Türkiye, 2. nükleer güç santraline malzeme ve ekipman temin etmeye hazır
Akkuyu Nükleer A.Ş. Üretim ve İnşaat Organizasyon Direktörü Denis Sezemin, Akkuyu Nükleer Güç Santrali Projesi'nde yer alan Türk tedarikçi ve şirketlerin artık hem Türkiye'nin 2. nükleer santral projesi olan Sinop Nükleer Güç Santrali için malzeme ve ekipman temin etmeye hazır olduğunu hem de başka ülkelerde gerçekleştirilecek nükleer güç santralleri için ürün temin edebilecek seviyede olduğunu söyledi.
Akkuyu Nükleer A.Ş. Üretim ve İnşaat Organizasyon Direktörü Denis Sezemin, Akkuyu Nükleer Güç Santrali Projesi’nde yer alan Türk tedarikçi ve şirketlerin artık hem Türkiye’nin 2. nükleer santral projesi olan Sinop Nükleer Güç Santrali için malzeme ve ekipman temin etmeye hazır olduğunu hem de başka ülkelerde gerçekleştirilecek nükleer güç santralleri için ürün temin edebilecek seviyede olduğunu söyledi.
Bu yıl T3 Vakfı tarafından düzenlenen TEKNOFEST’in finalleri Samsun-Çarşamba Havalimanı’nda yapılıyor. TEKNOFEST KARADENİZ’de yerini alan Akkuyu Nükleer Güç Santrali yetkilileri de festivaldeki stantta vatandaşları bilgilendiriyor. Yapımı devam eden Akkuyu Nükleer Güç Santrali Projesi hakkında bilgi veren Akkuyu Nükleer A.Ş. Üretim ve İnşaat Organizasyon Direktörü Denis Sezemin, “Bu yıl bizim için çok önemliydi çünkü birinci ünitenin yapımı açısından üst noktaya gelmiş bulunmaktayız yani hazırlık seviyesinden çok yüksekteyiz şu an. Mesela birinci giriş ünitesi reaktör bölümünde biz biraz önce kutup veya polar vinç dediğimiz ekipmanın kurulumunu yaptık. Dairesel bir vinç kurulumda ve şu an devreye alma çalışmaları sürüyor. Bunun yanı sıra yine birinci ünite reaktör bölümünde basınç kompansatör kurulumu için hazırlıklarımızı sürdürüyoruz ki bu reaktör tesisin çok önemli ekipmanlarından biri. Basınç kompansatörü kurulumu tamamlandıktan sonra biz reaktör iç koruma kabuğunu tamamen kapatmış olacağız. Yani kubbesini kapatarak sızdırmaz bir bölgeyi tamamlamış olacağız reaktör kurulumunda. Bu yılın sonuna doğru biz yol verme çalışmalarının çok önemli bir aşaması olan açık reaktöre su dökme aşamasına geçeriz. Bu da reaktör binası içerisinde montaj ve devreye alma çalışmalarının bizim için önünü açacaktır” dedi.
“Elektrik enerjisinin çıkacağı güç dağıtım sisteminde inşaat çalışmalarını fiilen tamamladık”
Güç dağıtım sisteminde inşaat çalışmalarını fiilen tamamladıklarını ifade eden Organizasyon Direktörü Denis Sezemin, “Birinci güç ünitesinin tribün bölümünde biz turbo jeneratör tesisinin ekipmanının kurulumuna başlamış olduk ki bu çok önemli. Teknolojik açıdan karmaşık ve sorumluluk gerektiren bir işlem. Turbo jeneratörün temelinde 46 vibrasyon yalıtımını sağlayan direk vardır. O turbo jeneratör tesisinin bu direklere tam oturtulması çok önemli. Santralde üretilecek olan elektrik enerjisinin çıkacağı güç dağıtım sisteminde biz inşaat çalışmalarını fiilen tamamlamış olduk ve artık aynı tesiste elektro teknik ekipmanların kurulumlarına şuan hazırız. İkinci güç ünitesinde biz bu yıl içerisinde reaktör basınç kabının kurulumunu yapmayı hedefliyoruz. Ayrıca ikinci güç ünitesinde pompa istasyonunun temel plakasının tamamlanmasını da bu yıl içerisinde hedefliyoruz. Ayrıca üçüncü güç ünitesi alanında çalışmalar planlandığı şekilde devam ediyor” diye konuştu.
“Dünyanın en büyük nükleer güç elektrik santralinin inşaatı haline geldik”
En büyük nükleer güç elektrik santrali inşaatı haline geldiklerinin altını çizen Denis Sezemin, “Özellikle detaylı olarak dördüncü güç ünitesinden de biraz bahsetmek istiyorum. Geçen yıl biz dördüncü ünitenin yapımı için inşaat lisansını aldık ve bu yıl fiilen çalışmalar başladı. Biz de bunun sayesinde dünyanın en büyük nükleer güç elektrik santralinin inşaatı haline geldik. Şu an hem reaktör bölümü, hem de tribün bölümü temel plakalarının betonarme çalışmaları, yani beton dökme ve inşaat güçlendirme çalışmaları devam etmektedir. Bütün inşaat alanlarında yapılan çalışmalarının yanı sıra genel inşaat yapı ve teşhis alanlarında da çalışmalar devam etmektedir. Deniz ve kıyı hidro teknik yapıları da bunların arasında. Önemli olan çalışmalar tatil, hafta sonları ve gece de dahil olmak üzere 7/24 olarak sürdürülmektedir” şeklinde konuştu.
“Birinci ünite inşaatını 2023 yılında tamamlamak için elimizden geleni yapıyoruz”
İlk ünite inşaatını 2023 yılında tamamlamaya çalıştıklarını vurgulayan Sezemin, “Özellikle bahsetmek gerekirse sahada 7 gün 24 saat çalışıyoruz. Çünkü anlaşma kapsamında biz bir üniteyi fiilen inşaat lisansını aldıktan sonra 7 yıl içerisinde devreye alma durumundayız. Biz de birinci ünite için lisansı 2018 yılı Nisan ayında almıştık. Fakat Türkiye ve Türk halkı için Cumhuriyet’in 100’üncü yılının ne kadar önemli olduğunun farkında olarak biz birinci üniteyi 2023 yılında inşaatını tamamlamak için elimizden geleni yapıyoruz. Bizim çok uluslu bir ekibimiz ki bu ekip yüzde 80 olarak Türkiye vatandaşlarından oluşuyor. Bu hedefe ulaşılması için elinden geleni de yapmaktadır. Çok iddialı bir zor bir hedef ama ulaşılabilir, biz de buna ulaşacağımıza eminiz. İnşaat ve montaj çalışmaları olarak Türk uzmanlarımız sahanın bütün alanlarında çalışmaktadır. Bunlar arasında betonarme çalışmaları, beton dökme çalışmaları, kalıp kurma çalışmaları, montaj çalışmaları ve her türlü inşaat çalışmaları yer alıyor. Üretim çalışmaları da dahil olmak üzere ki santral sahasında faaliyette olan 5 beton santralinin personelinin tamamı Türk vatandaşları. Aynı zamanda bizim sahamızda demir ve çelik atölyemiz var. Ve orada da personelleri yüzde 90’ı Türkiye vatandaşları ve onlar çok profesyonel, demir, metal konstrüksiyonları ve gömülü parçalar Türkler tarafından üretiliyor. Biz de Türk inşaatçılarının yeteneklerini ve profesyonelliklerini çok yüksek olarak değerlendiriyoruz” ifadelerini kullandı.
“300 genç nükleer mühendis yetiştirilmiştir”
Santralde mühendis yetiştirdiklerine de değinen Akkuyu Nükleer A.Ş. Üretim ve İnşaat Organizasyon Direktörü Denis Sezemin, “İkinci olarak Rusya’da nükleer mühendislik alanında eğitim gören Türk genç nükleer mühendisleri ki 2011-2022 yılları arasında şuan itibariyle yaklaşık 300 genç nükleer mühendis bu program kapsamında yetiştirilmiştir. Onların hepsi bizim şirkette yani Akkuyu Nükleer Şirketi’nde çalışmaktadırlar. Onlar hem fiilen nükleer santralin kurulumu, hem de montaj sonrası kontrol işlerine katılmaktadırlar. Yani fiilen daha sonra onlarca yıl içerisinde çalışacakları işyerlerinin kurulumunda kendilerinin de katkıları vardır. 2027 yılının sonuna kadar da 300 genç mühendis daha bizde o eğitimleri tamamlayıp biz de istihdam edilecektir. Ve onların hepsi faaliyette olan nükleer santralin hem reaktör bölümünde, hem tribün bölümünde çalışıyor olacaklardır” açıklamasında bulundu.
“Türk tedarikçi ve şirketler diğer nükleer santraller için ekipman ve malzeme temin etmeye hazırlar”
Edinilen tecrübeyle Türk tedarikçi ve şirketlerin yurt içi ve yurt dışındaki nükleer santrallere malzeme ve ekipman temin etmeye hazır olduğunun altını çizen Direktör Denis Sezemin, “Biz, Türk tedarikçilerin malzeme ve ekipman tedarikçileri kapasitesini yüksek değerlendiriyoruz. Projemiz kapsamında birkaç yıldır yerlileştirme süreci devam ediyor. Bunun sonunca birkaç bin maddeden oluşan malzeme ve ekipman listesi Türk şirketleri tarafından oluşturuldu. Örneğin fizik ve teknik özellikleri açısından özel olan inşaat demirlerinin yapımı ki bu demirler nükleer reaktör demirinde, duvarlarında ve döşemelerinde kullanılmaktadır. 2017’de projenin ilk aşamalarında bu demirleri Rusya’dan temin ediyorduk ama belli bir aşamadan sonra Türk üreticileri, sanayi kuruluşları bu malzemelerin yapımında tecrübe kazanıp, gerekli standartlara göre demir üretiyorlar. Biz artık bu demirlerin hepsini Türk tedarikçilerden sağlıyoruz. Hem satın alma gereksinimlerine hem de üretilen ürünlerdeki gereksinimleri Türk tedarikçilere anlatıyoruz. Bence şu an Akkuyu Nükleer güç Santrali Projesi’nde yer alan Türk tedarikçiler, şirketler artık hem Türkiye’nin 2. nükleer santral projesi olan Sinop Nükleer Güç Santrali için malzeme ve ekipman temin etmeye hazırlar. Hem de başka ülkelerde gerçekleştirilecek nükleer güç santralleri için ürün temin edebilecek seviyedeler. Çünkü kalitenin sağlanması açısından gereksinimler hem Türkiye’de hem de Rusya Federasyonu’nda birbirine benziyor. Nükleer güvenlik açısından gerekli güvenlik gereksinimleri yani Uluslararası Atom Enerji Kurumu’nun koyduğu kurallar tüm dünyada aynı” dedi.
“Projemizde 20 bin kişi çalışıyor ve bunların yüzde 80’ini Türkler oluşturuyor”
Projede çalışan 20 bin kişiden yüzde 80’inin Türk olduğuna da değinen Denis Sezemin, ayrıca şunları söyledi:
“Şu anda gözle gördüğümüz etkiler söz konusu. Mersin SGK İl Müdürlüğü Akkuyu Nükleeri bölgenin en büyük işvereni olarak belirledi. En çok sigorta primi ödeyen ve en çok engelli istihdam eden şirket biz olduk. O bölgede artık konut inşaatının ne kadar geliştiğini görüyoruz. Yeni konut ve tesisler sürekli olarak yapılıyor. Projemizde 20 bin kişi çalışıyor ve bunların yüzde 80’ini Türkler oluşturuyor. Bu çalışanlar arasında sadece bölge halkı değil Karadeniz ve birçok bölgeden de Türk çalışıyor. Bu uzman ve işçiler aldıkları gelirlerle kendilerine ve ailelerine destek oluyorlar. Edindiğimiz tecrübeler ışığında faaliyette olan nükleer santralde çalışan 1 kişi için yan sektörlerde ilaveten 10 kişilik bir istihdamın oluşturulması söz konusu oluyor. Nükleer santral faaliyetteyken o bölgedeki nüfus artışı yaklaşık yılda 30 bin kişi olacaktır. Bunlar sadece çalışan değil, vergi ödeyen ve o bölgede hizmet satın alan kişiler olacak. Akkuyu Nükleer ile işbirliği yaparak orta ve küçük boyuttaki iş alanları bölgede çok ciddi bir gelişim sağlıyor.”