Çocuk sahibi olamayan anne ve baba adaylarına müjde
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erol Tavmergen, çocuk sahibi olamayan anne ve baba adayları için yeni çalışmalar yaptıklarını ve sonuçların gebelik oranlarını arttırdığı müjdesini vererek, 'Bunların hepsi önümüzdeki günlerde hastalarımıza çok daha başarılı gebelik sonuçları vermemiz için yapılmış çalışmalar' dedi.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erol Tavmergen, çocuk sahibi olamayan anne ve baba adayları için yeni çalışmalar yaptıklarını ve sonuçların gebelik oranlarını arttırdığı müjdesini vererek, “Bunların hepsi önümüzdeki günlerde hastalarımıza çok daha başarılı gebelik sonuçları vermemiz için yapılmış çalışmalar” dedi.
TAJEV Türk Alman Jinekoloji Eğitim, Araştırma ve Hizmet Vakfı tarafından düzenlenen uluslararası katılımlı Türk-Alman Jinekoloji Kongresi’nin 14’üncüsü 28 Mayıs - 1 Haziran tarihleri arasında Antalya Kundu’daki bir otelde düzenlendi. Yaklaşık bin 500 davetlinin katıldığı kongrede, alanında uzman birçok yerli ve yabancı profesör, jinekolojideki gelişmeleri mercek altına aldı. Kongrenin konularından birisi ise çocuk sahibi olamayan anne ve babalar için, üreme tekniklerinde yeni gelişmeler oldu.
“Umut verici sonuçlar gördük”
14. Türk Alman Jinekoloji Kongresi Düzenleme Kurulu Üyesi, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erol Tavmergen, kongrede çok düşük sayıda yumurta elde edilen hastalarda alınabilecek ilave tedbirler ve bunların son bilimsel verilerin neler olduğu konusunda görüşmeler gerçekleştirildiğini ve umut verici sonuçlar gördüklerini ifade etti.
“Çocuk sahibi olma şansı artıyor”
Prof. Dr. Tavmergen, yumurtalıklara yönelik yapılan PRP, kök hücre uygulamaları, yumurtanın aktivasyonu ya da enerji sistemine yönelik yapılacak bazı girişimlerin, yumurta ve embriyo kalitesini arttırabilmekte, netice itibariyle de çocuk sahibi olma şansını yükseltebildiğini söyledi.
“Yaptığımız çalışmalar bunu destekliyor”
Embriyonun rahim içine tutulmasıyla ilgili de görüşlerini ifade eden Tavmergen, “Luteal faz adını verdiğimiz bir dönem vardır. Bu dönemde bireyselleştirilmiş yaklaşım önemli. Bizim de yaptığımız çalışmalar bunu destekliyor. Bu noktada progesteron hormonu üzerinde yapılan bazı ilaveler ya da östrojen hormonuyla olan dengesinin iyi ayarlanması, gerçekten embriyonun rahim iç tabakasına tutunmasını, oluşan gebeliğin de iyi bir şekilde devamı ve düşüklere engel olup canlı doğum elde edebilme bakımından oldukça iyi sonuçlar veriyor” diye konuştu.
“Kritik vakalar için çok önemli”
Sperm sayısı az olan ya da döllenmeyle ilgili sorunlarla halen karşılaşıldığını belirten Tavmergen, “Bunun için yapılan uygulamalar vardı ama şimdi piezoelektrik stimülasyon ile bir yumurtaya ve sperme yapılan uygulama döllenme şansını arttırabiliyor. Bu kritik vakalar için çok önemli olabiliyor” dedi.
“Gebelik oranlarını yüzde 50-60 artıyor”
Son zamanlarda rahim iç hacmi ve rahim tabakası yüzey ölçümünün arttırılmasına yönelik çalışmaların önem kazandığına işaret eden Tavmergen, ultrason ve MR’ın kullanılmasıyla rahimin T ve Y şeklinde oluşuyla karşılaştıklarını söyledi. Tavmergen, “Ultrason ve MR kullanılmasıyla dikkatimizi çeken bir konu daha var. Rahimin T şeklinde oluşu ya da Y şekilli oluşu. Bu rahimlerde az bir rahim iç hacmi oluyor. Bunların histeroskopik yöntemle genişletilmesine yönelik ve rahim iç tabakasında yapışıklığı engelleyici bazı bariyer jellerin kullanılmasıyla oldukça başarılı sonuçlar elde edilmeye başlanıldı. Gebelik oranlarının yaklaşık yüzde 50-60 civarında arttırılabildiğini de yaptığımız vaka seyirlerinde gösterdik” ifadelerine yer verdi.
“Gebelik oranlarını arttırıyoruz”
Bir farklı problemin ise rahim iç tabakasının bağışıklığı ve embriyoyu kabul etmesi olduğunu kaydeden Tavmergen, “Embriyo ve rahim iç tabakası kalınlığı gayet iyi olabilir ama yine de gebelik olmayabilir. Bu tür tekrarlayan başarısızlıklarda bazen anne adayının rahim iç tabakasındaki embriyoya karşı bağışıklık problemleri, onu yabancı bir cisim gibi hissetmesini NK hücre panelini ve kır genlerini araştırarak ortaya koyuyoruz. Bunların pozitif olması halinde monosit kültürü ile elde edilen hücrelerin rahim iç tabakasına uygulanması gibi bazı yöntemlerin kullanılmasıyla gebelik oranlarını arttırıyoruz. Bunların hepsi önümüzdeki günlerde hastalarımıza çok daha başarılı gebelik sonuçları vermemiz için yapılmış çalışmalar” diye konuştu.