölümüyle sona erdi.