- Haberler
- Eğitim
- Milli Eğitim Bakanı Özer: 'Yarından itibaren okullarda maske kullanımını kaldırmış bulunuyoruz'
Milli Eğitim Bakanı Özer: 'Yarından itibaren okullarda maske kullanımını kaldırmış bulunuyoruz'
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, yarından itibaren 18 milyon öğrenci ve 1,2 milyon öğretmenin bulunduğu okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve liselerde maske kullanım zorunluluğunu kaldırıldığını ifade etti.
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, yarından itibaren 18 milyon öğrenci ve 1,2 milyon öğretmenin bulunduğu okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve liselerde maske kullanım zorunluluğunu kaldırıldığını ifade etti.
Bir dizi ziyaret için Bartın’a gelen Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Valilik ziyaretinde açıklamalarda bulundu. Sağlık Bilim Kurulu’nun aldığı maske zorunluluğunun kaldırıldığı kararın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklandığını hatırlatan Bakan Özer, yüz yüze eğitimin önemine de dikkat çekti. Bakan Özer, "6 Eylül 2021 tarihi itibariyle bildiğiniz gibi 2021-2022 eğitim öğretim yılına kararlı bir şekilde tüm kademelerde yüz yüze eğitime kesintisiz bir şekilde devam ettik. Ve bu sürece bu gün itibariyle yeni bir evreye dönüşen bu süreci eğitimin tüm ortamlarında kesintisiz bir şekilde yüz yüze bir şekilde devam ettirmenin memnuniyeti içerisindeyiz. Biliyorsunuz bugün Cumhurbaşkanımız sağlık bilim kurulunun toplantısından sonra artık kapalı mekanlarda maske kullanım zorunluluğunu kaldırdığını açıkladı. Biz de Milli Eğitim Bakanlığı olarak yarından itibaren okul öncesinden ilkokula, ilkokuldan orta okula, ortaokuldan liseye kadar 18 milyon öğrencimizin eğitim aldığı tüm okullarda artık kapalı mekanlarda maske kullanımını hem öğrencilerimizden hem de öğretmenlerimizden kaldırmış bulunuyoruz. Bu süreç gerçekten çok zorlu bir süreç oldu. Özellikle yüz yüze eğitime bir buçuk yıl ara verdikten sonra kararlı bir şekilde yüz yüze eğitime başlayabilmek çok ciddi bir irade gerektiriyordu. Milli Eğitim Bakanlığı olarak özellikle iki nokta üzerinde ısrarla durduk. Birincisi okulların tüm toplumlarda olduğu gibi okulların ilk açılması ve son kapatılması gerektiği yerler olduğu gerçeği ikincisi de artık bir buçuk yıl aradan sonra yüz yüze eğitime verilen aradan sonra okulların açık kalmasının artık bir eğitim meselesi olmaktan çıkıp milli güvenlik meselesine dönüştüğüne ısrarla vurgulamamızdı. Gelinen noktada ne kadar isabetli bir karar verdiğimizi tüm toplum gördü. Bu gün Cumhurbaşkanımızın açıklamaları da bunu teyit etti. Elbette bu kolay bir süreç değildi. Türkiye’de eğitim sistemi yaklaşık 18 milyon öğrencinin, 1,2 milyon öğretmenin yer aldığı devasa bir sistem. Dolayısıyla bu süreçte Türkiye’nin normalleşmesi, okulların yüz yüze açık kalmasından geçiyordu. Bizim bu kararlı duruşumuz Türkiye’nin normalleşmesini hem kolaylaştırdı hem de hızlandırdı. Bu kolay bir süreç olmadı. Bakanlığımızın tüm bürokrasisine teşekkür ediyorum. Gece gündüz demeden illerdeki gelişmeleri beraber takip ettiler. Sınıflardaki vaka durumlarını temaslı durumlarını birebir takip ettiler. Sağlık Bilim Kurulu’na çok teşekkür ederim. Bize bu süreç içerisinde rehberlik yaptılar. Yine bu sürecin en büyük kahramanları eğitimin kahramanları olan sevgili öğretmenlerimiz. 1,2 öğretmenimize Bartın’dan şükranlarımı sunmak istiyorum" dedi.
"Gerekli önlemler alındığı zaman okullar en güvenli kurumlardır"
Yüz yüze eğitime devam etmenin bir milli güvenlik meselesi haline geldiğine dikkat çeken Bakan Mahmut Özer, mesleki eğitim camiasının salgın sürecindeki katkılarını hatırlattı. Okulların eğitimin ötesinde kişisel ve psikolojik gelişimi ve akran eğitiminin yapıldığı yerler olduğunu ifade eden Bakan Özer, şunları kaydetti:
"Bu süreçte okulların açık kalması için ne kadar fedakarlık gösterdiklerine hep birlikte şahit olduk. Çünkü maskelerle ders anlattılar. Aşılanma oranları sadece Türkiye ortalaması üzerinde gerçekleşmedi. Çoğu OECD ülkesinin öğretmenlerinin aşılanma oranının çok üzerinde bir aşılanma oranını Türk toplumuna örneklik olarak gösterdiler. Öğretmenlerimizle ben gurur duyuyorum. Öğretmenlerimiz sadece ders anlatımında fedakarlık göstermedi. Aynı zamanda tüm illerimizde valiliklerimizin koordinasyonuyla vefa çalışma gruplarıyla çok fedakarlık gösterdiler. Kendilerine vatandaşlarımızın yanında yer aldıkları onların dertleriyle hemhal oldukları için çok teşekkür ediyorum. Bu sürecin başka kahramanları vardı. Meslek eğitim camiası, Covid salgınının başlangıcından itibaren salgınla mücadeleyi kolaylaştıran maskeden dezenfektana yüz koruyucu siperlikten tek kullanımlık önlüğe, solunum cihazı, maske makinesi ve hızlı antijen kitine kadar bu süreçte mücadeleyi kolaylaştıracak tüm enstrümanları hızlı bir şekilde üretip vatandaşlarımıza ve sağlık çalışanlarına ücretsiz bir şekilde ulaştırdılar. Milli Eğitim Bakanı olarak şunu iddia edebilirim. Eğer bu süreçte mesleki eğitim aktif olmasaydı bu mücadelenin başlangıç evresi çok daha zor gerçekleşecekti. Tüm illerimizde valiliklerimizin, kaymakamlıklarımızın en yardımcısı bu maske, dezenfektan üretimine kadar her türlü üretim kapasitesini bu salgınla mücadele için kullanan mesleki eğitim okullarımız ve öğrencilerimiz oldu. Kara gün dostu olan mesleki eğitim camiasındaki öğretmenlerimize, okul yöneticilerimize ve öğrencilerimize şükranlarımı sunuyorum. İnşallah bu salgını bir daha yaşamayız. Artık unutulur gider. Ama tekrar farklı salgınlar veya olağanüstü koşullar olsa bile şu 7 aylık deneyim şunu gösterdi. Gerekli önlemler alındığı zaman okullar toplumlardaki en güvenli kurumlardır. En güvenli ortamlardır. Çünkü okullar sadece eğitimin ötesinde kişisel gelişimlerin, psikolojik gelişimin ve akran eğitiminin yapıldığı ve bir ülkenin geleceğini inşa eden gençlerin yetiştiği mekanlardır. Onun için bu mutlu anımızı artık Covid-19 salgını süreciyle alakalı yarından itibaren maskeleri de çıkarttığımız bu süreci bu şekilde başarılı bir şekilde tamamladığımızı tüm toplumumuza ifade etmekten büyük mutluluk duyuyorum. Bu süreçte valilerimiz, kaymakamlarımız, mülki idare amirlerimiz bizim en önemli paydaşlarımızdı. Kendilerine de minnettarız."