• Haberler
  • Memur
  • Sınıfta kulaklıkla müzik dinleyip uyuyan öğretmenden rol model olur mu?

Sınıfta kulaklıkla müzik dinleyip uyuyan öğretmenden rol model olur mu?

Danıştay'ın kararı, Antalya'da görev yapan bir öğretmenin sınıfta kulaklık takarak müzik dinlemesi ve uyuması gibi davranışlarına ilişkin aldığı karar emsal teşkil edecek nitelikte. Konuyu kamu personel rejimi alanındaki deneyimli isim Ahmet Ünlü gündeme taşıdı

Öğretmenlik mesleğindeki ciddiyetin ve sorumluluğun önemi, Danıştay'ın Antalya'da görev yapan bir öğretmenin hizmet sınıfı değiştirilerek memur olarak atanmasıyla ilgili kararıyla bir kez daha vurgulandı. Danıştay'ın kararı, Antalya'da görev yapan bir öğretmenin sınıfta kulaklık takarak müzik dinlemesi ve uyuması gibi davranışlarına ilişkin aldığı karar emsal teşkil edecek nitelikte. Konuyu kamu personel rejimi alanındaki deneyimli isim Ahmet Ünlü Yeni Şafak'taki köşesinde gündeme taşıdı.

Ünlü'nün aktardığı üzere, Danıştay'ın kararının ardında yatan süreci anlamak için öncelikle, Antalya ili Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde görev yapan davacı öğretmenin sınıftaki davranışlarına bakalım.

Dava dosyasında, öğretmenin sınıfta kulaklık takarak müzik dinlemesi ve uyuması gibi davranışlarının, eğitim-öğretim ortamını olumsuz etkilediği ve mesleki sorumluluklarını yerine getiremediği belirtiliyor. Bu durumun, uzun süredir devam ettiği ve öğretmenin defalarca uyarılmasına rağmen düzelme sağlanamadığı mahkeme dosyasında yer alıyor.

İlk derece mahkemesinin kararında, öğretmenin sınıftaki davranışlarının eğitim-öğretim ortamını olumsuz etkilediği ve mesleki sorumluluklarını yerine getiremediği vurgulanıyor. Karar temyiz edilince dosya Danıştay'a intikal ediyor.

Danıştay 2. Dairesi'nin verdiği kararda öne çıkan nokta, öğretmenlik mesleğinin gerektirdiği standartlara uymayan davranışların ciddiyeti ve önemi. Danıştay, yerel mahkemenin kararının  yasal mevzuata uygun olduğu ve temyiz yolunun kapalı olduğuna hükmetti.

Danıştay'ın kararının ardından, öğretmenlik mesleğinin önemi ve gerekliliği bir kez daha tartışma konusu oldu. Öğretmenlerin mesleki yeterlilikleri ve davranışlarına ilişkin daha sıkı denetimlerin yapılması gerektiği vurgulanırken, sistemindeki eksikliklerin giderilmesi çağrısı yapıldı.

Sonuç olarak, öğretmenlik mesleğinin önemi ve sorumlulukları herkesçe kabul edilirken, sorunlu öğretmenlerin mesleki standartları karşılayamaması durumunda hizmet sınıfı değişikliği gibi adımların atılması gerektiği belirtiliyor. Gelecek nesillerin eğitiminde önemli bir rol oynayan öğretmenlerin mesleki yetkinliklerinin korunması ve eğitim kalitesinin artırılması için çaba harcanması gerektiğine işaret ediliyor.

Ahmet Ünlü'nün yazısı:

Danıştay: Rol model olamayan öğretmenin hizmet sınıfı değiştirilmesini onayladı

Öğretmenlik oldukça zor ve bir o kadar da keyifli bir meslektir. Bu nedenle hakkıyla bu mesleği yapanlara ne kadar ücret verilirse verilsin hakları ödenemez. Ancak bir de istemesek de sistemde sorunlu öğretmenler yer almaktadır. Bugünkü yazımızda hakkında yürütülen soruşturma sonucunda hizmet sınıfı değiştirilen öğretmenin açmış olduğu dava ile neticesini yorumlamaya çalışacağız.

Öğretmen sınıfta kulaklık takarak müzik dinliyor
Danıştay 2. Dairesinin Esas No : 2021/18439, Karar No : 2022/1101nolu kararı ile Eğitim ve Öğretim Hizmetleri Sınıfında görev yapan öğretmen hakkında açılan soruşturma sonucunda memur olarak atanmıştır.


Antalya ili, … Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde "Öğretmen" olarak görev yapan davacının, hakkında yürütülen soruşturma sonucunda getirilen teklife istinaden, hizmet sınıfı ve kadro unvanı değiştirilerek Antalya İl Milli Eğitim Müdürlüğü emrine "Memur" olarak atanmasına ilişkin … günlü, … sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

İlk derece mahkemesi kararında neler yer alıyor?
… İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararla; dava dosyasında mevcut bilgi, belge ile soruşturma raporunda alınan ifadelerin birlikte değerlendirilmesinden, soruşturmaya konu olan fiillerin davacı hakkında düzenlenen soruşturma raporuyla sabit olduğu ve sübut bulan davacının;

1- Sınıfta kulaklık takarak müzik dinlemek, uyumak ve/veya kafasını masaya koyarak uyur şekilde zaman geçirmek gibi aşırı rahat davranışlarının eğitim-öğretim için gerekli olan sınıftaki psikolojik ortamı, sınıf düzeni ve disiplinini olumsuz etkilediği ve bir öğretmen için kendisinden beklenen öğrencilere olumlu örnek olma, rol- model teşkil etme tutum ve davranışları ile bağdaşmayacağı, davacının kendisine verilen sınıfların derslerini yıllık plan ve öğretim programına göre okutmakla, ders saatlerini olabildiğince etkili ve verimli geçirmekle yükümlü olduğu halde söz konusu görevini tam olarak yerine getiremediği anlaşılmakla,


2- Sınıf hakimiyetindeki başarısızlığının ise 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'nun 43. maddesine göre, öğretmenlik mesleğine hazırlık başlıkları arasında sayılan özel alan bilgisi ve pedagojik formasyon kapsamında olduğu, sınıf yönetimi ve hakimiyeti konusunun özel alan bilgisi, derse hazırlık, planlama, öğrencilerin derse ilgi ve dikkatlerinin çekilmesi, etkili iletişim, uygun öğrenme ortamı hazırlama, araç-gereç getirme, doğru öğretim-yöntem tekniği seçimi gibi süreçleri de içerdiği dikkate alındığında, bu durumun davacının mesleki anlamda yetersizliklerini ve sınıf düzeni/yönetimi ile ilgili görev ve sorumluluğunu yerine getiremediğini göstereceği,

3- Bu durumların davacının aday öğretmen olarak göreve başladığı 2013 yılından bu yana devam ettiği ve kendisine gerek okul müdürü gerekse aday rehber öğretmeni tarafından defalarca rehberlik yapılmasına rağmen bu konuda bir gelişme sağlayamadığı anlaşılmış olup, davacının yürüttüğü hizmetin önem ve özelliği de göz önünde bulundurulduğunda kamu yararı ve hizmet gerekleri gözetilerek tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, gerekçeleriyle davanın reddine hükmedilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi istinaf başvurusunu reddetmiştir
… Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin temyize konu kararıyla; istinaf başvurusuna konu kararın usul ve hukuka uygun olduğu ve kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığı belirtilerek davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.


Danıştay 2. Dairesi konuya nasıl yaklaşmıştır?
Danıştay 2. Dairesi temyiz başvurusunu reddederek verilen kararı onamıştır. Ret kararında şu ifadelere yer verilmiştir;

Belli bir meslekten, kamu görevinden veya öğrencilik statüsünden çıkarılma sonucunu doğuran işlemlere karşı açılan iptal davaları. ...' düzenlemesi uyarınca; Antalya ili, … Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde öğretmen olarak görev yapan davacının, hizmet sınıfı ve kadro unvanı değiştirilerek Antalya İl Milli Eğitim Müdürlüğü emrine memur olarak atanmasına ilişkin dava konusu işlemin, yukarıda anılan Kanun'un 46/c maddesinde ifade edilen 'belli bir meslekten çıkarılma sonucunu doğuran işlem' olarak değerlendirilemeyeceği, anılan ifadeden meslek grupları için ilgili hukuki metinlerinde ayrıca düzenlenmiş olan 'meslekten ihraç' veya 'mesleki faaliyetini durdurma' cezalarının anlaşılması gerektiği, bu nedenle kararın temyiz yolu açık olmayan 'kesin' kararlardan olduğu sonucuna varılmakla, temyiz isteminin incelenmesine yasal olanak bulunmadığı ve davacının temyiz isteminin incelenmeksizin reddedilmesi gerektiği' yolundaki ayrışık oylarına karşılık, dava konusu uyuşmazlığın, 2577 sayılı Kanun'un 46/c maddesi kapsamında, temyize tabi olduğuna oyçokluğuyla karar verilerek işin esasına geçilmiş ve ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu ret kararının uygun olduğunu düşünerek kararı onamıştır.

Bir de kararın bozulduğunu düşünsenize. Bu öğretmen tekrar derslere girecek ve öğrencilerle baş başa kalacaktır. Kararda yer alan bilgilere göre tam bir facia.


Acaba bu öğretmen kaç yıl bu davranışları sergiledi?
Daha önceki yazılarımızda öğretmen alımında Çarşı ve Mahalle Bekçiliği alımı kadar özen gösterilmediğine değinmiştik. Zira Çarşı ve Mahalle Bekçiliğine Giriş Sınavı Yönetmeliği’ne göre sözlü sınav komisyonunda psikolog veya rehberlik ve psikolojik danışmanlık bölümü mezunu olan bir kişinin olması zorunludur. Maalesef öğretmen alım komisyonlarında bu tür zorunluluklar bulunmamaktadır. Öyle olunca da geleceğimizi emanet ettiğimiz öğretmenler arasından sıkıntılı olanlar çıkabilmektedir. Bazı şeylerin telafisi olabilir ama sıkıntılı öğretmenin eğitiminden geçen öğrencilerin geçirdiği sürelerin telafisi olmamaktadır.

Danıştay kararında geçen ifadeler açıkça göstermektedir ki maalesef sistem içerisinde bu tür öğretmenler hala görev yapmaktadır. Bazen iyi niyetle bazen de sorunu başkaları çözsün beklentisi ile müsamaha edilmektedir. Normal şartlar altında sorunlu olan öğretmenleri hem veliler hem de okul idaresi bilmektedir. Nitekim okul müdürlüğü yapan bir arkadaşıma sorunlu öğretmenlerin bilinip bilinmediğini sorduğumda herkesin bildiğini ama çoğu zamanda bir şey yapılamadığını ifade etti. Doğrusu üzüldüm. Getirilecek objektif kriterlerle sorunlu öğretmenlerin hizmet sınıfı değişikliği suretiyle sistem dışına çıkarılması gerekmektedir. Elbette öğretmenlerin de incitilmemesine özen gösterilmelidir.

Sonuç olarak bu öğretmenin kaç yıl sistemde kaldığını bilmiyoruz. Bu öğretmenin derslerine girdiği öğrencilerin kayıp yılları nasıl ve kimler tarafından telafi edilecektir. Belli ki telef olan yılların telafisi oldukça zordur. Bu nedenle Bakanlığın sarraf terazisi hassasiyetiyle hareket ederek öğretmenleri sürekli olarak gözleme tabi tutarak öğretmen olarak kalmalarında sakınca bulunanları itibarlarını zedelemeden hizmet sınıfı değişikliği ile sistem dışına çıkarmalıdır. Kim ne derse desin öğretmenlik en zor mesleklerden birisidir. Zira insanla uğraşıyor ve anne babanın baş edemediği çocukları adeta hamur gibi yoğuruyor. Bunun içindir ki öğretmen alımında ve yetiştirilmesinde gerekli özeni göstermediğimiz takdirde geleceğimiz olan öğrencileri kendi ellerimizle telef ederiz.

 

Bakmadan Geçme