Hazineden TL'yi teşvikte GES adımı
Hazine ve Maliye Bakanlığından ekonomide atılacak yeni adımlara ilişkin açıklama geldi. vatandaşların tasarruflarını Türk lirasından değerlendirilmesinin teşviki ve yatırımcı tabanının genişletilmesi için Gelire Endeksli Devlet İç Borçlanma Senedi (GES) çıkarılacağını ve talep toplama işlemlerinin 15 Haziran'dan itibaren gerçekleştirileceği açıklandı.
Hazine ve Maliye Bakanlığı vatandaşların tasarruflarını Türk lirasından değerlendirilmesinin teşviki ve yatırımcı tabanının genişletilmesi için Gelire Endeksli Devlet İç Borçlanma Senedi (GES) çıkarılacağını ve talep toplama işlemlerinin 15 Haziran'dan itibaren gerçekleştirileceğini açıkladı.
Hazine ve Maliye Bakanlığı Türkiye Ekonomi Modeli çerçevesinde atılacak yeni adımların detaylarını açıkladı. Açıklamada vatandaşların tasarruflarını Türk lirasında değerlendirmesini teşvik ve yatırımcı tabanının genişletilmesi amacıyla GES çıkarılacağı ve senet toplama işlemlerinin 15 Haziran'dan itibaren gerçekleştirileceği aktarıldı.
Açıklamada şunlar kaydedildi:
“Bakanlığımızca vatandaşların tasarruflarını Türk lirası cinsi varlıklarda değerlendirebilmelerinin teşvik edilmesi ve yatırımcı tabanının genişletilmesi amacıyla, GES talep toplama işlemleri 15 Haziran 2022 tarihinden itibaren gerçekleştirilecektir. Senede ilişin talep toplama işlemleri ile senedin ihracı, kupon ve anapara ödemeleri bakanlığımız sitesinde yayınlanacak duyuruda belirtilecek bankalar aracılığı ile gerçekleştirilecektir. İhraç edilecek senetler 3 ayda bir yatırımcısına kupon getirisi sağlayacak olup kupon ödemelerinde asgari getiri garantisi olacaktır. Senedin kupon ödemesinde esas teşkil edecek getiri oranı ve vade yapısı ihraç duyurusunda ilan edilecektir. Senedin yatırımcıya sağlayacağı nihai getiri oranı, ihraç aşamasında bakanlığımız tarafından belirlenen getiri oranının, hasılat gerçekleşmeleri çerçevesinde hesaplanacak endeks değeri ile çarpılması yoluyla belirlenecektir.”
SPK'den de açıklama geldi
Bakanlığın açıklamasının ardından bir açıklama da Sermaye Piyasası Kurulundan (SPK) geldi.
SPK'nin "Finansal İstikrarın GüçlendirilmesineYönelik Tedbirler Hakkında Basın Açıklaması
Basın Açıklaması" şöyle:
"Bugün (09.06.2022) Hazine ve Maliye Bakanlığı resmi hesabından yayınlanan basın açıklamasında yer alan adımlar kapsamında;
Yurt içinde gerçekleştirilen halka arzlarda yurtdışından fon teminini özendirmek,
Şirketlerin yurt dışında sermaye piyasası aracı ihracı yoluyla fon temin etmelerini teşvik etmek amacıyla ilgili ihraçlarda SPK tarafından tahsil edilen ücretlerde indirime gidilmiştir.
Buna göre;
1) Halka açık olmayan şirketlerin sadece sermaye artırımı yoluyla paylarının ilk defa halka arz edilmesi işlemlerinde Kurul ücretlerinde;
a) Yurtdışı yatırımcılara tahsis edilen ve satışı yapılan tutarın sermaye artımına konu payların nominal değerinin en az %20’sine tekabül etmesi durumunda %50 oranında indirime gidilmesine,
b) Yurtdışı yatırımcılara tahsis edilen ve satışı yapılan tutarın sermaye artımına konu payların nominal değerinin en az %40’ına tekabül etmesi durumunda %90 oranında indirime gidilmesine,
c) Bu tür başvuruların öncelikli işlemlerden sayılarak ivedilikle sonuçlandırılmasına,
2) Yurtdışında ihraç edilecek pay dışındaki sermaye piyasası araçları ihraçlarında alınacak Kurul ücretlerinde %50 oranında indirime gidilmesine,
3) Halka açık olmayan şirketlerin yurtdışında paylarının ihraç edilmesi işlemlerinde Kurul ücreti alınmamasına karar verilmiştir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur."
Gelire endeksli senet nedir?
Hazine ve Maliye Bakanlığı'ndan gelen bilgi notunda yeni enstrümanla ilgili şu bilgiler verildi:Gelire endeksli senetler (GES): Devlet İç Borçlanma Senetlerinin çeşitlendirilmesi ve yatırımcı tabanının genişletilmesi amacıyla getirisi Kamu İktisadi Teşebbüsü statüsündeki bazı kuruluşların bütçeye aktarılan hasılat paylarına endekslenen senetlerdir.
Gelire endeksli senetler (GES), vatandaşların yatırımlarını TL cinsi varlıklara yönlendirebilmesi için alternatif bir araç olarak öne çıkmaktadır.
GES'lerin getirileri, gelir performansı güçlü olan ve bütçeye hasılat aktarımı yapan Kamu İktisadi Teşebbüslerinin gelirlerine endeksli olacaktır.
3 ayda bir ödenecek kuponlar için uygulanacak asgari getiri garantisi sayesinde, vatandaşların gelir paylarındaki değişimlerden olumsuz etkilenmesi önlenmiş olacaktır.
Bununla birlikte, GES'lere konu Kamu İktisadi Teşebbüslerinden bütçeye aktarılan hasılat performansı beklenenin üzerinde geldiğinde yatırımcılara ilave getiri sunulacaktır.
2009'a benzer uygulama
2009 yılında da o dönem Hazine Müsteşarlığı benzer bir enstrümanı kamuoyuna sunmuştu. O dönem gündeme gelen enstrümanın getirilerinin, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO), Devlet Malzeme Ofisi (DMO) ve Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü‘nden (KEGM) bütçeye aktarılan paylardan oluşması öngörülmüştü. Senetlerde minimum getiri garantisi olurken GES‘ler, 3 yıl vadeli 3 ayda bir kupon ödemeli TL cinsinden ve 3 yıl vadeli 6 ayda bir kupon ödemeli dolar cinsinden ihraç edilecek şekilde tasarlanmıştı.
Akşam saatlerinde açıklanacağı duyurulmuştu
Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından daha önce paylaşılan duyuruda, “Başta enflasyon ve döviz kuru olmak üzere gündemimizde yer alan bazı ekonomi başlıklarında, ekonomi yönetimimiz Türkiye Ekonomi Modeli çerçevesinde, hızlı ve çözüm odaklı adımlar atmaya devam edecek olup; atacağımız yeni adımlar silsilesi bu akşamdan itibaren Bakanlığımız ve ilgili kurumlarca kamuoyu ile paylaşılacaktır.” açıklamasında bulunulmuştu.
Bakanlık; yakın bir süre önce kısa vadeli çıkarlarının peşinde koşanların oluşturduğu tedirginlik ortamı sonrasında, 20 Aralık 2021’de spekülasyonla şişirilmiş Döviz kurunun bir günde ne kadar düştüğünü tüm dünyanın tecrübe etmiş durumda olduğunu belirterek, bu bağlamda tüm vatandaşların bu tecrübeyi unutmayarak bazı kesimlerin manipülatif çıkarlarını gerçekleştirmelerine imkan vermeden sağduyulu olmasında büyük fayda bulunduğunu duyurmuştu.
Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, Türkiye'nin dünyanın sayılı büyük ekonomileri arasında yer aldığı, serbest piyasa ekonomisi ilkelerini esas alarak güçlü temeller üzerinde yükselmeye devam ettiği vurgulanmıştı.
Açıklamada şunlar da kaydedilmişti:
"Ekonomimizin yakaladığı güçlü ve dengeli büyüme performansının daim kılınması hedeflenmektedir. Geride kalan 20 yıllık süreçte başta kamu maliyesi ve bankacılık sektörü olmak üzere elde ettiğimiz kazanımlar, ekonomimizin bu sağlam duruşunu desteklemektedir.
"Kamu maliyesinde sağlanan disiplinin oluşturduğu imkanlar, zorlu dönemlerde ekonomimiz için bir manevra alanı olarak kullanılmaktadır. Bankacılık sektörümüzün sağlam ve istikrarlı yapısı ise özel sektörümüzün ve hane halkımızın ihtiyaç duyduğu finansmanın kesintisiz ve daha da önemlisi uygun koşullarda sağlanmasına aracı olmaktadır. Güçlü sanayi altyapısı ile dinamik ve zorlu koşullara kolay adapte olabilen özel sektörümüz de büyüme ve kalkınma hedeflerimizi birer birer yakalamamızda kuşkusuz bizlere önemli bir destek vermektedir.
Yakın geçmişte tüm dünyayı etkileyen birçok ekonomik zorluktan Türkiye de etkilenmiştir. Bu sıkıntılı dönemlerin başında 2008 küresel finansal krizi ve onu takip eden 2011 Avrupa borç krizi akla gelmektedir. Türkiye ekonomisi, tüm bu dönemlerden dış şoklara karşı olan direnci sayesinde başarı ile büyüyerek ve daha da güçlenerek çıkmıştır.
Yakın dönemde salgının dünya üzerinde bıraktığı etkiler henüz tam anlamıyla silinememişken yakın coğrafyadaki savaşın küresel ekonomiyi çok daha zorlu bir sürece taşıdığı deneyimlenmiştir.
İçinden geçtiğimiz bu sıkıntılı döneme rağmen uyguladığımız politikalar ile bu süreci de başarıyla atlatacağımızdan şüphemiz bulunmamaktadır. Türkiye ekonomisinin bir serbest piyasa ekonomisi ve kambiyo rejiminin ise liberal olduğunu sorgulamak ve sorgulatmak için bir kısım çevreler eline geçen tüm fırsatları ne yazık ki pervasızca kullanmaya devam etmektedir. Son 6 yıldan bu yana ekonomimizde çeşitli olağanüstü tedbirlerin uygulanacağına dair bu spekülasyonlar, kasıtlı olarak ortaya atılmakta ve bizim değişmez ve vazgeçilmez serbest piyasa koşulları ilkelerimiz sorgulanmaya çalışılmaktadır.
Tüm dünyanın özellikle enerji ve tedarik zincirlerindeki aksamalar kaynaklı nedenlerden oluşan enflasyon probleminin Türkiye özelinde olabildiğince karamsar senaryolara dönüştürülmeye çalışılmaktadır. Yaklaşık 10 trilyon lira büyüklüğündeki Türkiye ekonomisinin başarısını dönemsel birkaç veri ile gölgelemeye çalışmak, ekonomiye ve potansiyelimize kelimenin tam anlamıyla haksızlıktır. Kısa vadeli çıkarlara odaklananların son 20 yıldır risk dediği her faktörü ülkemiz kısa bir süre sonra fırsata çevirmeyi başarmıştır. Bugünlerde de rasyonel olmayan söylemler eşliğinde döviz fiyatlarına dair spekülatif ve asılsız iddialarda bulunmaya devam edildiğini görmekteyiz.
Yakın bir süre önce kısa vadeli çıkarlarının peşinde koşanların oluşturduğu tedirginlik ortamı sonrasında, 20 Aralık 2021’de spekülasyonla şişirilmiş döviz kurunun bir günde ne kadar düştüğünü tüm dünya tecrübe etmiş durumdadır. Bu bağlamda tüm vatandaşlarımızın bu tecrübeyi unutmayarak bazı kesimlerin manipülatif çıkarlarını gerçekleştirmelerine imkan vermeden sağduyulu olmasında büyük fayda vardır.
Biz, vatandaşlarımızın bu art niyetli felaket tellallarına prim vermek yerine ülkemizin, milletimizin ve çocuklarımızın geleceğine yönelik gayretlerini devam ettireceklerine olan inancımızı bir gün bile azaltmadık. Bu bağlamda başta enflasyon ve döviz kuru olmak üzere gündemimizde yer alan bazı ekonomi başlıklarında ekonomi yönetimimiz, Türkiye Ekonomi Modeli çerçevesinde hızlı ve çözüm odaklı adımlar atmaya devam edecek olup atacağımız yeni adımlar silsilesi bu akşamdan itibaren Bakanlığımız ve ilgili kurumlarca kamuoyu ile paylaşılacaktır."