Düşük maaşlı memurları sevindiren düzenleme emeklileri üzdü
Kamu personelini ilgilendiren her düzenleme yeterince analiz yapılmadan yürürlüğe konulursa istenmeyen sorunlara yol açabiliyor. Son zamanlarda memurlar için yapılan seyyanen zam düzenlemesi, emekliler arasında endişe ve sıkıntı yaratmış durumda. Kamu personel rejimi alanındaki duayen isim Ahmet Ünlü konuyu derinlemesine analiz ediyor.
Kamu personelini ilgilendiren her düzenleme yeterince analiz yapılmadan yürürlüğe konulursa istenmeyen sorunlara yol açabiliyor. Son zamanlarda memurlar için yapılan seyyanen zam düzenlemesi, emekliler arasında endişe ve sıkıntı yaratmış durumda. Kamu personel rejimi alanındaki duayen isim Ahmet Ünlü, söz konusu düzenlemenin detaylarına ve beraberinde getirdiği sorunları analiz etti.
Ünlü'nün aktardığına göre, 7456 sayılı Kanunun 28. maddesiyle memurlara ve diğer kamu görevlilerine 15.965 gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpılması sonucu belirlenen tutarda ilave ödeme yapılması kararlaştırılmıştı. Bu düzenleme, ilk bakışta düşük ücret alan memurları sevindirdi. Ancak her memura eşit tutarda maaş artışı yapılması, emekliler arasında dengesizliklere neden oldu.
Özellikle emekli maaşının ve ikramiyesinin maaş katsayılarına bağlı olarak artması, yapılan seyyanen artışın ödenen emekli maaşı ve ikramiyesini olumsuz etkilemesine yol açtı. Bu durum, tepkilere neden oldu ve emekliler arasında endişe ve memnuniyetsizlik yarattı.
Seyyanen artışın en fazla etkilediği alanlardan biri de emekli ikramiyesi oldu. Seyyanen artış nedeniyle emekli ikramiyesi düşük kalan memurlar, haklarının gasp edildiğini düşünmeye başladılar.
Ülke ekonomisinin durumu göz önüne alındığında, bu sorunun kısa vadede çözülemeyeceği anlaşılıyor. Ancak, bu durumun ortaya çıkardığı adaletsizliklerin giderilmesi için adımlar atılması gerekiyor. Kamu personeli sistemi üzerinde yapılacak her değişiklik öncesinde çok boyutlu düşünmek ve adaletli bir yaklaşım sergilemek önem arz ediyor.
Sonuç olarak kamu personeli üzerinde yapılan düzenlemelerin, hem çalışanları hem de emeklileri adil bir şekilde kucaklaması ve dengeli bir yapıya sahip olması beklenen bir durum. Emeklilerin haklarına saygı gösterilerek, gelecek düzenlemelerin daha dikkatli bir şekilde yapılması önem arz ediyor.
Ahmet Ünlü'nün köşe yazısı şöyle:
Düşük maaşlı memurları sevindiren düzenleme emeklileri üzdü
Daha önceki yazılarımızda ifade ettiğimiz üzere kamu personelini ilgilendiren her düzenleme yeterince analiz yapılmadan yürürlüğe konulursa istenmeyen birçok soruna yol açmaktadır. Özellikle memurlar için getirilen seyyanen zam düzenlemesi emeklileri sıkıntıya soktu. Bu yazımızda konuyu açıklamaya çalışacağız.
Kanunda yer alan düzenleme emekli memur maaşlarında niçin sorun oluşturdu?
7456 sayılı Kanunun 28 inci maddesi ile memurlara ve diğer kamu görevlilerine 15.965 gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarda ilave ödeme yapılması kararlaştırılmıştı. Bu durum ilk bakışta düşük ücret alan memurları sevindirdi. Belki de en düşük memur maaşı için söz verilen tutara en az maliyetle bu şekilde ulaşılabiliyordu. Ancak bu düzenleme birçok dengeyi bozdu. Düzenleme ile her memura eşit tutarda maaş artışı yapılmıştı.
Özellikle emekli maaşının ve ikramiyesinin maaş katsayılarına bağlı olarak artması nedeniyle yapılan seyyanen artış ister istemez ödenen emekli maaşı ve ikramiyesini olumsuz etkiledi. Bu durum da ister istemez tepkilere neden oldu. Belki düzenleme taban aylık katsayısı ağırlıklı yapılsaydı bu kadar sıkıntı oluşturmayacaktı. Yani taban aylık katsayısı artışıyla da istisnalar dışında her çalışana aynı oranda artış sağlanmış olacaktı. Ancak artış farklı bir yöntemle ve sistem dışına çıkılarak yapıldı.
Diğer yandan memur emeklileri için de farklı bir yöntemle artış sağlandı. 5510 sayılı Kanunun Ek 86 ncı maddesinde yapılan düzenleme ile kalıcı olarak emekli, adi malullük, vazife malullüğü aylığı ile dul ve yetim aylığı bağlananlara, ödenen aylıklar ve bu Kanunun ek 81 ve ek 85 inci maddeleri uyarınca yapılan ek ödemeler hariç aylıkları ile birlikte her ay itibarıyla yapılan ödemeler toplamının % 6,34’ü oranında ilave ödeme yapılması sağlandı. Ancak bu düzenleme bozulan dengeleri düzeltmeye yetmedi. Haliyle emekli maaş sistemi, maaş katsayısı ve taban aylık katsayısı üzerine kurgulandığı için kurgu değişince de sistemin ayarı bozuldu.
Seyyanen artış en fazla emekli ikramiyesini etkiledi
Yapılan seyyanen artış en fazla da emekli ikramiyesini olumsuz etkiledi. Emekli olacak birçok kamu görevlisi emekli ikramiyesinin düşüklüğünden dert yanmaya başladı. Bu durumun temel sebebi ise maaş katsayısı yerine seyyanen yapılan maaş artışı olmuştur. Daha önceki yıllarda memurlar böyle bir durumla karşılaşmadıkları için hala şaşkınlıklarını üzerlerinden atamadılar.
Ülke ekonomisinin durumunu da dikkate aldığımızda kısa vadede bu durumun düzeleceğini bekleyemiyoruz. Ancak ortada da ciddi bir sorun olarak durmaktadır. Demek ki kısa vadeli çözümler uzun vadeli hasarlar bırakıyormuş. Bu nedenle kamu personel sistemi üzerinde yapılacak her değişiklik öncesinde çok boyutlu düşünmeye ihtiyaç varmış.
Birçok EYT’liye verilen borçlanma hakkı bizlerden esirgendi
Daha önce söz verdiğim üzere okuyucularımızdan gelen sorunları paylaşmaya devam ediyoruz. Bir okuyucumuz bize göndermiş olduğu mesajda; “Kamuoyunda EYT yasası olarak bilinen 7438 yasa sonrası; Askerlik borçlanması yapan, SSK’lı ve Bağ-Kur’lu (İşçi, esnaf ve çiftçiler) yaptıkları askerlik borçlanması ile sigorta başlangıcını geriye doğru çekerek emeklilik hakkını elde ettiler.
Fakat, aynı askerlik borçlanmasını yapan biz Emekli Sandığı çalışanlarına (asker, polis ve memurlar) emeklilik hakkı verilmedi. Şuan 11200 pirim günümüz ve 25 yılı geçen Çalışma süremiz olmasına rağmen emeklilik hakkımız verilmiyor.
Bizler de bu vatan için askerlik yaptık. İşçiye, esnafa ve çiftçiye verilen askerlik borçlanması hakkının biz asker, polis ve memurlara da verilmesi için siz değerli büyüklerimizden destek bekliyoruz. Sosyal Güvenlik Kurumunun bu haksız uygulaması aynı zamanda Anayasanın eşitlik ilkesine de aykırı bir durumdur. Ayrıca Kamu Denetçiliği kurumu bizim lehimize karar verdi. Fakat SGK bunu da uygulamadı. Bu haksızlığın çıkacak olan torba yasa ile giderilmesini istiyoruz.”
Daha önceki yazılarım incelendiğinde EYT uygulamasının birçok soruna yol açacağını belirtmiş ve aleyhte yazılar yazmıştım. Muhalefetin hesapsız kitapsız vaatleri ve oluşan kamuoyu baskısı EYT düzenlemesinin çıkmasına sebep oldu. Bazıları muhalefetin niçin suçlu olduğunu soracaktır. Muhalefetin tamamı EYT için koro halinde düzenleme sözü verdiler. Yıllarca kabinede bakan olarak görev yapan Ali Babacan dahi EYT’lilere emeklilik sözü verdi. Halbuki EYT konusunda en tavizsiz bakan Ali babacandı. Sonuçta EYT düzenlemesi Meclisten ittifakla geçti ve kanunlaştı.
Maalesef şuan yaşadığımız ve ilerde de yaşayacağımız bir çok sorunun kaynağı EYT düzenlemesi olacaktır. Dünyanın en gelişmiş sistemleri dahi böyle bir sosyal güvenlik yükünü kaldıramaz. Okuyucumuzun paylaştığı sorun bunlardan sadece birisidir. Bir tarafta 11200 prim gün hizmeti olduğu halde emekli olamayanlar varken diğer yanda çok düşük primle emekli olanlar bulunmaktadır. Eşitlik sağlanmaya çalışılırken birçok adaletsizlik ortaya çıktı.
Anayasal eşitlik açısından bakıldığında bu mağduriyetin giderilmesi gerekmektedir. Ancak ortaya çıkan sorun sadece bu değil ki. Bir günle kanun kapsamına giremeyenlerde ister istemez hak arayışına başladılar. Ne diyelim Allah sonumuzu hayreylesin.
Emekliye ayrılan memurlar bekleme süresine tabi olurlar mı?
Belediye seçimlerine katılmak için bazı memurlar emekli olmayı tercih ettiler. Bu yolla hem emekli ikramiyelerini alıp seçim harcamalarında kullandılar hem de emekli maaşı aldılar. Şimdi de seçilememe durumunda bekleme sürelerine tabi olmadan tekrar memuriyete dönüp dönemeyeceklerini merak ediyorlar.
Emekliye ayrılan memurların istisnalar dışında kamu kurum ve kuruluşlarına dönüşleri oldukça zorlaştırılmıştır. 5335 sayılı Kanunun 30 uncu maddesi ile dönüşlerin nasıl olacağı ile şartları belirlenmiştir.
Belediyeler ile kararnameli görevler de istisna kapsamındadır. Yani emekli olan bir memur kararnameli bir göreve atanabileceği gibi belediyelerdeki memur kadrolarına da atanabilir.
Bunların istifa eden memurların tabi olduğu bekleme sürelerine tabi olmaları söz konusu değildir. Örnekle açıklamak gerekirse bir kamu kurumundan emekli olan bir memur bekleme süresine tabi olmadan kararnameli bir göreve atanabilir.
Yine belediyelerdeki memur kadrolarına da bekleme sürelerine tabi olmadan atanılması söz konusudur.