- Haberler
- Sağlık
- Doğum Uzmanları: 'Çikolata kisti çocuk sahibi olamayan kadınlarda daha sık görülebilir'
Doğum Uzmanları: 'Çikolata kisti çocuk sahibi olamayan kadınlarda daha sık görülebilir'
Halk arasında çikolata kisti olarak bilinen endometriozisin doğurganlık yaş grubundaki kadınların yüzde 10'unu etkileyebildiğini belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Erhan Yavuz, 'Rahmin içini döşeyen endometrium tabakasının rahmin dışında başka bir bölgede büyümesi sonucu gelişen iyi huylu yaygın bir hastalık olan endometriozisin doğurganlığı azalttığı kanıtlanmasa dahi çocuk sahibi olmak isteyip gebe kalamayan kadınlarda yüzde 30-50 oranında görülebilmektedir' dedi.
Halk arasında çikolata kisti olarak bilinen endometriozisin doğurganlık yaş grubundaki kadınların yüzde 10’unu etkileyebildiğini belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Erhan Yavuz, “Rahmin içini döşeyen endometrium tabakasının rahmin dışında başka bir bölgede büyümesi sonucu gelişen iyi huylu yaygın bir hastalık olan endometriozisin doğurganlığı azalttığı kanıtlanmasa dahi çocuk sahibi olmak isteyip gebe kalamayan kadınlarda yüzde 30-50 oranında görülebilmektedir” dedi.
Medical Park Ordu Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Erhan Yavuz, kadınlarda görülen çikolata kisti hakkında uyarılarda bulundu.
Üreme çağındaki kadınlarda daha sık rastlanıyor
Çikolata kistinin genelde üreme çağındaki kadınlarda daha sık görüldüğü söyleyen Opr. Dr. Erhan Yavuz, “Adet gören veya görmeyen kadınlarda, rahimi alınmış, menopozda olan kadınlarda veya henüz adet olmamış ergenlerde de bu hastalığa rastlanılmaktadır” diye konuştu. Opr. Dr. Yavuz, “Çikolata kistinin sıklığının belirlenmesi zordur çünkü kadınların çoğunluğu klinik olarak belirti vermez ve görüntüleme yöntemlerinin tanıdaki duyarlılıkları düşüktür. Rahmin içini döşeyen endometrium tabakasının rahmin dışında başka bir bölgede büyümesi sonucu gelişen iyi huylu yaygın bir hastalık olan endometriozisin doğurganlığı azalttığı kanıtlanmasa dahi çocuk sahibi olmak isteyip gebe kalamayan kadınlarda yüzde 30-50 oranında görülebilir. Halk arasında çikolata kisti olarak bilinen endometriozisin doğurganlık yaş grubundaki kadınların yüzde 10’unu etkileyebilir. Hastalıkta enkesintanı yöntemi histolojik tanı için biyopsili veya biyopsisiz laparaskopidir” ifadelerini kullandı.
Bu belirtilere dikkat edilmeli
Çikolata kisti olan hastaların en sık başvuru nedenin şiddetli ağrılar olduğunu dile getiren Opr. Dr. Erhan Yavuz, şunları söyledi:
“Şikâyetler oluşan lezyonların yerleşim yerine göre değişecektir. Adet sancısı, adet düzensizliği, karın ve kasık ağrısı, infertilite (çocuk sahibi olmakta güçlük), cinsel ilişki sırasında ağrı, cinsel istekte azalma, bağırsak şikâyetleri (ishal, kabızlık, ağrılı dışkılama), işeme problemleri, bel ve kalça ağrısı, karında şişkinlik, adet döneminde oluşan solunum zorlukları gibi birbirine benzemeyen pek çok yakınmanın kökeninde çikolata kisti olabilir. Hastalarda en sık başvuru nedeni ağrıdır. Şikâyetler, oluşan lezyonların yerleşim yerine göre değişecektir. Pelvik ağrı ve infertilite ile başvuran hastaların yüzde 30-50’sinde karşımıza çikolata kisti çıkmaktadır.”
Akciğerlerde bile görülebilir
Opr. Dr. Erhan Yavuz, ilk olarak 19’uncu yüzyılın ortalarında tanımlanan çikolata kistinin en sık karın boşluğu zarında olmak üzere, yumurtalıklarda, tüplerde, üreterde, daha nadir olarak da mesanede, anal kanal veya bağırsaklarda, vajinada hatta akciğerde bile görülebileceğini söyledi. Östrojen bağımlı bir hastalık olan çikolata kistinin oluşumunu açıklayan birçok teoriolmasına rağmen hiçbirinin tek başına açıklama getiremediğinin altını çizen Opr. Dr. Erhan Yavuz, “Bu teoriler menstruasyon (adet görme) sırasında endometrial dokuların tüpler vasıtasıyla karın boşluğu içine yayılması, çölomik metaplazi, embriyonik kalıntı teorisi, immunolojik teori, lenfatik -vasküler yayılım, çevresel faktörler ve genetik (ailevi yatkınlık) faktörlerdir. Peritoneal yüzeye yapışan endometrial hücreler doku içine yayılıp, vücudun savunma sistemini uyararak damarlanma artışına neden olup hücre çoğalması sonucu ortaya çıkmaktadır” şeklinde konuştu.
Gebe kalınamaz düşüncesi yanlış
Çikolata kisti ile kısırlık arasındaki bağlantıyı açıklamaya çalışan birçok mekanizmanın tarif edildiğini ancak bunlardan hiçbirinin doğurganlığı azalttığının kesin kanıtlanmadığını ifade eden Opr. Dr. Erhan Yavuz, şu bilgileri paylaştı:
“Şiddetli formlarında ilişki olduğu ileri sürülse de hafif formlarında infertiliteye sebep olduğuna dair destekler azdır. Pelvik anatominin bozulması (karın içinde yaygın yapışıklıklar), periton sıvısının yapısının değişmesi, yumurtanın gelişimi ve yapısının bozulması, döllenen yumurtanın rahim içine yerleşiminin bozulması bunlardan bazılarıdır. Hastadan hastaya farklı yaklaşımlar olsa da çikolata kisti olan bir kadında çocuk isteği olduğunda önce gebelik için biraz zaman tanıyıp, gebelik elde edilemezse yardımcı üreme yöntemlerine başvurulması önerilmektedir. Çikolata kisti olan bir kadında kendiliğinden gebe kalınamaz düşüncesi doğru değildir.”
Tanısı zor konulabilir
Hastalığın tam kür sağlayıcı bir tedavisinin olmadığından bahseden Opr. Dr. Erhan Yavuz, “Tedavideki amacımız; bulguları iyileştirmek, hastalığın yeniden oluşumunu önlemek ve endometriotik lezyonları yok etmektir. Çikolata kisti östrojen bağımlı bir hastalık olduğundan hastalığın oluşumunu engellemek ve şikâyetlerin gerilemesini sağlamak, düzenli egzersiz yaparak, kafein ve alkol alımını sınırlayarak ve vücut yağ oranını azaltarak östrojen seviyesinin düşmesini sağlayarak mümkündür. Çikolata kisti, özellikle yumurtalıklarda saptanan tipik görünümlü kistler yokluğunda tanısı zor konulan bir hastalıktır. Bunun için bütün kadınların yıllık kontrol muayenelerini yaptırmaları önemlidir” diyerek sözlerini noktaladı.