MEB ile TED arasında 'Okul Kütüphanelerinin Zenginleştirilmesi' protokolü imzalandı
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ile Türkiye Eğitim Derneği (TED) arasında 'Okul Kütüphanelerinin Zenginleştirilmesi' konulu protokol töreni gerçekleştirildi. Protokol ile yaklaşık bin 500 okula, Türk ve Dünya Klasiklerinden oluşan toplamda 150 bin kitaplık bir katkı sağlanacak.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ile Türkiye Eğitim Derneği (TED) arasında “Okul Kütüphanelerinin Zenginleştirilmesi” konulu protokol töreni gerçekleştirildi. Protokol ile yaklaşık bin 500 okula, Türk ve Dünya Klasiklerinden oluşan toplamda 150 bin kitaplık bir katkı sağlanacak.
Milli Eğitim Bakanlığınca okullar arası imkan farklılıklarını azaltmak amacıyla 26 Ekim 2021 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayesinde başlatılan "Kütüphanesiz Okul Kalmayacak" projesi 31 Aralık 2021 tarihinde tamamladı. Proje çerçevesinde kütüphanesi olmayan 16 bin 361 okula yeni kütüphane yapıldı. Yapılan yeni kütüphanelerle tüm okullardaki kitap sayısı da artmaya başladı. Projeden önce kütüphanelerde 28 milyon 677 bin 694 kitap varken bu sayı, yeni kütüphanelerin yapılması ve mevcut kütüphanelerin kitap açısından zenginleştirilmesi ile 60 milyona yükseldi. Bu çerçevede kurulan kütüphanelere katkıda bulunmak isteyen Türk Eğitim Derneği (TED) ile Milli Eğitim Bakanlığı arasında “Okul Kütüphanelerinin Zenginleştirilmesi” protokolü imzalandı. Bu protokol ile TED tarafından yaklaşık bin 500 okula ulaştırılmak üzere 150 bin kitaplık Türk ve Dünya Klasiklerinden oluşan eserler Milli Eğitim Bakanlığına verilecek.
“2 ay gibi kısa bir sürede 16 bin 361 bin kütüphane yaptık”
26 Ekim 2021 tarihinde başlayan ve 31 Aralık 2021 tarihinde tamamlanan “Kütüphanesiz Okul Kalmayacak” projesine atıfta bulunarak konuşmalarına başlayan Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, “Bildiğiniz gibi 26 Ekim 2021 tarihinde Emine Erdoğan hanımefendi himayesinde eğitimde fırsat eşitliğini artırmak, okullar arasındaki imkan farklılıklarını azaltmak için önemli bir adım attık. Attığımız bu adımla tüm okullarımızda 18 milyon öğrenciye eğitim veren tüm okullarımızda kütüphane olması amacıyla yola çıktı. Dedik ki, ‘Kütüphanesiz okul olmayacak.’ 2021 yılı sonu itibariyle böyle bir hedef ile ilk adımı 26 Ekim tarihinde attık. İnsanlar inanamadılar. Gerçekten kısa bir sürede tüm okullarda 57 bin 108 tane okulun, 855 bin dersliğin olduğu devasa bir eğitim sisteminde bu başarılabilir mi? Ama tüm çalışma arkadaşlarımız ile birlikte yoğun bir tempo ile 2 ay gibi kısa bir sürede 16 bin 361 bin kütüphaneyi yaptık. 2021 yılı sonu itibariyle bu ülkede aktif okullarımızda kütüphanesi olamayan hiçbir okul kalmadı” ifadelerini kullandı.
“Şuan itibariyle tüm okullardaki kitap sayımız 60 milyon”
Başlatılan proje çerçevesinde kurulan kütüphanelerin kitapla zenginleştirilmesi için de çalışmalarını yürüttüklerinin altını çizen Bakan Özer, “Sadece kütüphaneleri yapmadık. Aynı zamanda okullardaki kitap sayısını artırmak için de devasa bir çalışma başlattık. 26 Ekim’de bu süreci başlattığımız zaman okul öncesinden liseye kadar tüm okullarımızda 28 milyon kitap vardı. Şuan itibariyle tüm okullardaki kitap sayımız 60 milyon. Toplamda 60 milyon temel eğitimde 40 milyon kitabı olan bir eğitim sistemimiz var. Bu o kadar değerli bir şey ki. 26 Ekim’de bu süreç başlarken öğrenci başına 1.3 oranında kitap düşerken şuan da 3.3 oranında kitap düşüyor. 2022 yılı sonu hedefimiz 100 milyon kitaba ulaşmak ve bu hedefe de çok rahat ulaşacağız. Ulaştığımız zaman da öğrenci başına 1.3 oranında kitaptan 7 kitaba çıkmış olacağız. Biz istiyoruz ki öğrencilerimiz sadece akademik olarak değil, kültür, sanat ve sosyal beceriler ile de sürekli güçlenen, geleceğin Türkiye’sini inşa edecek tam yetenekli insan olma yönünde ilerleyen insanlar olsunlar” şeklinde konuştu.
“150 bin kitabımızı okullarımıza göndereceğiz”
TED ile imzalanan protokol anlaşmasının çok önemli ve değerli olduğunun altını çizen Bakan Özer, “Biz özel öğretim kurumlarını Milli Eğitim Bakanlığı’ndan ayrı bir sistem olarak değil, bizim mütemmim bir cüzümüz olarak değerlendiriyoruz. Birlikte bu ilkenin gençlerini yetiştirmek, gelecekte imkan sahibi insanlar olmaları için çaba sarf ediyoruz. Selçuk Bey dedi ki, ‘Biz bu sürece giriyoruz’ ve çok hızlı bir şekilde süreci nihayetlendirdiler. Sonrasında 100 kitap setinden oluşan ve bin 500 okulu kapsayan böylesine anlamlı bir işbirliğini son noktasına getirdiler. Yani 150 bin kitabımızı okullarımıza göndereceğiz. Ben kendilerine, derneğin yönetimine, TED camiasına sadece Milli Eğitim Bakanlığı değil, ülke için bu kadar önemli olan bir projede bizimle paydaş oldukları için en içten şükranlarımı sunuyorum” açıklamasında bulundu.
“Dezavantajlı okullarımıza her şeyin üzerinde bir önem vermeliyiz”
Eğitimde fırsat eşitliğinin çok önemli olduğuna, özellikle de son dönemlerde artan teknolojik ve dijital dönüşüm ile bu duruma daha çok önem verilmesi gerektiğine vurgu yapan TED Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu ise konuşmasında şunları kaydetti:
“Sayın Bakan’a TED ailesi olarak bizim de çorbada bir tuzumuz olabilir mi diye kendim bir başvuruda bulundum. Kendisine teşekkür ediyorum ki bu milletin çocuklarının okudukları okullara hizmet etmek için bize bir kapı açtılar. Unutmayalım ki bir ülkede sosyal adaleti zenginleri nasıl eğittiğiniz ile değil, dezavantajlı gruplara nasıl eğitimde fırsat eşitliğini sunduğunuz ile sağlarsınız. Bizim gibi genç nüfusu kalabalık olan ülkelerde genç nüfusun bir fırsat mı tehdit mi olduğu onlara verdiğiniz eğitim ile ölçümlenir. Burada yapmamız gereken şey yaşamın dijitalleştiği, teknolojiye dönüştüğü bir dünya düzeninde insan olmayı hatırlayacak eğitim sistemlerini kurgulayabilmektir. Maalesef 21’inci yüzyılda git gide insan olmaktan uzaklaşarak makinaların esiri, dijitalleşmenin kölesi olan bir süreç içerisinde yaşıyoruz. Onun içindir ki, dezavantajlı okullarımıza her şeyin üzerinde bir önem vermeliyiz. Biz 94 yıllık milli bir kuruluş olarak, bir sivil toplum örgütü olarak devletimizin bize verdiği her göreve hazır olduğumuzu açıkça buradan söylemek istiyorum. Çünkü 94 yıl önce bu güzel vatanda büyük önder Atatürk bu kurumu; misyoner okullarının yayıldığı, Türkiye’de her ilçeyi kapladığı bir noktada, dünya ile rekabet edebilecek milli gençler yetiştirmek için kurdu. Milli bir kuruluş olmak, sadece kolejler açarak okullar kurmak değildir, milletin çocuklarının hepsine dokunmaktır. Özellikle de dezavantajlı çocuklarımıza dokunmaktır. Biz kağıda dokunacak, okuyacak, eline aldığı kitaptan öğreneceği ile ufkunu genişletecek her çocuğumuzun bu ülkenin geleceği için bir fırsat olduğunu düşünüyoruz. Burada da özellikle dezavantajlılara, okullarımızın kütüphanelerine katkıda bulunmak bizim için Türk Eğitim Derneği için bir onurdur.”