Serel yönetiminden işçi eylemlerine ilişkin açıklama
Manisa'da Elginkan Holding bünyesinde yer alan Serel Seramik fabrikasındaki eylemlere ilişkin açıklama yapan Elginkan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Gaye Akçen, iki sendika arasındaki çekişmenin kendilerine mal edildiğini belirterek, Ben kendim iş veren olarak sendika değiştirmek istiyorsam işçilerime, 'Birkaç sendika var, bunlardan birini seçelim' der birlikte hareket ederim. İnsanlar arasındaki diyaloglar budur. İki sendikanın çarpışmasından dolayı biz yara aldık' dedi.
Manisa’da Elginkan Holding bünyesinde yer alan Serel Seramik fabrikasındaki eylemlere ilişkin açıklama yapan Elginkan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Gaye Akçen, iki sendika arasındaki çekişmenin kendilerine mal edildiğini belirterek, "Ben kendim iş veren olarak sendika değiştirmek istiyorsam işçilerime, ’Birkaç sendika var, bunlardan birini seçelim’ der birlikte hareket ederim. İnsanlar arasındaki diyaloglar budur. İki sendikanın çarpışmasından dolayı biz yara aldık” dedi.
Manisa’da Elginkan Holding bünyesindeki Serel Seramik fabrikasında mesai saatlerinde 150 kişiyi organize ederek, iş bıraktıran 15 işçinin işten çıkarılması sonrası düzenlenen eylemlerle ilgili fabrika yönetimi tarafından basın toplantısı düzenlendi. İşçi eylemlerine açıklık getiren fabrika yönetimi, iki sendika arasında yaşanan gerginliğin kendilerine mal edilmek istendiğini ve bazı siyasi partilerin de bu duruma ön ayak olduklarını belirterek, eyleme katılan bazı işçilerin yeniden işbaşı yaparak fabrikada çalıştığını belirtti.
“İki sendikanın çarpışmasından dolayı biz yara aldık”
İki sendika arasında yaşanan gerilimin kendilerine mal edilmek istendiğini ifade eden Elginkan Holding A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Gaye Akçen, işçilerin haklarının verilmediği iddialarının gerçeği yansıtmadığını söyledi. İşçilerin ikramiyelerine kadar tüm haklarını verdiklerini kaydeden Akçen, bu süreçte üzerlerine atılan iddialara karşı ise üzüldüklerini belirtti. Akçen, “Elginkan’da bugüne kadar olmayan şeyler oluyor. Devir değişiyor, insanların görüşü değişiyor. Şimdi biz Çimse-İş ile 30 yıldır çalışıyoruz. Türk Metal Sendikası ile 30 yıldır çalışıyoruz. İkisi de Türk-İş’e bağlı birer sendika. Şu an bir sendikayla beraberken başka bir sendikayla görüşmek bizim ahlakımıza yakışmaz. Çimse-İş ile devam edeceğiz. Sözleşmemiz var. Bizde sadakat çok önemli. Zaten birbirimize sadık olamasak bu kadar zamandır kendileriyle devam etmezdik. Arkadaşların böyle ani hareketlerini yadırgadım, yakışmadı. Çünkü biz onları Elginkan’ın evladı gibi, evlatlarımız gibi gördük; birçok yerde olmayan nezaketleri gösterdik. Onlara gününde maaşını ödüyoruz, ikramiyelerini veriyoruz. Biz bunları yaparken senin sendikaya kızıp karşıma başka bir sendika getirmeni doğru bulmuyorum. O sendikacı kişiler de burada diğer sendikacının iş yerine müdahil olmaları centilmenlik anlaşmasına uymaz. Bu bir saygısızlıktır. Ben kendi işveren olarak değiştirmek istiyorsam işçilerime derim ’Birkaç sendika var, bunlardan birini seçelim’ der, birlikte hareket ederim. İnsanların arasındaki diyaloglar budur. İki sendikanın çarpışmasından dolayı biz yara aldık” dedi.
“O siyasi partilerdeki arkadaşların konuşmalarını kınıyorum”
Yaşananları bilmeden bazı siyasi parti temsilcilerinin kendileri hakkında ortaya attıkları iddiaları kınadığını söyleyen Akçen, “Bazı siyasi partili arkadaşlarımızın kendilerine göre işin aslını bilmeden, iki sendikanın çarpışmasını bilmeden sanki biz işçinin haklarını vermiyormuşuz gibi etrafta konuşmalar yapılınca incindim, çok üzüldüm. Ben kimsenin hakkını yemiyorum. Bilmeden, etmeden o siyasi partilerdeki arkadaşların bunları konuşmalarını esefle kınıyorum. Yaptıkları doğru değil. Gelsinler bize sorsunlar. Benim sandalyemin sallandığı söyleniyor. Ben vallahi hayatımda sallanan koltuğa oturmadım. Dört ayaklı koltuğa otururum. Çünkü orayı hak ediyorum. Benim sandalyem sallanamaz, çünkü rahmetli başkanımız yazmış. Ancak öldüğüm gün o sandalyeyi bırakabilirim. Dışardakilerin bunu bilmesi lazım. Elginkan Topluluğunun üstüne kimse çökemez. Yürek lazım. Elginkan sahipsiz bir topluluk değildir. İşçimle beraber koruyoruz biz burayı. Aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin devleti var. Hükümetim var benim. Önce Allah, sonra hükümetim korur beni. Ben 70 yıllık sanayiciyim, çöktürmem öyle kimseye. Varsa yüreği yetiyorsa çökecek adam gelsin benim karşıma. Burası bana, arkadaşlarıma, işçilerime emanet. Bunu bilecek herkes. Bunu konuşan zatın da akli dengesi yerinde değil herhalde. Onu dikkate almıyorum” ifadelerini kullandı.
“Burada zarara ve kayba uğrayacak olan çalışan arkadaşlarımız olacak”
Elginkan Topluluğuna bağlı Matel Hammadde Genel Müdürü Ercüment Arıcı da mevcut sendikayla 2 yıllık sözleşmeleri olduğunu ve işçilerin haklarını kaybetmemeleri için çalıştıklarını belirterek, “Arkadaşlar 3 temsilciyi kendi oylarıyla içlerinden seçtiler. Bu 3 temsilci 8 yıldır Çimse-İş’in buradaki temsilcisi. 1 tanesi baş temsilci, 2 tane de yardımcı temsilci. Geçen yıl Çimse-İş, İzmir bölge başkanını görevden aldı. Bizim buradaki arkadaşlar da kendilerini İzmir bölge başkanıyla çok yakın hisseden arkadaşlar. İzmir bölge başkanı gidince bunlar buradaki koltuklarını kaybetme korkusuna 8 yıldır temsilcisi oldukları sendikayı bu sefer eleştirmeye başladılar ki hala daha yasal olarak temsilci oldukları halde. Çimse-İş’ten ayrılmadan diğer sendikaya işçi toplamaya başladılar. Burada bunlar için Kristal-İş, Hak-İş, DİSK olmuş hiç önemli değil. Bu kişiler, fabrikadaki diğer arkadaşları da kendilerine çok iyi inandırdılar. Yetkili sendika Çimse-İş. Ben toplu sözleşmemi 2 yıl önce Çimse-İş ile yaptım ve 31 Aralık 2022 yılında bitiyor. Bu zamana kadar da onunla sürdürmek zorundayım. Tüm yan haklar, bunun içerisine ikramiye, ayakkabı parası, yakacak dahil hepsi Çimse-İş ile yapılan sözleşmede var olan şeyler. Bu yüzde 35 de Çimse-İş ile yapılan bir mutabakatın sonucu. Arkadaşlarımızın bunları alamama riskleri var. Sonuçta burada zarara ve kayba uğrayacak olan çalışan arkadaşlarımız olacak. İşletme olarak biz zarara uğramayız, hayatımızı sürdürürüz” dedi.
“İşçimize aylık 13 bin TL’leri bulan ödememiz var”
İşçilerin haklarını verdiklerini söyleyen Arıcı, “Bu işten çıkarılan 14-15 kişi, işçiyi mesai saati içerisinde tezgahını terk ederek, eylem yapmaya kışkırttıklarından dolayı işten çıkartıldılar. Mesai saatinde tezgahını terk edip, eylem yapmak işverene haklı fesih hakkı verir. Ben o gün orada toplanan 150 kişiyi de çıkarma hakkına sahiptim ama ben o yolu yapmam, çünkü kandırıldıklarını düşünüyorum. O 15 kişidir işte işten çıkarılanlar. 70 yıllık bir topluluğuz ve topluluğumuz prensipleri gereği her ne şekilde olursa olsun; istifa etmiş olabilir, atılmış ya da çıkmış olabilir kimse geri dönemez. Bizde yeni işe başlamış sendikalı bir arkadaşımız şu an her ay cebine giren net 10 bin TL’dir. Asgari ücret 5 bin 500 TL. Biz yüzde 4 fazlasıyla işe alıyoruz. Her ay o maaşın 3’te 1’i kadar ikramiye üzerine net olarak ilave oluyor. Biz de 16 maaş var, 12 değil. Ayrıca biz bu sene 2 bin 500 lira sadece bayram ikramiyesi verdik, hiçbir sendikal zorunluluğumuz yoktu. Yine hiçbir zorunluluğumuz yok iken 5 bin 500 TL banka promosyonu verdik. Bu yüzde 35’i de koyduğunuz zaman aylık işçimize 13 bin TL’leri bulan ödememiz var” diye konuştu.
"Bizim işimiz siyaset değil, bizim işim üretim ve yatırım"
Manisa ve Bilecik’te yeni fabrika yatırımları olduğunu aktaran Arıcı, "Manisa’daki yeni fabrika 300’e yakın istihdam sağlayacak. Bilecik’te de 2 bin 500’e yakın bir istihdam olacak. Orada 800 bin metrekare arsamız bulunuyor. Bizim işimiz siyaset değil, bizim işimiz üretmek, yatırım yapmak, istihdam oluşturmak ve vakıf temelleri gereği biz kazancımızın yüzde 80’ini yatırıma, yüzde 20’sini de eğitim ve bilime harcamak zorundayız. Elginkan Topluluğunun bugüne kadar ülkemizde yaptığı okullar belli. Yapıp devlete bağışladığımız liseler bugün Türkiye’de en yüksek puanla girilen liseler haline geldi. Mesleki teknik eğitim okullarımızdan bir tanesi Manisa’da. Bugüne kadar 600 binden fazla kişi mezun olarak sertifika aldı, meslek sahibi oldu” dedi.