Yeniden Refah lideri Erbakan: 'Erbakan hocamız, CHP ile asla ve asla birlikte olmazdı'

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, 'Erbakan hocamız, 6 yaşında çocuklara kuran öğretmeyi çağ dışılık olarak niteleyen, 'Osmanlı dönemi bir zulüm dönemiydi' diye tanımlayan, tanıyan CHP ile asla ve asla birlikte olmazdı' dedi.

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, 'Erbakan hocamız, 6 yaşında çocuklara kuran öğretmeyi çağ dışılık olarak niteleyen, 'Osmanlı dönemi bir zulüm dönemiydi' diye tanımlayan, tanıyan CHP ile asla ve asla birlikte olmazdı' dedi.

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Erbakan, patisinin genel merkez binasında MKYK ve İl Sorumluları Toplantısı öncesi gündeme dair açıklamalarda bulundu. Basın açıklaması başında hem milletin hem de İslam aleminin mübarek ramazan ayını tebrik ederek başlayan Erbakan, 'Cenab-ı Allah İnşallah bu ramazan ayını sağlık, huzur ve afiyet içerisinde geçirmeyi nasip eylesin. Bayrama sağlık, huzur, afiyet içerisinde ulaşmayı nasip etsin. Bu ramazan ayının, bu bayramın, bu mübarek günlerin milletimiz, İslam aleminin, mazlumların kurtuluşuna vesile olmasını Cenab-ı Allah, inşallah nasip eylesin' diye konuştu.

'CHP ile asla ve asla birlikte olmazdı'

Geçtiğimiz günlerde bir parti başkanının eğer 'Erbakan Hoca yaşasaydı Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ile birlikte olurdu' diye bir iddia ortaya attığını hatırlatan Erbakan, 'Bunun arkasından tartışma alevlendi ve gerçekten de gündeme oturdu. Bir kısmı 'CHP ile olurdu', parti başkanı başta olmak üzere; diğer bir kısmı 'CHP'li olur mu, asıl Erbakan Hoca Cumhur ittifakı ile olurdu' diye herkes bir tarafa çekti. Bir defa burada Yeniden Refah olarak, milli görüşün temsilcisi olarak şunu söylemek isterim. Erbakan hocamız, 6 yaşında çocuklara Kuran öğretmeyi çağ dışılık olarak niteleyen, 'Ayasofya Cami'yi müze olarak kalmalıydı', 'cami olmamalıydı' diyen, iktidar olursam ilk haftasında 'İstanbul Sözleşmesi'ni mutlaka geri getireceğim diyen, 'Osmanlı dönemini bir zulüm dönemiydi' diye tanımlayan, tanıyan CHP ile asla ve asla birlikte olmazdı açık bir şekilde ortaya koymak isterim' değerlendirmesini yaptı.

'Cumhur İttifakı'yla da asla ama asla olmazdı'

Fatih Erbakan, Necmettin Erbakan'ın hayatta olsaydı milli görüş çizgisinden vazgeçmeyeceğini belirterek, '20 senede 513 milyar dolar faiz ödeyen, bir senede 300 milyar liranın üzerinde faiz ödemesi yapan, tarımsal desteğe verdiği paranın 20 katını, esnafa verdiği desteğin 30 katını götürüp faize veren; hane halkını, özel sektörü, kamuyu belediyelerle birlikte adeta boğazına kadar borca batıran 'Cumhur İttifakı'yla da asla ama asla olmazdı. Erbakan hocamız hayatta olsaydı, aynen Yeniden Refah gibi tek başına da kalsa milli görüş çizgisinden asla ödün vermeden mücadelesine devam ederdi, bunu da söylemek isterim' açıklamalarında bulundu

'Parlamentonun güçlenmesini istiyorsanız önce parlamentonun üyelerini yani milletvekillerini güçlü hale getirmeniz lazım'

Altı muhalefet partisinin çalışmalarıyla ilgili bazı hususlara değinen Erbakan, '6'lı masa bir sistem önerisi yaptılar. Bu sistem önerisinde kendi içlerinde çeliştikleri noktalar var, bizim katılmadığımız, mahsurlu gördüğümüz noktalar var. Bir defa 6 partinin teklifinde parlamentonun güçlendirilmesinden ziyade parlamentonun sadece yürütme organına karşı güçlendirilmesi söz konusu. Eğer siz parlamentonun güçlenmesini istiyorsanız önce parlamentonun üyelerini yani milletvekillerini güçlü hale getirmeniz lazım. Milletvekillerinin güçlü hale gelmesi nasıl olacak. Bu milletvekillerinin ön seçimle aday olmalarıyla olacak. Eğer siz milletvekillerinin aday olmasını, milletvekili seçilmesini sadece genel başkanın iki dudağı arasına bırakan bir sistemi devam ettirmek isteyip arkasından da demokrasiden, parlamentonun güçlenmesinden bahsederseniz bu sefer çelişki içine düşmüş olursunuz' diye konuştu.

'Tekrardan 90'ların, 2000'lerin Türkiye'sine dönmeye ne gerek var'

Altı muhalefet partisinin açıkladığı yeni sistem önerisinin Türkiye'yi, 90'ların ve 2000'lerin Türkiye'sine geri götürmek manasını taşıdığını belirten Erbakan, 'Yürütme organını yeniden çift başlı hale getirmek ve ülkemizi gereksiz ve anlamsız bürokrasiye boğmak, belirsizliğe sürüklemek manasını taşımaktadır. Yeniden bir Başbakan olsun, bir Cumhurbaşkanı olsun, yeniden çift başlı bir sistem olsun; neden böyle bir şeye gerek duyuyoruz, neden gereksiz protokol masrafı, bürokrasi, çatışmalar, belirsizlik ortamına tekrardan Türkiye'ye sürüklüyoruz. Mevcut Başkanlık sistemini iyileştirelim, demokratikleştirelim. Tekrardan 90'ların, 2000'lerin Türkiye'sine dönmeye ne gerek var' ifadelerine yer verdi.

'AİHM ne kadar adil kararlar vermektedir'

Altı muhalefet partisinin teklifinde hakimlerin terfilerinde verdikleri kararların Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi İçtihatlarına uygun olup olmamasının esas alınacağını ifade eden Erbakan,' Hakimler tercih edecek mi etmeyecekler mi verdikleri karara bakacağız. AİHM içtihatlarına uygunsa terfi ettirelim eğer içtihatlara uygun değilse terfi ettirmeyelim. Böyle bir yaklaşım bir defa egemenliğimize gölge düşürecektir. Ayrıca AİHM ne kadar adil kararlar vermektedir. Çifte standartçı ve iki yüzlü tavrı, tutumu açık bir şekilde ortada olan Avrupa'dan adalet mi öğreneceğiz, doğru karar vermeyi mi öğreneceğiz. Tamamen Avrupa'ya entegre olma zihniyetinin bir ürünüdür' ifadelerini kullandı.

Yeniden Refah olarak partisinin sistem önerilerini hazırladıkları söyleyen Erbakan, özellikle Hukuk Politikaları Kurulunun yoğun bir çalışma içerisinde olduğunu ve 'Demokratikleştirilmiş Başkanlık Sistemi' veya 'İyileştirilmiş Başkanlık Sistemi' adı altında bu sistem önerilerini yakında kamuoyuyla paylaşacaklarını duyurdu.

Bakmadan Geçme