Bakırköy'deki inşaatta feci olay: Baba oğulun dizleri beton döktükleri sırada yandı
Bakırköy'de inşaatta çalışan baba oğulun iddiaya göre alana beton döktükleri sırada dizlerinde ağır yanık oluştu. Duruma isyan eden baba oğul, 'İşimizi bitirdik, baktık diz tutmuyor, 20-25 yıldır inşaattayım. Bildiğimiz bir şey değil bu beton, ne katkı konuluyor bunun içine. İnsanların hayatı bu kadar ucuz olmamalı tedaviye geç başlamış olsaydık ayaklarımızdan olabilirdik, kalıcı izlerimiz kalacak dedi.
Bakırköy’de inşaatta çalışan baba oğulun iddiaya göre alana beton döktükleri sırada dizlerinde ağır yanık oluştu. Duruma isyan eden baba oğul, “İşimizi bitirdik, baktık diz tutmuyor, 20-25 yıldır inşaattayım. Bildiğimiz bir şey değil bu beton, ne katkı konuluyor bunun içine. İnsanların hayatı bu kadar ucuz olmamalı tedaviye geç başlamış olsaydık ayaklarımızdan olabilirdik, kalıcı izlerimiz kalacak" dedi.
Mehmet Ali Yekit ve 22 yaşındaki oğlu İrfan Yekit Bakırköy’de bir inşaatta işe başladı. Baba oğul günlük çalışmalarına devam ederken 4 Haziran günü öğlen saatlerinde sıra beton işlerine geldi. Karılan betonu alana işlemeye başlayan baba oğul betonun çizmelerinin boyunu geçmesiyle dizlerinde yanma hissetti. İddiaya göre beton malzemeleri karıştırılırken malzeme oranında dengenin sağlanmaması nedeniyle baba oğulun dizleri yandı. Acı içinde doktora giden baba oğul, Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Yanık Merkezi’ne yönlendirildi. Baba oğulun tedavisine burada başlanırken Yanık Merkezi Sorumlusu Prof. Dr. Mustafa Turan hastaların durumlarına ilişkin bilgi verdi. Turan, baba ve oğulda yanık nedeniyle cilt hasarları oluştuğunu, madde ile temasın hızlı engellenmiş olmasının daha büyük sıkıntıların önüne geçtiğini ifade etti. Turan, erken müdahale edilmeyen yanık durumlarında uzuv kayıplarının yaşandığını ifade ederken, çimento ile bulaş durumlarında alanın temizlenmesi ve tıbbi yardım alınmasının önemine dikkat çekti.
“Biraz daha büyük olsaydı yürüme şansımız olmayacaktı"
Uzun yıllar inşaatta çalıştığını anlatan inşaat çalışanı baba Mehmet Ali Yekit, “Zemine beton atıyorduk, beton içeriğini kimse bize anlatmadı, bilgisini vermedi. Ne kadar zararlıdır bilmediğimiz için biz hevesle, severek işimizi yaptık. Daha sonra çalışma esnasında acıma oluyordu, yıkayınca bunları geçer hesabını yaparken, işimizi bitirdik. Baktık diz tutmuyor, birileri bizi hastaneye götürdü. Kauçuk eldivenler olması lazım, dizden yukarı çizmeler olması lazım. Kalıcı hasar bırakır, sakat olabilirsin bunun bilgisini vermeleri lazım. Biraz daha gelmemiş olsaydık yani çok kötü durumdaydık. Alan biraz daha büyük olsaydı yürüme şansımız olmayacaktı. Damarlara denk gelmiş. Ben oğlumla beraber çalışıyorum. Sabah işimize akşam eve bu şekilde çalışıyoruz. 20-25 yıldır inşaattayım. Bildiğimiz bir şey değil bu beton, ne katkı konuluyor ne katılıyor bunun içine. Bizim bildiğimiz biraz harç bir torba çimento biraz kumla karıştırarak, o değildir. Mutlaka bir şey vardır, içerisini bilmiyorum böyle olmaması lazım. Dikkat etsinler, yüklenici firma insanların bedenini, canını ucuza saymasınlar. Çalışanlar için de söyleyeceğim şu ki; hazır betonlarda yüksek çizmeler olmayınca çalışmasınlar. Benim başıma geldi, onların başına gelmesin” dedi.
“Tedaviye geç başlamış olsaydık ayaklarımızdan olabilirdik”
Beton yaparken bir anda bacaklarında sıcaklık hissettiğini anlatan ve babasındaki yanıkların daha derin olduğunu ifade eden 22 yaşındaki İrfan Yekit, “3-4 senedir inşaat işinde babamla beraber çalışıyorum, biz su izolasyon bölümünde çalışıyoruz yerin altında. Babamla beraber çalışırken, beton atarken oldu, betonun sanırım izolasyon kısmındaki üzerindeki harcı fazla kaçırmışlar. Çizmelerimizin içine girdiği için ayaklarımızı yaktı. Biz önce farkında varmadık, sürtünmeden dolayı yanma olduğunu düşündük. Yaklaşık 3-4 saat çalıştıktan sonra betondan çıktık, deride yanma vardı. İşverenlerin çalışanlara biraz daha önem göstermesini rica ediyoruz. Gerçekten insanların hayatı bu kadar ucuz olmamalı çünkü biz buradaki tedaviye geç başlamış olsaydık ayaklarımızdan olabilirdik. Çalışanların da biraz daha hassas olmasını istiyorum, çizmeler, eldiven olsun. Sorun sanırım çimento firmasının harcı karıştırdıklarında kimyasalı fazla katmasıydı bize gelen bilgi buydu” ifadelerini kullandı.
“İnsanlar mecburiyetten çalıştığından can güvenliğini ikinci plana atıyor”
Çalışanlar için inşaat alanlarında daha fazla önlem alınması gerektiğini ifade eden Yekit, “Bu senelerde fazlalaşmaya başladı, çimentoyla çalışan kişilerin yanması. Önlem alınması ve çimento firmalarının artık buna bir dur demesi gerekiyor. Yaşım da genç olduğundan dolayı bu işe mecburiyetim olmadığı sürece tekrar yapmak istemediğimi çalıştığımı yere bildirdim. İnşaatlarda birçok insan mecburiyetten çalıştığı için can güvenliğini ikinci plana atıyor. Bu bizim başımıza geldi ve bence büyük bir ders oldu. Bundan sonra önce benim sağlığım, ondan sonra işim. Ailem üzüldü, iki kişi aynı anda oldu. Hatta bir daha bu konuyla ilgili çalışmamızı bile istemiyorlar. Ailede şu an sadece iki büyük kişi olarak çalışıyoruz, ailemizde çalışan yok. Bu durumdan dolayı biz mağduriyet yaşıyoruz ve çalışamıyoruz. Şu an bizim 3. derece yanık olduğundan dolayı, kalıcı izlerimiz kalacak. Ben biraz daha genç olduğumdan dolayı hafif atlatabilme şansım var ama babamın öyle bir şansı yok. Ya doku tazelenmesi olması lazım ya da vücuttan örnek alınması gerekiyor” şeklinde konuştu
"Babasının lezyonları daha fazla orada bir iz oluşumu söz konusu"
Baba oğulun durumuna ilişkin bilgi vererek, yanık durumlarında yapılması gerekenlere ilişkin konuşan Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Yanık Merkezi Sorumlusu Prof. Dr. Mustafa Turan, "İş ortamında çimento dökülürken bir çizmelerin üzerinden çimento aşıyor ve cilt kontağı oluşuyor. Cilt hasarıyla derin yanıklarla bize geldiler. Çimentonun tabi katkı maddeleri oluyor, bunları kullanırken çok dikkat etmek lazım. Özellikle eklem yerlerine gelebiliyor bazen orda ciltle uzun süre temaslarında ağır hasarlara, deri kayıplarına yol açabiliyor. Kısmen kimyasal yanığa giriyor bunlar deri kayıplarına derin olduğu zaman, özellikle babasının lezyonları daha fazla orada bir iz oluşumu söz konusu. Öyle bir bulaş olduğu zamanda bol su ile yıkıyoruz. Bu ürünlerde içerisinde hızlandırıcı birtakım hızlandırıcı ek malzemeler olabiliyor, o yüzden dikkat etmek lazım. Evlerde de çalışırken mutlaka koruyucu önlemler gözlük, eldiven, çizme giydiysek o çizmeyi aşmayacak şekilde cilt temasından kaçınılmasını öneriyoruz. Bu tarz hastaların bize sık sık başvurusu oluyor. Temasların süresi de burada önemli. Uzun süre dikkat edilmeyen durumlarda kısa çizmelerde eklem yerlerindeki uzun süreli temaslarda biz önemli cilt hasarları ile karşılaşıyoruz. Göze bulaşma durumlarında ve diğer organlarımıza geldiği zaman da bunların hızlı bir şekilde su ile temizlenmesi, oradaki kimyasal hasarın azaltılması ki ileri de vücudun onu en az hasarla en az iz bırakacak şekilde onarması açısından çok önemli. İş ortamlarında bu kimyasalları, yanıcı maddeleri kullanırken bunlara çok dikkat edilmesi lazım, çünkü bir anda her şey negatife dönebiliyor. Göz kayıpları, eklem, uzuv ve insan kayıplarıyla karşılaşmamak için çok dikkat etmemiz gerekiyor" diye konuştu.